-49- Hayallerimden Güzel

26.3K 2.4K 1.9K
                                    

Ay bölüm ismi çok garip geldi dhshdşsşs

Soğuk havada dağılan sigara dumanını izlerken aklımdan binlerce düşünce geçiyordu. Çok takıntılı bir herif değildim, dış görünüşümü hiçbir zaman umursamamıştım. İnsanlara iyi görünmek gibi bir çabam da olmamıştı ama şu an aklımı kurcalayan şeylerden biri, görünüşümdü. Yankı beni görmeden sevmişti, belki gördüğü zaman aklındakiyle uyuşmayacaktım ve soğuyacaktı benden...bu bir ihtimaldi. Gerçekleşme olasılığı büyük bir ihtimal. 

Parmaklarımın arasındaki sigarayı yere atıp ayak ucumla ezdim. Paketteki son dalımı çıkararak dudaklarımın arasına yerleştirdim. Cebimden aldığım çakmakla sigarayı yakıp ciğerlerime derin bir soluk çekerken sabahtan beri geçmek bilmeyen baş ağrım yüzünden yüzümü buruşturdum. Uykusuzluk, stres, fazla düşünmek...hepsinin sonucunda bu çekilmez şey oluşmuştu.

"Ayaz." sanki Yankı'nın kalkıp gelebilme ihtimali varmış gibi heyecanla irkilsemde duvarın dibine sinmiş, yavaş yavaş yanıma adımlayan Nilay'dan başkası değildi. "Yankı ameliyata girdiğinden beri gelmedin, iyi misin?"

İçime çektiğim dumanı üflerken aşağı yukarı salladım başımı. "İyiyim." bok gibiydim, Yankı'nın emin ellerde olduğunu bildiğim halde içim rahat değildi. Ben uzak olduğunda otomatikman tedirgin oluyordum. 

"İçme artık şunu." uyarısına hiçbir şey söylemeden duvara yasladım sırtımı. Bana sözünü dinletebilecek tek bir kişi vardı ve o da  şu an burada değildi. "Kızgın mısın bana?" 

"Hayır."

"Ben o gün ileri gittiğimi sonradan fark ettim."  elleriyle oynuyor, ikide bir saçına falan dokunuyordu ama dönüp ona bakmadım. "Özür dilemek istedim, çekindim biraz."

"Sorun yok."

"Ayaz." sıkıntılı bir nefes verdi. "Biz çok yakındık, bir anda böyle kötü olmayı kaldıramıyorum."  

Sigaradan son bir nefes çektikten sonra duvara bastırarak söndürüp yere attım. Saatlerdir burada oyalandığım için yerde biriken izmaritlere yüzünü buruşturarak baktı Nilay. Atmamam gerektiğini ben de biliyordum ama umursayabilecek halde değildim. Şu an benim güzelim ameliyattaydı ve aklımda sadece o vardı. "Bunun sırası değil."

"Ben işten falan atılmadım, uyarı aldım sadece. Sana hak etmeyeceğin şeyler söylediğim için özür dilerim. Barışalım mı? Lütfen..." çocuksu açıklamasına gözlerimi devirip başımı belli belirsiz salladım. Bana küs kalmış ya da kalmamış, sikimde bile değildi. İnsanlarla aram açılınca bir daha istesem de  eskisi gibi olamıyordum.

"İçeri geçiyorum ben." ona yandan bir bakış atıp ilerlemeye başladım. İçeride beklemek kesinlikle bunaltıcıydı ama Nilay'la konuşmak daha bunaltıcıydı. Zamanında annemi beklerken içimi daraltan beyaz duvarların arasından geçip, Volkan'ın yanına kadar ilerledim. Benim geldiğimi görünce oturduğu yerden kalktı. "Bir şey söylediler mi?"

"Arada Işık gelip gidiyor, kimse bir şey söylemedi."

"Alt tarafı bir göz ameliyatı amına koyayım, iki saat oldu." kendi kurduğum cümlenin ironikliğini daha sonradan fark etmiş olsam da takmadım. İçerdeki kişi herhangi bir arkadaşım olsaydı bu kadar bunalmazdım, Yankı olunca işler değişiyordu işte. Çocuk beni kendisine öyle bir bağlamıştı ki...

"Hayatım." bize doğru gelen Işık'ı görünce içimde hafiften bir rahatlama oldu. "Her şey yolundadır merak etme, bakma öyle yüzüme." nasıl göründüğümü bilmiyordum ama herkes aynı tepkiyi verdiğine göre pek hoş değildi. Işık'a bir şeyler soracağım sırada telefonumdaki titremeyi hissettim. Cebimden çıkartıp arayana bakarak kulağıma götürdüm.

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin