2.26. Küçük Adımlar

1.1K 77 172
                                    

1419 Senesi - Bahar Mevsimi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1419 Senesi - Bahar Mevsimi

ASPARGON HANLIĞI

Altınova Şehri - Hanedanlık Sarayı

Hanzen Gökben

Müge Hanım'ın odasından çıktığımda içim rahattı. Karar ondaydı artık. Büyük Hanım olarak nasıl bir yol izleyeceğini merak ediyordum. Bu mektubu Korkut'a da verebilirdim. Fakat bu sadece işleri daha zora sokardı. Aptal bir hatun yüzünden Toygar'ın başının yanmasını istemezdim. Onu severdim. Hem sadece benim için değil Korkut için de değerliydi.

Belgin'i yakından izlemeyle iyi iş yaptığımı bir kez daha görmüştüm. Günlerce hiçbir şey yapmamış gitmelerine az kala bu mektubu göndermeye çalışmıştı. Hasbükan'la durumumuz son üç yıldır soğukken böyle bir hareket çok dikkat çekerdi. Kaldı ki gerçekten içinde aile özlemi, katil amca sevgisi olduğuna inanmıyordum. Bir sebepten dolayı amcasıyla iletişim halinde olmak istiyordu. Umarım bu sebep ihanet değildir.

Şimdi her şey Müge Hanım'a bağlıydı. Onun alacağı kararı merakla bekliyordum. Tabii bu kararı benimle ne kadar paylaşırdı bilemiyordum. Yine de gözde hanzeninden ve hatta kendinden önce bu mektubu benim elde etmem iyi olmuştu. Sarayda sessizce oturmadığımı görmüştü.

Odama girdiğimde Defne ve Göktuğ birlikte oyun oynuyordu. Beni görünce gülümseyerek bana doğru koştular. İkisine de sıkıca sarıldım. Defne, "Anne, Balamir abimizi görebilir miyiz? Lütfen lütfen."dedi heyecanla.

Göktuğ ablasının isteğini anlamış, "Abi, abi, abi."diye tekrar etmeye başlamıştı. Bir yaşını geçen kış bitiren küçük oğlum konuşmak için çok hevesliydi fakat dili hala dönmüyordu. Ane, bab, abi, ab gibi kelimelerle kendini anlatmaya çalışıyordu.

"Abinizin dersi yoksa görebilirsiniz tabii. Önce Baş Hanzen'le görüşmemiz lazım."dedim. Kızım kaşlarını çatmıştı. Abisiyle görüşmek için kimseden izin almak istemiyordu. Fakat İdil'in isteği dışında çocukları inatla bir araya getiremezdim. Balamir'in kardeşleriyle birlikte olmasından duyduğu rahatsızlığı görmek mümkündü. Neyse ki eskisi kadar sert tepkileri yoktu. Balamir'i özgür bırakıyordu. Yine de Balamir'in onlara bu kadar düşkün olmasını istemediği belliydi.

Birgül ve Nilüfer'den sonra kendi seçtiğim işkızlarım olan Gülsüm ve Eda'yı yanıma çağırdım. Eda'yı İdil'in yanına gönderdim. Eğer tamam derse çocukları bahçeye çıkaracaktık. Haber gelmişti. İdil tamam demişti. Misafirlerin yanında oğlunu herkesten sakınıyor gibi görünmek istemiyor olmalıydı. Normalde birkaç gün sonraya ertelerdi her seferinde.

Çocukları hazırlayıp odadan çıktık. Bahçede buluştuk. İdil Baş Hanzen çardağındaydı. Simay ve Belgin de onun iki yanında oturuyordu. Çocuklar diğerlerinin yanına giderken ben de çardağa yaklaştım. "Gününüz ferah olsun Baş Hanzen."dedim kibarca. Sahte bir tebessümle bana baktı İdil.

Aynadaki KanWhere stories live. Discover now