2.6. Kan Tadı

1K 70 168
                                    

1415 Senesi - Yaz Mevsimi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1415 Senesi - Yaz Mevsimi

ASPAGON HANLIĞI

Bozyurt Şehri - Bir konaklama yeri...

Gökben Hatun

Kisre'deki hayatımız sona erdikten sonra tekrar yollara düşmüştük. Haftalardır Aspargon'un doğu sınırı boyunca güneye doğru ilerlemeye çalışıyorduk. Pek çok vilayette konaklamıştık bu süreçte. Ablamdan gelen son mektuptan sonra annemi bir kez olsun görmem için Sargun'a gitmeye karar vermiştik.

Temkini elden bırakmıyorduk. Fakat limanlar hala güvenli değildi. İllio bu süreçte Milo ile pek çok detay konuşuyor, güvenli bir gidiş yolu ayarlamak için uğraşıyordu. Simir Makos'taki korsan dostlarına bir mektup göndermişti. Denizde bize koruma sağlamalarını istemişti. Tek mesele Karayel Limanı'ndan güvenle ayrılabilmekti. Denize açıldıktan sonra gerisi kolaydı.

Simir Makos ve Aspargon arasında sürekli gidip gelen bir ticaret gemisini kullanacaktık. İstikamet Simir Makos gibi görünecekti. Aspargon'dan iyice uzaklaştıktan sonra rotamızı Sargun Kraliyet Limanı'na çevirecektik. Bir aksilik olmaması tek temennimdi.

İllio yolculuğu daha keyifli hale getirmek için elinden geleni yapıyordu. Uğradığımız vilayetleri babasının gömü haritasına göre seçmişti. Yolculuğumuz tamamen boş geçmemişti bu yüzden. Hem Ailios da keyif alıyordu bu işten. Toprakta olan parçalar için birlikte kazıyorduk toprağı. Bazen bulduğu solucanlarla oynuyor, çıkan taşları hızla bir kenara fırlatıp ne olduğunu izliyordu. Gömüye ulaştığımızda ise önce İllio inceliyordu bir koruma olma ihtimaline karşı.

Şimdiye kadar birkaç gömü bulmuştuk. Hepsi altın dolu küp değildi. Diğer ülkelere ait tarihi eşyalar, Aspargon'un han ve hanımlarına ait parçalar da vardı aralarında. Berke Han'a ait altın bir madalyon, Simaşah Hanım'ın tarağı, Alev Hanım'ın yakut kaplı kadehi, Gerbena kraliyet tacına ait ay taşları, Arbatun'un som altından eski bir kraliyet mührü... Hepsi İllio'nun deri çantasında seyahat ediyordu bizimle. Zor bir duruma düşersek epey para edecek parçalardı.

İllio'nun babası Karayılan Dolius gerçek bir koleksiyoncuymuş. Oldukça değerli parçalar bulmuş ve saklamıştı. Bunları nereden nasıl bulduğunu bilmiyordum. Fakat her birinin bir servet değerinde olduğuna emindim. Parçaları incelerken İllio babasının onları sıradan bir kulübede yaşatmaya devam ettiğini söylemişti. Buradan anlaşılıyordu ki Dolius'un amacı para değil, maceraydı.

"Annen nasıl katlanıyordu bu maceralara?"diye sordum bir gün.

"Bilmiyorum. Annem ve ben birbirimizden biraz uzaktık. Babam çoğu zaman bir maceraya atılır evde olmazdı. Ben de annem onu üzdüğü için evden gittiğini düşünürdüm. Çocuktum o zamanlar. Basit düşünüyordum."

"Sonra ne oldu?"

"Korsan oldum. Yollara düştüm."

"Anneni hiç görmedin mi?"

Aynadaki KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin