-13- Hazırlık

42.3K 3.5K 677
                                    

Yankı'nın kapısını açıp elinden tutarak inmesine yardımcı oldum. Kapıyı örtüp arabayı kitlerken koluma girmişti bile. İki elimi de cebime sokup ağır ağır yürümeye başladım. Nilay'ın istediği mağazaya girip şöyle bir göz attım.

"Bak ben bu renk takım düşünüyorum Yankı'ya." buz mavisi ceketi havaya kaldırdı. "Gözlerini ön plana çıkarmalıyız."

"Güzel mi?" dedi Yankı heyecanla.

"Biraz daha bakalım." onu bırakıp arkadaki lacivert ceketi çıkardı. İçine beyaz tişörtü sokup gösterince yüzümü buruşturdum.

"Çok yaratıcısın."

"Sus Ayaz." ikisini de yerine astı. O orada bakınırken Yankı'yla beraber biraz uzaklaştık. Siyah, yağmurluk tarzı bir ceketi elime aldım. Fena değildi.

"Ayaz abi, ne seçtin?"

"Bir şey almadım daha." elimdeki ceketi bekleyen görevliye verip Yankı'yla beraber yürüdüm.

"Ben takım elbise giymek istemiyorum."

"Yankı, arkamdan mı konuşuyorsun?" sahte bir kızgınlıkla konuşurken önümüze geçti Nilay. "Bak bu takım çok yakışır."

"Hangi renk?" diye sordu Yankı.

"Siyah." ceketin kolunu tutup şöyle bir süzdüm. "Bok gibi."

"Düzgün konuş insanlar var." gülümsemeye çalışsa da gözleriyle beni uyarıyordu.

"Belki güzeldir, Nilay'a güveniyorum." dedi Yankı, kaşlarımı havalandırıp yüzüne baktım. Gülümsüyordu.

"Tamam, Yankı'yı giydir sen. Bekliyorum."

"Ya Ayaz çocukluk yapma, beraber bakıcaz." dedi Nilay, omuz silkip en yakındaki koltuğa oturdum. Ben alacağımı almıştım, kuyruk gibi peşlerinde dolanmaya niyetim yoktu.

Seçtiği beyaz gömleği iyice bir süzdükten sonra Yankı'nın eline tutuşturup kabine soktu Nilay. Hemen kapının önünde Yankı'nın çıkmasını beklerken yanına gidip gitmemek konusunda kararsız kalmıştım. Giyinebilir miydi acaba? Kalkmaya yeltendiğim sırada vaz geçtim. Sonuçta ben yokken tek başına giyiniyordu bu çocuk.

Birkaç dakika sonra kabinin kapısı yavaş yavaş aralandı. Gömleğin düğmelerini yanlış iliklemiş halde çıkınca görevli kızların kıkırtısını işittim.

Ayağa kalkıp ağır ağır yürüdüm, önlerinden geçerken öldürücü bakışlarımı atıp Yankı'nın tam önünde durdum. "Daha ince bir gömlek seçseydin." diye fısıldadım Nilay'a. Tüm vücudu gözüküyordu çocuğun.

"Düğmelerini düzeltince efsane olacak."

"Başlarım efsanesine."

"Olmamış mı?" diye mırıldandı Yankı, bileğini kavrayıp kabinin içine tekrar soktum.

"Bekle." görevlilere bakarak ilerleyip, geldiğimizden beri gözüme çarpan sweet ve ceketi aldım. Neden bu kadar öfkelendim bilmiyorum ama kız olmasalar çoktan dağıtmıştım yüzlerini.

Yankı'nın yanına girecekken kolumu tutup elimdekilere baktı Nilay. "Davete gidiyoruz, spora değil!"

"Yankı takım istemiyormuş."

"Ama sizin de şık olmanız lazım!"

"Yankı böyle giyinsin Nilay, ne fark eder?" ceketi çekiştirip kabinin içine girdim. Kapıyı kapatınca dakikalardır sesi çıkmayan Yankı dudaklarını araladı.

"Neden güldüler Ayaz abi?"

"Ne bileyim ben." gömleğinin düğmelerini açarken ellerini indirdi. Artık korkmuyordu benden, dokunduğum zaman kaçmıyordu. "Çek kolunu." gömleği tamamen çıkarıp astım. Elimdeki gri kapişonlu sweeti üzerine geçirip düzelttim. Mavi kot ceketi de üstüne giydirip kollarını ve yakasını düzelttim.

"Nasıl hissediyorsun?"

"Çok rahat." dedi. "Hangi renk?"

"İçindeki gri, ceket mavi."

"Nilay'a sormak istiyorum." kabinin kapısını açar açmaz kafasını uzattı Nilay.

"Harika, beraber sahilde yürüyüşe çıkmaya hazırsınız(!)"

"Olmamış mı Nilay?"

"Olmamış hayatım, Ayaz abin kokteyle uygun giydirmemiş." elindeki beyaz gömlek ve dar kesim ceketi uzattı. "Bunları giyin, sana tam olacak."

"Tamam." Nilay'ın verdiklerini alınca kapıyı kapattım.

Benim giydirdiklerimi çıkartıp astıktan sonra gömleği askıdan çıkardım. Kollarını geçirince düğmelerini ilikledim tek tek. Ya bu kabin çok dardı ya da hava sıcaktı. Ter basmıştı çünkü.

Siyah ceketi de giydirince Yankı'yla burun buruna geldim. Heyecanlı bir ifadesi vardı, aralık dudaklarından çıkan nefes yüzümü yalayıp geçerken gözlerimi kapattım. Çıkmalıydım artık.

Kabini açıp dışarı attım kendimi. Derin bir nefes verirken Nilay beğendiğine dair mırıltılar çıkarıyordu.

"Bence de bu çok yakıştı." dedi görevlilerden biri, gözlerine bakmamla susup başını eğmesi bir oldu. Bir de yorum yapıyordu amına koyduğumun salağı.

"Yankı inanılmaz yakışıklı oldun, senin üzerine dikilmiş sanki!" Yankı'nın elini tutup kabinden çıkardı Nilay. Etrafında döndürünce gülümsememi durdurmak için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Yakıştı mı Ayaz abi?"

"Diğeri daha güzel." böyle yaşı büyük göstermişti, benim seçtiğim kıyafetler spor ve yaşına uygundu.

"Sen onu dinleme hayatım, çok yakıştı." heyecanla ellerini çarptı Nilay. "Sen hangisinde rahatsın, Ayaz abinin dediğini mi alalım yoksa bunu mu?"

Yankı ellerini üzerinde gezdirip ceketini ve gömleğini düzeltti. Birkaç dakika sessiz kalıp düşündükten sonra "Bunu istiyorum." dedi.

Hissettiğim anlamsız kırgınlıkla arkamı döndüm. Ellerimi cebime koyup dudağımı ısırarak birkaç adım attım çıkışa doğru.

Ben onun rahatlığını göz önüne alarak seçmiştim. Daha rahat hareket edebilirdi ve...ne bileyim işte. Ben küçükken bol şeyler giydiğimde huzurlu hissederdim, belki oda öyle hisseder diye düşünmüştüm.

Belki de benim yine alay ettiğimi, kötü şeyler seçtiğimi düşünmüş olabilirdi. Ama Nilay öyle miydi...koşulsuz şartsız güvenirdi ona. Öyle de olmuştu zaten. Onun seçimine ve zevkine güvenmişti.

Kafamı iki yana sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Hiçbiri sikimde değildi, saçmalıyordum.

Neyi giyerse giysin. Bana neydi ki.

Hiç planlarım arasında yokken bölüm yazıp atasım geldi, iyi geceler ♡

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin