2.21. Hatırlatma

973 79 172
                                    

1416 Senesi - Yaz Mevsimi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1416 Senesi - Yaz Mevsimi

ASPARGON HANLIĞI

Altınova Şehri - Hanedanlık Sarayı

Büyük Hanım Müge

Üzerimdeki ağır hüzün ne zaman geçecekti bilmiyordum. Yaman'ın kaybından sonra bana yaşama sevinci veren şey İdil'in ikinci çocuğuna gebe oluşuydu. Her şey yolunda gitseydi yıllar sonra bu saray ilk kez çocuk sesleriyle cıvıl cıvıl olacaktı. Yeni bir can hepimize mutluluk getirecekti. Fakat torunum bizden alınmıştı.

Ulu Tanrı böyle uygun gördü diyenler vardı. Fakat ben böyle düşünmüyordum. Beşerin işini tanrıya atfetmek bana göre değildi. Bile isteye, planlanarak yapılmıştı bu saldırı. İdil'in boş ve güvensiz anını yakalamak için kollamışlardı. Ufacık bir hatada ise planlarını uygulamışlardı.

İdil'e saraya kadar eşlik eden muhafızları cezalandırmıştım. Odasına kadar eşlik etmelilerdi. İdil gerek görmemiş olabilirdi fakat emirlerim bu yöndeydi ve sarayın bir hanımı yokken Büyük Hanım olarak benim sözümün üstüne söz olamazdı. İyi hoş, bir hanım gelse de kimse beni kenara atamazdı.

Olaydan sonra Leman Kalfa'yı yanıma çağırmış onu da bir güzel azarlamıştım. Korkut'un hareminden o sorumluydu madem o halde görevlerini eksiksiz yerine getirecekti. Ecrinok'taki Yedi Gürgen Sarayı'na benzemezdi burası. Burada oyunlar her daim daha ağır, daha ölümcül oynanırdı. Bu saraydaki her çocuk iktidara ortak olabilecek bir adaydı. Hanım nikahı kıyılsa bile şimdiye kadar kaç han kaç hanım usulca geçmişti tahta ki şimdikiler usulca geçsin? Balamir de Aydan da potansiyel rakipti. Kim ne derse desin bu her daim böyle olmuştu. Hele Şevval gibi birinin elinde yetişen bir haneş kesinlikle kaidelere bakmazdı.

Gün içinde Asya yanıma geldi. Günlük raporlar, mektuplar, gözden geçirilecek belgeler, harem hazinesiyle ilgili defterleri çalışma masama bıraktı. Yazın ilk ayına girişimizle geçen aya ait raporları inceleyip önümüzdeki ayları buna göre şekillendirecektik. "Hanımım, Simir Makos'tan mektup var."dedi ve önce mavi beyaz şeritli muhafazayı uzattı. Muhafazayı açtım ve içindeki rulo yapılmış mektubu çıkardım. Mektup Elçin ve Vangelis'in ağzından ortak olarak yazılmıştı. Hızlıca okudum.

"Kral Zenobio ölmüş. Vangelis kral ilan edilmiş. Elçin kraliçe olmuş."dedim Asya'ya bakarak. Yıllardır beklediğim haber gelmişti. "Nihayet Simir Makos'u da Asperan kanı yönetecek." Tatmin olan bir gülüş yerleştirdim dudaklarıma. Kızlarım bulundukları ülkelerin çıkarlarını gözetse de Asperan kanının yayıldığı topraklar genişlemişti. Kim ne derse desin, ne düşünürlerse düşünsünler gerçek buydu. Erkek egemen topraklar bunu önemsemiyor olabilirdi fakat çocuğu kadın yetiştirirdi. Çevre ülkelerde doğan her çocuk Aspargon'un geleceğine yatırımdı. Bresna ve Melbros'ta işler istediğim gibi gitmese de Arbatun ve Simir Makos'ta tam da istediğim gibi ilerliyordu her şey. Bu iki ülkeyle dostluğu sağlamıştık. Çıkar ilişkilerimiz her geçen yıl daha da sağlamlaşıyordu. Doğudan gelecek tehlikelere karşı batı ve kuzeybatının desteği bizimleydi. Arbatun ve Gerbena bazen sıkı iki dost bazen soğuk savaştaki acımasız iki düşman gibiydiler. İki kızımın bu ülkelerde bulunması gelecekte nelere sebep olacaktı zaman gösterecekti.

Aynadaki KanWhere stories live. Discover now