-44- İstek

32K 2.2K 798
                                    

Medyaya bi bakın Ayaz Yankı' yiyorxldpdlfolfofkfjf

Tanımadığım ama yaşça benden küçük olduğu belli olan çocuğun dosyaları göstererek anlattığı işi "Anladım anladım." diyerek onayladım. Böyle bir yerde, gri duvarlar arasında, üstelik masa başında çalışmak...kesinlikle bana göre değildi. "Kolay gelsin." çocuğun omzuna şöyle bir vurup yanından geçerken elimi telefonuma attım. Doğru düzgün bir yerde çalışmak istemiştim ama kastettiğim yer kesinlikle böyle bir şey değildi.

"Arda?" telefonun öbür ucundaki adama seslenip doğru arayıp aramadığımdan emin olmaya çalıştım.

Birkaç hışırtının ardından *Söyle kardeşim.* dediğini işittim, bu sırada çoktan iş yerinden çıkmış arabama ilerliyordum.

"Şu iş mevzusu diyorum, ne oldu?"

*Hallettim hallettim.* sonunda doğru düzgün çalışabileceğimin rahatlığıyla gülümserken devam etti. *Bizim orda tam sana uygun bir pozisyon var.*

"Konum at, geleyim." telefonu kapatır kapatmaz derin bir nefes verip öyle bindim arabaya. Tabii önce Yankı'yı aramalı ve iyi olup olmadığını sorgulamalıydım. Arabayı çalıştırmadan önce adını bulup kulağıma götürdüm. Muhtemelen telefon çalınca heyecanlanmış ve doğru yere basabilmek için zaman tanımıştı kendine, birkaç çalışın ardından anca açabildi.

*Ayaz!*

"Güzelim, nasılsın?"

*İyiyim, seni bekliyorum.*

"Her şey yolunda değil mi?"

*Yolunda yolunda, merak etme.* göremesem bile ses tonunun gidişatına bakılırsa tam da şu an alt dudağını ısırmış olmalıydı. *Çabuk gel tamam mı? Seni seviyorum...* 

Durup dururken sevdiğini söylemesi tuhaf hissettirmişti. Kendi kendime gülümserken "Bende güzelim." dedim, "Kapatıyorum şimdi, dikkat et kendine."

Telefonu kapatır kapatmaz direkt Arda'nın gönderdiği konuma gitmek üzere arabayı çalıştırmış, kısa sürede yanına ulaşmıştım. Yılların biriktirdiği konularla kısa süreli bir sohbetin ardından bana çalıştıkları yeri göstermişti. Büyük, güçlü bir şirket görmeyi beklememiştim ama bu kadar tuhaf bir yerle karşılaşacağımı da düşünmemiştim. Bazı ürünleri daha farklı yollarda üretip, daha fazla para kazanıyorlardı. İşin yasal olup olmaması umurumda bile değildi, ben parama bakardım.

Saat neredeyse akşam dokuza gelirken oradan ayrılıp bindim arabaya. Yankı'yı arayacak fırsatım olmadığı için aklım tamamen ondaydı. Çıkmadan önce şarkısını açmış, kabartmalı kitaplarını hazırlamış ve her ihtimale karşı zarar görebileceği her şeyi kaldırmıştım ortadan. Sıkılması dışında pek bir sorun olduğunu düşünmüyordum.

Evin önüne gelir gelmez arabayı park edip dışarı çıktım. Anahtarı çıkartırken bahçe kapısından içeri girmiş, eve yaklaşmıştım. Daha anahtarı kilide sokamadan içeriden gelen seslere kulak kesildim. Daha ne olduğunu anlayamadan kapı büyük bir hızla açılmış ve Yankı boynuma atlamıştı. "Aşkım!"

"Yankı." kolumu ince beline sararken gözlerimle salonu tarıyordum. "Bir şey mi oldu?"

"Hayır."  kollarını iyice sıkılaştırırken ayrılmak istemediğini fark edip gülümsedim. Kolumu biraz daha aşağı kaydırıp sıkıca kavrayarak kaldırdım Yankı'yı. Bacaklarını belime sarıp omzuma yaslanmış, dudaklarını boynuma bastırmıştı.

İçeri girip kapıyı örterken her yeri kontrol ediyordum. Yemeğini yemişti, masanın üstünde açık duran kağıtlara bakılırsa vakit geçirmek için derslerini çalışmış olmalıydı. "Nasıl geçti günün?"

Karanlık • [b×b]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin