4.9

9.1K 704 407
                                    

...Mete'nin nefesinin yüzüme çarpmasını, bir elinin belimde bir elinin çıplak bacağımda olmasını seviyordum, ensesindeki saçların parmak uçlarımı gıdıklaması nefesimi kesiyordu ama o beni öpmeden onu öpmeyecektim. Gözlerimi açmadan maraton koşmuşum gibi hızlı olan nefeslerimi düzene sokmaya çalıştım çünkü bu şekilde Mete'nin de aynı durumda olup olmadığını anlayamıyordum.

"Bir daha gitmeni istemiyorum, bunu unutma."...

***

Fazla beklemeden Mete beni motora oturtmuştu, kaskımı takmıştı motoru çalıştırmıştı. Her zamankinden hızlı sürerken ben de her zamankinden hızlı tutundum ve ağzımda atan kalbimi sakinleştirmek için gözlerimi sımsıkı kapattım. Hızdan korktuğumu unutmuş olmalıydı, ya da hiç öğrenmiş miydi ki? Zaten öpüşmemiştk. Yine.

"Mete." Duyamayacağından neredeyse emindim ama tekrarladım. "Mete!" Tuttuğum ceketini bırakmadan yumruk atmaya çalıştığımda anlamış gibi yavaşladı ama çoktan sokağımıza gelmiştik zaten. Motor durduğunda ellerimi Mete'nin üstünden çekip yere basmaya alışmaya çalıştım.

"Bir şey mi oldu?"

"Hızlı sürdün." Kaşlarını kaldırıp yanıma geldi ve kaskımı çıkarmama yardım etti.

"Farkında bile değildim, özür dilerim." Başımla onayladım ama hafifçe midem bulanıyordu ve yüzüne bile bakamıyordum. Kolumu omzuna atmamı sağlayıp ayağa kalkmamı sağladığında omuzlarına parmaklarımı geçirerek tutundum. Yere basmaya çalışırken Mete bir centilmen olmaya karar verdi ve beni kucağına aldı. Omuzlarına tutunmaya devam edip kafamı göğsüne yasladım. Bu hâli seviyordum, beni kollarıyla taşırken benim keyfime bakıyor olmam bana çok büyülü geliyordu.

Apartman kapısını ayağıyla ittirip açtı ve içeri girdi. Ben de kafamı hafifçe kaldırıp yüzüne baktım. Hafif bir gülümsemeyle merdivenlere bakıyordu ve muhtemelen ona baktığımın farkındaydı. Saçları artık çenesine kadar inmiyordu ama alnına düşmüştü. Dudaklarını yalayıp son basamağı çıktığında gözlerini bana indirdi.

"İnmeyi düşünüyor musun?" Hızlıca gözlerimi kapattığımda güldüğünü duydum. Ceketin cebindeki anahtarı çıkarıp ona uzattığımda gözlerim hâla kapalıydı. "Sağ ol." Dizimin altında olan eliyle anahtarı alıp rahatımı biraz bozarak kapıyı açtı. Gözümü açmadan kafamı göğsüne biraz daha bastırdım. Kapıyı kapattıktan sonra yatak odasına yürümeye başladığını anlayabilmiştim, ama yatağa beni koymak yerine kendisi oturmuştu ve ben de kucağında kalmıştım. Ayakkabılarımı ayağımdan çıkarırken hareketsiz kaldım.

"Daha iyi misin?" Gözlerimi açıp baktım.

"Eh işte." Gülüp bacaklarımdaki elini çekti ve iki eliyle omuzlarımı sardı. Tamamen sessizlik oldu, gözlerim tekrar kapandı ve omuzlarındaki kollarımı sıkılaştırdım. Mete'nin bir elini saçlarımın arasında hissediyordum.

"Annenle karşılaştığında burada olmadığım için öok üzgünüm." Gözlerimi açmadan gülümsedim.

"Önemli bir şey değil, alışkınım."

"Hayır, önemli. Üzgünüm." Omuz silktim.

"Bana biraz kendi aileni anlatır mısın? Nasıl bir ortamda büyüdüğünü merak ediyorum. Mete iç geçirip yerinde kıpırdandığında gözlerimi açtım. Mete beni yatağa yatırdığında gideceğinden korkarak ellerimi omuzlarından çekmiştim ama o beklemeden yanıma uzandı.

"Hmm..." kafamı ona doğru çevirdiğimde o da bana döndü. "Babamı pek fazla görmüyordum, eminim bunu tercih ederdin." Güldüğünde güldüm. "Annemi aldatıyordu, farklı kadınlarla, kendimi bildim bileli. Annem de bunu biliyordu ama hiç ayrılmadılar. Çok parası vardı, belki bu yüzden, belki annem, babama takıntılıydı. Hâla bilmiyorum."

Petty | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now