FİNAL

35.4K 2.5K 1.6K
                                    

Son kez oy ve yorum rica ediyorum♡

- 2 Sene Sonra -

-Yankı-

"Hadi Ayaz..." duvara yasladığım bedenimi ayırıp, dakikalardır gelmesini beklediğim adamı bulabilmek için etrafta gezdirdim gözlerimi. Dün tartıştığımızdan beri fazla konuşmuyorduk, bu yüzden mesaj atamamıştım. Aramızın bozuk olmasına rağmen okuldan tek başıma dönmemi istemiyordu.

Aslında çok uzak değildi ama Ayaz'a göre dünyanın bir ucundaydım. Benim yorulup yorulmayacağımı benden daha çok düşünmesi içimde bir yerleri kıpır kıpır ettiği için, alt dudağımı ısırdım. Keşke dün gece barışıp da uyusaydık...özlemiştim.

"Yankı!" yaşıtlarımdan daha geç sınava girdiğim için, benden üst sınıfta olan Deren gülümseyerek geldi yanıma. Upuzun saçlarına bakarken tebessüm etmeden edemedim. Kendini sürekli anlatmış, nasıl gözüktüğünü detaylarıyla açıklamıştı ama buna rağmen onu gördüğümde şaşırmıştım. "Ayaz'ı mı bekliyorsun?"

"Evet, gelir birazdan."

"Bizimkilerle takılacaktık." az uzakta bekleyen arkadaş grubunu işaret etti. "Gel sen de, akşam aynı evdesiniz nasılsa."

Aslında kavgalıydık, ona trip atmak için güzel bir yöntem olabilirdi ama gönlüm el vermiyordu. Tartışmadan hemen önce beraber plan yapmıştık...onu ekemezdim. "Başka zaman ya, Ayaz'la olmam lazım."

"Sürekli dipdibesiniz zaten!" dedi triple. "Çok ciddiyim, sıkılmadın mı?"

Üç sene...tamı tamına üç senedir birlikteydik.

Bazen fazla kıskanç oluyordu, fazla üzerime titreyip en basit işleri bile kendisi yapmak istiyordu, bunlar bunaltıcı olsa bile hepsi beni sevdiği içindi. Bana gerçek sevgiyi hissettirmiş, kalbimi ısıtmış, en önemlisi, bu dünyayı görebilmem için benden daha çok çabalamış bir adamdan nasıl sıkılabilirdim ki?

"Unuttuğun bir şey var Deren." sol elimi hava kaldırıp yüzük parmağımı işaret ettiğimde yanaklarını şişirdi. Resmiyette olmasa da, biz evli bir çift sayılırdık.

"Doğru, bu yaşta evlenmek gibi bir hata yapmıştın."

"Deme şöyle şeyler." ben mutluydum,  artık bunu sorgulamayı bırakmalıydı. 

"Geldi seninki, kaçıyorum ben." sadece geldiğini duymak bile kalp atışlarımı hızlandırırken, yavaşça arkama döndüm. Kampüsün karşısında, arabasına kalçasını yaslanmış bana bakıyordu. Rüzgardan uçuşan sarı saçları ve ciddiyetle parlayan mavi gözlerine bakarken iç geçirdim. Her zamanki gibi deri ceketini giymiş, zaten sert olan görünümüne daha da ciddiyet katmıştı.

Okuldan çıkan herkesin ilgiyle ona bakması sinir bozucuydu. Aramız iyi olmadığı için ağırdan alıyordum ama daha fazla oyalanamayacağım fark edip adımlarımı hızlandırdım. Yanına kadar gittiğimde, kendisini süzen onlarca kişiye hiç aldırmadan, belimi kavrayarak sıkıca sarıldı.

Boynumda hissettiğim dudakları içimi ısıtmıştı. Tüm ders boyunca atacağım tribi düşünmüş olsam dahi, onun her şeyi geride bırakıp sarılması tüm planlarımı suya düşürmüştü. Pamuk gibi olmuştum...

"Sinirin geçti galiba." yavaşça göğsünden ayrıldım "Dün akşam pek bir sinirliydin."

"Yavrum benim sinirim sana değil, sana sarılan o piç kurusunaydı." 

"Arkadaşıma küfür etme." çocuk dostça sarılmıştı ama Ayaz bu detayı göz ardı ediyor, direkt savunmaya geçiyordu. 

"Tamam bebeğim, arkadaşına küfür etmiyorum." kolunu omzuma sarıp tekrardan göğsüne çekti beni. "Ama gördüğüm yerde belasını sikerim."

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin