-32- Şefkat

40K 3K 2.1K
                                    

Medya- görünce Ayaz'la Yankı' görmüş gibi olduğum o tatlı çift

Değişim insanın içindeydi. 

İstesen de istemesen de çevrendeki insanlardan ve olaylardan etkileniyor, kendi çizgilerinin dışına çıkıyordun.

Benim kalıplarımı kıran, içimdeki ölmeye yüz tutmuş insanı dışarı çıkaran Yankı'ydı.

Annemi hiç ummadığım bir anda kaybettiğim günden bu yana hayatımın benim kontrolüm dışında gelişmesinden nefret eder, her şeyi planlamaya çalışırdım. Böyle bir şeyin mümkün olmadığını fark ettiğimde kendime ait bir alan oluşturmuş, yanımda kalan kişilerle yoluma devam etmiştim.

Yankı'nın gelmesi de benim kontrolüm dışında gelişen ve beni strese sokan olaylardan biri olmuştu. Gelişiyle gözlerimi açmış, hayata başka penceren bakmayı öğretmiş, sürprizlerin çok da kötü olmadığını kanıtlamıştı.

Şimdiyse belinden sıkıca kavradığım sevgilimin merdivenleri çıkmasına yardımcı oluyordum. Evi öğrendiği için rahatlıkla çıkabilirdi ama kendini bana bırakmıştı, kontrol tamamen bendeydi. Bana güvenemeyip etrafı yoklayarak yürüdüğü günlerden bana güvendiği bu günlere gelmiştik. 

"Dikkatli ol güzelim." banyoya girdiğimizde olağanca nazik hareketlerle çantasını kenara bırakıp Yankı'nın elini tuttum. Avucuma doldurduğum ılık suyla yüzünü yıkarken huylanarak gözlerini kıstı. Birkaç kez aynı şeyi tekrarlayıp musluğu kapattım. Çok ürkmüştü, kendine gelmesi için bunu yapmak zorundaydım.

Geldiğimizden beri hiç konuşmadığı için endişeleniyordum. Yol boyunca zaten sinirimden kendimi yiyip bitirmiştim, Yankı'yla konuşacak onu rahatlatacak fırsatım olmamıştı.  İki yanağını da kavrayıp su damlalarının süzüldüğü yüzüne baktım. Ağladı ağlayacak haldeydi. Ben gelmeden önce o piç ne yapmıştı, ne demişti, bu şeyler ne zamandır devam ediyordu...hepsini öğrenip- doğduğuna pişman edecektim o herifi.

Dudaklarımı alnına bastırıp sıkıca öptüm. Yüzünde hafif bir tebessüm belirmişti. Harika...en azından kendine geliyordu. "Bebeğim." yanağına ve oradan da çenesine bastırdım dudaklarımı. Yankı'nın tedirgin olmayacağını bilsem her yerini tek tek öperdim, o derece özlemiştim. "İyi misin?" başını göğsüme yaslayıp sarıldım Yankı'ya, hiç beklemeden karşılık verdiğinde günlerdir varlığını unuttuğum kalbimin tekrar attığını hissettim.

"İyiyim." sesini işitince gözlerimi kapatıp rahat bir nefes  verdim.

"Özlemiş misin evimizi?" elimden geldiğince Caner'i  unutturmak istiyordum ona. Bu bundan sonra benim olayımdı. Yankı'yı üzecek, etkileyecek hiçbir şeyi ona açmayacaktım.

"Hep evimiz diyorsun." başını kaldırınca güzel yüzünü tekrar gördüm.

"Gözüm gönlüm şenlendi yemin ediyorum." bir elimi çıkarıp yanağını severken dudağımı ısırdım. Onu götüren aklıma sıçayım, böyle yaşayabileceğimizi nasıl düşünebilmiştim?

"Bana kızgın mısın?"

"Neden?"

"Şey..." dudaklarını birbirine bastırıp bekledi. "Gelme, dediğim için."

Kızgın değilim Yankı'm. Sana bu saatten sonra kızgın kalamam da zaten. "Hayır, değilim." sadece gecelerce beni sevmiyor mu, diye düşünüp  kafayı yedim o kadar.

"Özür dilerim, ben kavga etmeni istememiştim." 

"Ağzını yerim senin." utanarak başını saklamasına müsaade etmedim. Saçlarına sıkı bir öpücük kondurup kapıya yönlendirdim. Bana ayak uydurup banyodan çıktı ve hemen yandaki odamıza adımladı. Yatağın her zamanki yerine dokunmaya çalışırken kaşları çatıldı.

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin