27. Seni Kaybettim

1.4K 104 178
                                    

1413 Senesi - Kış Mevsimi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

1413 Senesi - Kış Mevsimi

ASPARGON HANLIĞI

Altınova Şehri - Hanedanlık Sarayı

Hanzade Korkut

Doğduğum topraklara yolculuğum başladığında kendimi farklı hissediyordum. Dokuz aydır uzak kaldığım Hanedanlık Sarayı'na iki günlüğüne geri dönüyordum. İçimde tatlı bir heyecan vardı. Gökben'i görme arzum beni sabırsız hale getiriyordu. Gelecek miydi bilmiyordum fakat gelmezse Bozok'a gideceğimi biliyordum.

Ablam Bengü'yle birlikte yola çıkmıştık. Direkt gitmektense önce Ecrinok'a uğramıştı. İdil ve Duru'ya hediyeler getirmişti. Birkaç gün kaldıktan sonra Altınova'ya doğru yola koyulmuştuk. Aramız sıcak olmasa da Ecrinok'a gittiğimden beri aile üyelerime bakışımda yumuşama olmuştu. İnsan tek kalınca ailesini özlüyordu.

İdil çok ısrar etmişti gelmek için. Fakat durumu ortadaydı. En ufak bir şeyde sancılanıyor ya da kanama yaşıyordu. Evladımızın sağlığını düşünmek önceliğimizdi. Bu nedenle gelmesine izin vermedim.

Kışları Sangür yolundan gittiğimiz için uzun sürmüştü. Ladinay'da mola verip Sangür'e geçtik. Bir gece burada kaldık. Ertesi sabah erkenden yola koyulduk. Her yer kar içindeydi. Altınova dağların arasındaydı. Uzun vadi yoluna girdiğimizde askerlerimiz daha dikkatliydi. Haydut ihtimalini görmezden gelemezdik. Mevsimin pek önemi yoktu onlar için. Kışın bile saldırabiliyorlardı kervanlara.

Akşamüstü Hanedanlık Sarayı'na vardık. Hanım annemin odasına gittim önce. "Hoş geldin hanzadem."diyerek kollarını açtı. Sarıldık birbirimize.

"Hoş bulduk hanım annem. Toygar odasında mı?"

"Evet. Yarın için oldukça heyecanlı. Üzerini değiştiriyordur. Birazdan iner küçük salona."

"Yine de gidip göreyim kardeşimi."dedim ve Toygar'ın odasının yolunu tuttum.

Odalarımız yan yanaydı. Eski odamın önüne geldiğimde aklımdan pek çok şey geçti. Gökben'i masamın önünde gördüğüm an kalbimin onda mühürlendiğini hissetmiştim. İçeride takılmıştım ona. Sinirini bozmuştum. Nedense hoşuma gitmişti o hali. İsyandan sonraki küçük buluşmamız canlandı gözümün önünde. Neredeyse bir sene önce yaşananlar şimdi bile kalbimi hızlandırıyordu. Derin bir iç çektim ve kardeşimin odasına girdim.

Altın kabzalı bir kılıçla odanın içinde kendi kendine talim yapıyordu. Beni görünce durdu. Gözleri heyecanla parladı. "Abi!"diyerek bana doğru koştu. Önümde durdu. "Çok geç kaldın. Sabah gelmen gerekirdi. Şimdi nasıl göreceksin kılıçta nasıl olduğumu?"

"Yarın sabah talim yaparız. Hazırlıkları biz yapacak değiliz ne de olsa." Gülümsedi.

"Ulaş amcam beni de Alperen'i de çalıştırıyor. Alperen seyis olacakmış ama bence Ulaş amcam onu orduya almalı. O kadar cengaver ki şimdiden belli ne kadar güçlü bir asker olacağı."

Aynadaki KanWhere stories live. Discover now