-50- Sevimli

26.8K 2.2K 806
                                    

"Aynayı veriyorum, hazır mısın?"

"Hayır." baş parmağını elmacık kemiğimdeki yaranın üstüne getirdi tekrardan. "Buraya ne oldu?" 

Oda kalabalıktı. Kapının hemen yanında sabırsızca aynayı vermeye çalışan Nilay, kendi hallerinde bizi izleyen Sarp ve Volkan, hemen yanımızda duran Işık...hepsi Yankı'yla göz teması kurmak, kendilerini tanıtmak için sırada beklerken onun tek ilgi odağı bendim. Dakikalardır bakışlarını hiç ayırmadan yüzümü inceliyordu.

"Önemsiz bir şey." yanağımdaki elini kavrayıp dudaklarıma götürdüm. Avuç içini öpüp kucağıma indirirken dolu dolu olmuş gözlerini kırpıştırdı.

"Ne olduğunu sordum."

"Yankı." sanki başka birisi vardı karşımda, yeni tanıştığım bambaşka birisi. "Önemli değil, dedim ya."

"Biliyorum ne olduğunu." huysuzca mırıldanıp dudaklarını birbirine bastırdı. İki eli de gömleğimin düğmelerine gidince gözlerimi büyüttüm. 

"Yankı-"

"Bir saniye." gömleğimin birkaç düğmesini açıp  göğsümde gezdirdi elini. Parmaklarına takılan her bir yara izinde daha çok asılıyordu yüzü.

"Güzelim, yapma bunu." ellerini çekip düğmeleri tek tek iliklemeye başladım. Mutlu olmalıydı, herkese bakmalı, tadını çıkarmalıydı. Oysa sadece benimle ilgileniyor, beni düşünüyordu. 

"Onların geçici olduğunu söylemiştin." dedi ağlamaklı bir sesle. "Hepsi çok derinmiş." iki yanağını da sıkıca kavrayıp nazik hareketlerle gözaltlarını okşadım. 

"Bunu evimizde konuşalım."

"Evimiz." alt dudağını ısırarak gülümsedi. "Çok merak ediyorum."

"Beni de merak et biraz." heyecanlı sesiyle aramıza girdi Işık. "Hadi bak!" kucağımda duran elimi sıkıca kavradıktan sonra başını yana çevirdi Yankı. Sadece bana bakarken değil, diğerlerine bakarken de benden destek alması iyi hissettirmişti. Gözlerini önce Işık'ın sabırsız yüzünde, ardından tüm yüzünü çevreleyen siyah şalında ve bize oranla epey kısa olan bedeninde gezdirdi.

"Sen cidden güzelmişsin..."

"Ay teşekkür ederim bebeğim!" Yankı'dan daha heyecanlıydı Işık, ellerini çırpıp kocaman gülümsedi. Bu sırada Yankı onu izlemeyi bitirip kapının yanındaki arkadaşlarıma çevirdi gözlerini. Hepsine tek tek bakarken gözleri Nilay'da takılı kaldı. 

"Nilay!"

"Aşkım..." orada dikilmeyi kesip elindeki aynayla beraber yanımıza geldi Nilay. "Sarılayım mı sana?" Yankı, başını hızlı hızlı salladığında hemen ona atıldı Nilay. Birbirlerini uzun süredir görmüyorlardı ve Yankı'nın ilk tanıdığı kişiydi. Bu yüzden aralarında daha farklı bir iletişim olduğunun farkındaydım. Sarılmalarını sonlandırıp geriye çekilirken, Nilay'ın elindeki aynadan yansımasını gördü. Bir iki saniye öylece durup, aynayı yavaşça eline aldı.

Parmaklarını saçlarından yanağına kadar indirirken dudaklarında ince bir tebessüm oluştu. Baş parmağıyla dudağına dokunup bana çevirdi bakışlarını. "Bu ben miyim?" başını hafifçe yana çevirdi, her şekilde nasıl gözüktüğünü inceliyordu.  Gözlerini kırpıştırıyor, çenesine dokunuyor, bir nevi kendiyle tanışıyordu. "Benim..." kendini nasıl hayal etmişti, zihninde nasıl canlandırmıştı bilmiyorum ama epey şaşkın görünüyordu. "Çok beyazmışım."

"Sonunda sen de gördün." dedim sadece onun duyabileceği bir tonda. "Baktıkça içimi yakan güzelliğini."

"Ya Ayaz..." heyecanla gülümsedi Yankı, aynadan gözlerine çarpan güneş ışığı fazla geldiği için yüzünü buruşturdu ve elindekini kenara bırakmak zorunda kaldı. Volkan ve Sarp'ın yanımıza yaklaşmasıyla onlarla muhabbet ederken gözlerimi sıkıca kapatarak derin bir nefes verdim.  

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin