-33- Sevgilim

37K 2.7K 1.2K
                                    

Siyah - gri renklerinin hakim olduğu ceketi Yankı'nın kollarından geçirip giydirdikten sonra fermuarını kapattım. Üzerine birkaç beden büyük olan ceketin kollarını kıvırırken restauranttan çıkmış yanımıza gelen Işık ve Volkan çarptı gözüme.

Kollarının ardından yakalarını düzelttiğimde Volkan tam yanımda durup elini omzuma koydu. "Çağla'ya üzüldüm, kız nasıl heveslenmişti." diye mırıldanınca dudaklarımı birbirine bastırdım. Yankı asla kendisinden beklemeyeceğim bir çıkış yapmıştı.

"İyi oldu." dedi Işık. "Sevmiyorum zaten onu." Yankı, Işık'ın kendisiyle aynı fikirde olduğunu görünce hafifçe gülümsedi. Utangaçlığını üzerinden atmış, bambaşka bir Yankı vardı karşımda.

"Eve mi geçersiniz, biraz takılalım mı?" Volkan'ın sorusu üzerine Yankı elini uzatıp önce bileğimi, oradan da elimi tuttu. Parmaklarımızı birbirine kenetlerken iç geçirerek baktım güzel yüzüne.

"Eve geçeriz."

"İyice beyci olmuşsun."

Aniden Volkan'a dönüp "Siktir ordan." dedim. Böyle tabirler hiç güzel değildi.

Dakikalardır sesini çıkarmayan Yankı "Ne oldu?" dediğinde hepimiz ona baktık. Meydan okurcasına parlayan mavi gözlerini kırpıştırdı. "Sinirlendin mi?"

Hala sinirli gözüküyordu ve eve gittiğimizde bana tavır yapmasını göze alamazdım. Ne diyeceğimi bilemez halde kalınca omzuma iki kere vurup geriye adımladı Volkan. "Biz kaçalım, enişte bey kızmasın."

"Doğru konuş." diye tıslasamda sesim oldukça kısık çıkmıştı.

"Bunaltma çocukları Volkan." derken gülüyordu Işık. "Hadi, yürü."

"Gel kız sana içecek bir şeyler ısmarlayım." Işık'ı kolundan tutup arabasına götürürken tuttuğum nefesimi verdim. Ulan Yankı...

"Güzelim." arabaya doğru adımlamaya başladık. "Gergin misin?"

"Hayır değilim." derken bile sesi her zamankinden sertti. "Bir daha o kızla görüşmeni istemiyorum."

Kızla zaten yıllardır görüşmüyordum, Yankı uyarmasa da görüşmeye niyetim yoktu. Bilinçsizce başımı sallarken ön koltuğu açıp binmesine yardımcı oldum. "Tamam, görüşmem." kapısını kapatıp kendi yerime geçtim direkt. Yankı'nın ısınması için klimaları açıp öyle çalıştırdım arabayı. Yüzünde rahat, keyifli bir gülümseme vardı.

Eve gidene kadar Yankı günün yorgunluğuyla uykuya dalmıştı. Arabadan inip onun yanına dolandım hemen. Kollarımı belinden ve bacaklarından geçirerek kucağıma alıp, dizimle arabanın kapısını kapattım. Yankı'nın başı omzuma düştüğü için gülümserken eve doğru ilerledim. Anahtarla kapıyı açıp girmek biraz zaman alsa da başarmıştım.

Direkt üst kata yönelip odamıza getirdim Yankı'yı. Bedenini yatağa yatırmadan önce boynuma sardığı kollarını açarak bir şeyler mırıldandı. Üzerinden doğrulmadan önce saçlarını okşayarak dudaklarımı alnına bastırdım.

Kendi üstümü değiştirdikten sonra dolaptan aldığım rahat kıyafetlerle tekrar geldim yanına. Rahatsız etmemeye çalışarak ceketi ve gömleğini çıkarıp, elimdeki tişörtü giydirdim. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım gözleri aralanmıştı. Uykuyla uyanıklık arasındaki o çizgide gidip geliyordu. Pantolonunun düğmesini açtığımda ellerimi tuttu. "Sadece değiştireceğim." yavaşça yutkunup başını salladı. Çok utanıyordu.

"Bakma...tamam mı?"

Fermuarını indirirken "Bakmayacağım." diye mırıldandım. Gözlerimi kapatıp pantolonu tamamen indirdim. Bacaklarından sıyırırken elime değen pürüzsüz teni içimi titretiyordu. Kenardaki eşofmanı alıp aynı şekilde bakmadan giydirdim. Kendini biraz kaldırıp kalçasından geçirmeme yardımcı oldu. Gözlerimi araladığımda başını yastığa bastırmış, derin nefesler aldığını gördüm. Yeniden uykuya dalmaya hazırlanıyordu.

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin