1413 Senesi - Kış Mevsimi
ASPARGON HANLIĞI
Altınova Şehri - Hanedanlık Sarayı
Handan Suna
Gökben usulca balkondan indiğinde öfkeden deliye dönmüştüm. Kendime hakim olmak zorundaydım. Müge'nin ve diğerlerinin yanında beni öyle zor bir duruma sokmuştu ki bunu düzeltmem mümkün değildi.
Korkut'un yanından geçerken gözleri kıpkırmızıydı. Korkut ise sadece yere bakıyordu. "Gökben, güzel kızım, neden böyle yapıyorsun?"dedim şefkatli bir ses tonuyla. Nefretle baktı bana. "Hadi gel, seni mutfağa götüreyim. Biraz sakinleş."
"İstemez."dedi ve dışarı çıktı.
"Kızın sinirleri bozulmuş olmalı."dedi Müge acır gibi. "Hekimbaşı Uras Efendiden sakinleştirici bir şurup isteyebilirim."
"Gerek yok."dedim. "Ben ilgilenirim onunla."
"Mümkünse sen ilgilenme Handan Suna."dedi Korkut sertçe. Birden ona döndüm. Müge de afallamış ifadesiyle ona bakıyordu. "Kimseyle ilgilenme. İlgilendiğin herkesin hayatını söndürüyorsun."dedi ve yanımdan geçti. Gökben'i belinden tutarak götürdü. Önümüzden giderlerken ben de peşlerinden gittim.
"Hanzadem, neler söylüyorsun böyle? Ben sadece sizin iyiliğinizi istemiştim." Korkut hınçla bana döndü. Müge ve Yaman'ın önünde istemediğim şeyler oluyordu ve kontrol edemiyordum.
"İsteme! İyiliğimizi falan isteme! Ben ilgilenirim onunla!"dedi ve kimseye laf bırakmadan Gökben'le uzaklaştılar. Mutfak koridoruna doğru ilerlediler. Müge ve Yaman yanıma geldi.
"Bu nedir Suna? Açıkla."dedi Yaman. Elimi ağrı giren başıma götürdüm. Ah, Gökben. Sana bunun hesabını öyle bir soracağım ki öldürmem için yalvaracaksın. O serserinin kemiklerini getireceğim önüne!
"Gençlik dönemleri işte. Bilirsiniz. Arada sinirleri geriliyor."
Yaman son derece ciddiydi. "Biz de on altı on yedi yaşında olduk. Bu gördüğüm gençlik dönemi etkisi değil."
"Buraya gelirken hiçbir sorunu yoktu. Korkut'u göreceği için heyecanlıydı."
"Değildi!"dedi Burçin birden. Gözlerimi büyüterek ona döndüm. "Korkut'u göreceği için heyecanlı değildi!"
"Burçin! Ne dediğini bilmiyorsun!"dedim onu susturmaya çalışarak. Evet, sadece o çocuğu değil, kızımın aklını çelen diğer çocuğun da kemiklerini dökecektim önlerine.
"Bir şey mi biliyorsun Burçin?"diye sordu Yaman.
"Ne bilebilir?"diyerek araya girdim.
"Burçin'e sordum!"diye gürledi Yaman. Keskin bakışları üstümdeydi. Burçin'e döndü. "Odamda görüşelim Burçin."
YOU ARE READING
Aynadaki Kan
Historical Fiction2020 Watty Ödülleri Tarihi Kurgu Kazananı Tarih #1 (19.09.2020) Hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmezmiş. Geçmişin kanlı sayfaları bir bir önüne açılır, hayaletler hesap sorarmış. Öyle bir gün gelirmiş ki önce aynaya baktığında gördüğün gözler yaban...