-17- Yardım

42.2K 3.3K 949
                                    

Medyadaki çiftin biri sarışın biri kumral...görünce  Yankı ve Ayaz öpüşüyor gibi hissettim

Neden diye soruyordum kendime. Neden böylesin, neden iyi biri olamıyorsun, neden yanlış anlaşılıyorsun...beynimin içinde dönüp dolaşan binlerce soru vardı. En kötüsüyse verecek cevabım yoktu.

Bir şekilde olmuyordu işte. En yakınım bile 'soğuk nevale' olduğumu düşünüyordu. Bir yanım umrumda değil derken diğer yanım oldukça düşünceliydi. İnsanlarla yakınlık kurabilen birisi değildim. Böyle bir amacım hiçbir zaman olmamıştı. Kendi kendime yeterdim ben. Annem gidene kadar da oldukça mutlu bir yaşamım vardı. Oysa şimdi bu durum tuhaf karşılanıyordu. Elimden tutup yol göstermesini istediğim insanlar tarafından yargılanıyordum.

Herkesin gözünde başarısız, soğuk, işe yaramaz herifin tekiydim. Hakkımda bilip bilmeden ahkam kesiliyordu da bir Allah'ın kulu da çıkıp  başarı nedir diye sormuyordu kendine. İnsanlar her boku bildiğini sanırdı çünkü.

Alanında iyi bir profesör evdeki karısını dövsede başarılı sayılırken, bağımlı bir genç yaralı bi kedi bulup veterinere götürmüş olsada başarısız görülürdü.

Bu dünya böyle işliyordu işte. Yankı'yı koruyuşum dahi yadırganmıştı. Ben iyilik yapamazdım, çünkü o her boku bilen insanlar benim bencil olduğumu(!)  da biliyorlardı.

Kapıyı kapatıp anahtarı attım bir köşeye. Yankı ayakkabılarını çıkarmış koltuğa ilerliyordu. Ceketinin düğmelerini açmaya çalışırken kolunu tutup kendime çevirdim. Ceketi çıkınca gömleğinin bir iki düğmesini açtı, bunalmış olmalıydı.

"Ayaz abi, üşüyorum."

"Ceketi çıkardın ama."

"Çok rahatsız." mutfağa ilerleyip şohbeni açtım. Ev birazdan ısınırdı da, şuan için Yankı'yı ısıtmamız gerekiyordu.

"Örtüleri verir misin, uyuyayım."

Bir koltuğa bir de karşımdaki odaya baktım. Hassas düşünen, eşyalara gereğinden fazla anlam yükleyen insanlar her zaman zorlanırdı bu hayatta. En basit konuda dahi hemde. Tıpkı benim gibi.

Zihnimi tamamen boşaltıp odaya ilerledim. Kararımın değişmesine fırsat vermeden açtım kapıyı. Masanın üstünde duran annemin fotoğrafı direkt gözüme çarparken yatağa ilerledim. Çarşaflar temizdi, değiştirmiştik ve öylece de kalmıştı. Üstündeki pikeyi alıp daha kalın bir şey bıraktım.

"Yankı, gel." kapıya kadar yürümüştü ama emin olamıyordu. Bileğinden tutup aldım içeri. Yatağa oturmasına yardımcı olduktan sonra yukarı çıktım. Yankı için pijama takımı seçip tekrar döndüm yanına.

"Teşekkür ederim."

"İyi geceler." odadan çıkacağım sırada cılız sesini işittim.

"Ayaz abi."

"Efendim Yankı."

"Şey..." dudağını ısırdı. "İyi misin?" bok gibiyim.

"İyiyim." odadan çıkmadan önce son kez yüzüne bakıp kapıyı kapattım.

Odama geçip rahat bir şeyler geçirdim üstüme. Yatağa oturup pikeyi çektim. Aklım karmakarışıktı. Birini aramak konuşmak istiyordum. Çoğu zaman kendi bildiğini okuyan biriydim, akıl almak bana göre değildi. Bu hayatın bana tükürdüğümü yalatma şekliydi sanırım.

Rehbere girip isimleri inceledim tek tek. Yakın olduğum bir Nilay bir Sarp vardı. Geriye kalan herkes ya kavgalı olduklarım ya da iş için beklettiğim kişilerdi. Telefonu duvara fırlatmaya hazırlanırken titremeye başladı. Ekranda Meral'in ismini görünce açıp kulağıma götürdüm.

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin