-21- Ateş

46.8K 3.5K 2.3K
                                    

Uykunun en uzun, en tatlı yerindeydim şuan. Gördüğüm karmaşık rüyaların farkına varmaya başladığımda kulağıma bazı mırıltılar doldu. Uyanıyordum...daha doğrusu uyandırılıyordum.

Kaşlarımı çatarak gözlerimi araladım. Direkt yüzüme vuran güneş ışınları benden iyi bir küfrü hak etmişti ama beynimi toparlayıp küfür edemedim.

"Lan..." elimin tersiyle gözüme bastırırken yanımın boş olduğunu fark ettim. Aniden doğrulup gözlerimi irice açtım. Yankı yatağın en ucuna kaymıştı.

"Düşeceksin yavrum ya." kendime doğru çekmek için uzanıp kolunu kavradığımda hissettiğim sıcaklık fazla yüksekti. Yatakta kayıp yanına yaklaştım. Elimi alnına ve yanaklarına bastırdım. "Hassiktir..."

Neden ateşlendiğini anlamaya çalışırken açık olan pencereyi ve Yankı'nın örtüden sıyrıldığını fark ettim.

"Yankı, aç gözlerini " yanağına küçük dokunuşlarla vurdum. Uzun kirpiklerini kırpıştırarak gözlerini araladı.

"Ayaz..." ses tonu halsizdi, kelimeler boğazını yırtarak çıkıyordu sanki.

"Gel, doğrul."

"Uyumak istiyorum." yatmasına izin vermeden beline sarılıp kaldırdım Yankı'yı.

Yürütmeye çalışsam da hali yoktu. Başını geriye atıp göğsüme yaslandığında içim gitti. Belini sıkıca kavrayıp kucağıma almama itiraz etmedi.

Banyoya girip duş başlığının altına getirdim Yankı'yı. Yere bırakmış olsam da sıkıca tutuyordum. Soğuk suyu açmamla çırpınıp belime sarıldı.

"Soğuk...Ayaz..."

"Sabret güzelim." sırtını ve saçlarını okşayarak sakinleştirmeye çalıştım.

"Çok üşüyorum." dudaklarını büzerek mırıldandı. "Lütfen götür beni." şu ifade ve ses tonuyla bana yaptıramayacağı hiçbir şey yoktu.

Suyu kapatıp kucağıma aldım Yankı'yı. Odaya gidince üzerindekileri çıkarttım. Sadece iç çamaşırıyla kalmıştı. Vücudunu izlemeyi kesip havluyla kuruladıktan sonra yatağa yatırdım. Yorgan yerine daha ince bir şey örttüm üstüne.

"Ateşin düşmüş gibi." yanağını tutarken üzerine eğilip boynuna bastırdım dudaklarımı. Uzunca öpüp geri çekildiğimde gülümsüyordu.

"Bir bakalım..." telefonuma uzandım. Küçük bir araştırma yapmam gerekiyordu. 'Hasta birine napılır?' diye arattığımda  google cümlemi düzeltip öyle yardımcı oldu bana.

Çorba.

Çorba yapmalıydım.

"Burada dinlen, bir şey olursa seslen tamam mı?" Yankı uslu uslu başını salladığında camı da kapatıp öyle çıktım odadan.

Dolaptan tavukları çıkarırken tavuklu çorba tarifini de açıp önüme koydum. Geçen seferki gibi bu da mahvolursa dava açardım siteye.

**

Tamam...çok da berbat değildi. Bir tadı vardı en azından. Tuz dengesi de iyiydi ve Yankı beğenir diye düşünüyordum.

Tepsiyi elime alıp yukarı çıktım. Yankı bıraktığım şekilde dümdüz yatıyordu yatakta. Yanına yaklaşıp tepsiyi bir kenara bıraktım.

"Yankı." sesimi alır almaz açtı gözlerini. Doğrulmasını sağlayıp arkasına yastık koydum. "Sana çorba getirdim."

"İstemiyorum." dedi direkt.

"Karnını doyurman lazım ama." tepsiyi kucağına koydum. "Birazcık ye en azından."

"Tamam." dedi fazla zorlamadan, kaşığı tutan elinin titrediğini fark edince elini tuttum. Kaşığı alıp dudaklarına yaklaştırdım. 

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin