-11- Kayıp

42.1K 3.7K 875
                                    

Ben poşettekileri dolaplara yerleştirirken Yankı sandalyeye oturmuş beni bekliyordu. Yüzünde anlamsız bir gülümseme vardı ama nedenini sormamıştım. Her ne düşünüyorsa şuan için mutluydu.

Elime aldığım tişört gelince Yankı'ya baktım. Kan lekesi bulaşmış tişörtüyle duruyordu hala. Yanına yaklaşıp ürkmemesi için boğazımı temizledim. Önünde  olduğumu anlayıp kafasını yukarı kaldırdı.

"Tişörtünü çıkar."

"Neden?"

"Yeni aldığımız tişörtü giydireceğim." 

"Yaa." heyecanla gülümseyip bastonunu elinden bıraktı. Tişörtün eteklerinden tutup kaldırınca gözlerimi vücudunda gezdirdim. Her gördüğümde şaşırıyordum, süt gibiydi bu çocuk.

"Uzat kollarını." tişörtü giydirip düzelttim. Ayağa kalkıp kendi etrafında döndü.

"Yakışmış mı Ayaz abi?" aslında bir beden büyük alsak daha hoş durabilirdi, çok yapışmıştı vücuduna.

"Güzel oldu güzel." gülümsemesi tüm yüzüne yayılırken dudaklarını araladı.

"Sence ben yakışıklı mıyım?"

"Hiçbir fırsatı da kaçırmaz." yarım ağız sırıtıp son poşeti açtım.

"Değil miyim?" 

"Giderin var." dalga geçtiğimi anladığı için gülümsemeye devam ediyordu.

"Neden hiç ciddi konuşmuyorsun?"

"Bu nasıl soru Yankı?"

"Öyle." dedi omuzlarını kaldırarak. "Arkadaşların seninle çok zor anlaşıyordur. Ne zaman şaka yaptığını ne zaman ciddi olduğunu anlayamazlar."

"Allahtan arkadaşım yok ufaklık." bu poşetten çıkanların hepsi hamburger yapmak için aldığım ürünlerdi. "Karnın acıktı mı?"

"Yani, biraz." derken ne kadar acıktığı yüzünden belliydi.

"En sevdiğin yemek ne?" içim rahat bir şekilde sordum, cevap önümdeydi çünkü.

"Tavuklu çorba."  ellerini çırptı. "Yaptın mı?" 

"Hayır." gülümsemesi yavaş yavaş solunca ofladım. Mutlu etmek isteyince de üzülüyordu anasını satayım. "Hamburger seviyorsun diye düşünmüştüm."

"Onu da çok severim." elini uzatıp beni aradı, bileğime dokununca aşağı kaydırdı elini. "Üzülme." elimi elinden ayırıp enseme götürdüm.

"Çocuk muyum Yankı, üzülmem."

Hamburger ekmeklerini açıp arasına koyacağım köfteyi tavaya koydum. Ocağın altını yaktıktan sonra domates kesip, kıvırcıkları yıkadım. Tüm bunları yaparken Yankı sessizce  beni bekliyordu.

"İstersen bahçede bekle beni." 

"Çıkabilir miyim?"

"Evet." ellerimi havluya sildim. "Bastonu al." elleriyle bıraktığı yeri bulup aldı, kapıya çarpmaması için belinden tutarak destek oldum. Dış kapıya kadar getirdim ve ayakkabısını giydirmek için eğildim. Bağcıklarını bağlarken mahcup bir ifade oluşmuştu yüzünde. "Gel." bileğinden tutup çektim dışarı, arka tarafa dolanıp kullanılmamaktan toz kaplamış sandalyeyi çektim.

"Oturayım mı?"

"Dur." elimle sandalyenin tozlarını silip bileğinden tuttum. "Otur şimdi." Sandalyeye yerleşip kollarını iki yanına koydu.

"Ayrılma bir yere, hazırlayıp geliyorum." 

İçeri girerken "Tamam Ayaz abi." diye mırıldandı.

Köfteleri ocaktan alıp ekmeğin arasına yerleştirdim. Geri kalan malzemeleri de koyup ketçabını sıktıktan sonra iki ayrı tabağa koydum ekmekleri. Dolaptan çıkardığım içecekleri de bardağa doldurup tepsiye yerleştirdim. Mutfak biraz dağılmıştı ama sonunda doğru dürüst bir şey yapabildiğim için içimi heyecan kaplamıştı. Bizim ufaklığın midesi bayram edecekti.

"Yankı bir hamburger yapmışım var ya off." tepsiyi elime alıp kapıya ilerledim. Ayakkabılarımı giyip bahçeye dolanırken gülümsüyordum. "Ufaklık..." 

Masaya yaklaştıkça kaşlarımı çattım. Yankı'nın oturduğu sandalye boştu.

"Yankı." tepsiyi masaya bırakıp etrafımda döndüm. "Ben sana buradan ayrılma demedim mi?" hızlı adımlarla arka bahçenin her yerini gezindim. Zaten küçük bir alandı, burada olsa görürdüm.

Vakit kaybetmeden ön tarafa ilerledim. "Yankı." kendi sesim duvarlara çarpıp yine bana dönüyordu ama Yankı'dan ses yoktu. "Ulan Yankı seni bir bulursam." 

Bahçenin her tarafına bakmıştım ama Yankı yoktu. Dışarı mı çıktı diye düşünsem de hemen sildim bu düşünceyi. O korkardı, tek başına çıkamazdı ki. Çıkmak istese izin alırdı, en kötü bahçe kapısının sesini işitirdim. Yoksa hamburgerlere dalıp kapının sesini mi duymamıştım?

"Ananı sikeyim." başımı ellerimin arasına alıp yukarı baktım. Uzun zamandır var olmayan tedirginlik duygusu sarmıştı içimi. Kalbimin hızlandığını fark edince bahçe kapısını açıp dışarı attım kendimi. Belki de yıllar sonra ilk kez birisi için kalbim acımıştı.

"Yankı." diye bağırdım boş sokakta. Hızlı hızlı evin etrafını dolanacaktım. "Yankı ses ver." O korkardı, eğer uzaklaşmışsa ve kaybolmuşsa çok korkardı. Ne yapacağını bilemezdi ki...kimden yardım isteyebilirdi, kime güvenebilirdi?

"Hay beynimi sikeyim." önümdeki taşa tekme savurup yürümeye devam ettim. Çocuğu bahçeye çıkaracağım tutmuştu. 

"Yankı yalvarırım ses ver." gözlerimle her yeri tarıyordum ama yoktu işte. Yer yarılmıştı da içine girmişti sanki.  Evin etrafında bulamamıştım, belki bahçededir gözümden kaçmıştır düşüncesiyle eve döndüm yine.  

Bahçenin etrafını tekrar dolanıp çaresizce "Yankı." diye seslendim. "Nerdesin lan." parmaklarımı saçlarımdan geçirip gözlerimi kapattım. Cebimde hissettiğim titremeyle telefonu çıkardım. Al işte...Meral arıyordu. 

Dişlerimi sıkarak önümdeki sandalyeye bir tekme savurdum. Sandalye kurumuş otların üstüne devrilirken ön tarafa dolandım. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum, elim ayağıma dolaşmıştı. Her zaman soğukkanlı olan ben, şu durumda ne bok yemem gerektiğini bilmiyordum.

Ayakkabılarımı dahi çıkarmadan girdim eve, bir umut salona bakacaktım ki merdivenlerden inen Yankı'yı fark ettim. "Ayaz abi." dedi o kadifemsi sesiyle. "Bahçede ellerim yapış yapış oldu ya."  

"N-napıyorsun sen orda oğlum?" hızlı hızlı yanına gidip merdivenlerin ortasına kadar çıktım. Demire tutunup şaşkın şaşkın etrafına bakındı. Kollarımı omuzlarına sarıp sıkıca sarıldım. İlk başta ne yapacağını bilemese de, küçük ellerini belimde hissettim. "Bir yere ayrılma demedim mi ben sana?"

"Ellerimi yıkamak için..." burnumu saçlarına bastırıp gözlerimi kapattım. Ödüm kopmuştu lan. "Çok mu kızdırdım seni?" 

Kollarımı gevşetip bıraktım Yankı'yı. Elini tutup merdivenleri indirirken kalbim hala sakinleşmemişti. 

O benim emanetimdi. Bu durumda korkmamdan daha doğalı yoktu, değil mi?

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin