1.2

16.9K 868 1K
                                    

...Aynı anda hem ağlıyor, hem de gülüyordum ki bunun dışardan harika görünmediğine emindim.

"Teşekkür ederim." Başıyla onayladı.

"Dondurmam bitti."

Bakışlarımı Mete'den çekip başımı yere, Eymen'e doğru çevirdim. Ağzının kenarlarındaki çikolatalı dondurmayı daha yeni görüyordum.

"Tamam, yenisini alırız şimdi."

"Görüşürüz." Mete eliyle ensesini kaşıyarak geriye bir adım attığında başımı salladım.

"Sen dondurma sevmiyor musun?" Eymen'in sorusuyla Mete hafifçe gülümsedi ve ben de kalbimin erimesine izin verdim.

"Seviyorum."

"Neden gidiyorsun o zaman?" Mete muhtemelen onu bu durumdan kurtarmam için bana bir bakış attığında sadece gülümsedim ve asla Eymen'i susturmaya çalışmadım. Canım kardeşim.

"Arkadaşlarım bekliyor." Mete gülümsemesini silmeden Eymen'e bakmaya devam ederken Eymen omuz silkti.

"Onlar da gelsin ben Nisa'yla sıkılıyorum zaten." Mete sırıtarak bakışlarını bana çevirirken Eymen'in tuttuğum elini daha çok sıktım.

"Nisa değil abla." Mete kaşlarını kaldırmış, gülümseyerek bana bakarken nefes almayı hatırlayamıyordum. Umarım bu sorun sadece ben yoktur. Bakışlarına karşılık sadece omuz silktim. Yani ben istemiyordum ki, Eymen istiyordu. Ne yapabilirdim?

Mete cebinden telefonunu çıkarıp hızlıca birkaç kez dokunduktan sonra kulağına götürdüğünde sırıtarak Eymen'e baktım. O ise Mete'nin kollarındaki dövmelere dikkatle bakıyordu. İşte benim kardeşim...

"Hallettiniz mi?" Mete'nin sesini duyunca tekrar ona döndüm. Telefondaki kişiyi dinlerken dudaklarından silinmeyen gülümsemeye ve kaşlarındaki hafif çatıklığa baktım. Cevap vermek için dudaklarını araladığında aklımdan geçen tek şey bir kere öpmenin nasıl bir şey olabileceğiydi.

Ama bu fikri hızlıca kafamdan attım.

"Tamam, benim biraz işim var. Sonra gelirim." Telefonu kapattığında yüzümdeki sırıtışı artık istesem de silemiyordum. Başıyla küçük bir işaret yaptığında birlikte içeriye doğru yürümeye başladık ama ben Eymen'in elinş tutmaya devam etsem de kendimi yola değil Mete'ye bakmaktan alıkoyamıyordum. Bunun gerçek olduğuna inanmıyordum, Mete bizimle dondurma yemeye geliyordu. Hem de sadece Eymen ısrar etti diye.

"Teşekkürler, yani Eymen'i kırmadığın için."

"Çocukları reddedemiyorum." Yüzüme bakmadan konuştuğunda ben de başımı yola çevirdim. Dışarıya gösterdiği gibi biri olmadığını biliyordum. Yani evet aslında öyleydi, hani şu bana yaklaşma seni üzerim diye bağıran tiplerdi ama işte çocuklara zaafı vardı. Çocukları böyle seven birinin kime en fazla ne zararı dokunabilirdi ki?

Hem düşününce, ben de teknik olarak çocuktum.

Oturacağımız yere geldiğimizde Eymen beni çekiştirerek dondurmayı sipariş etmeye başladı.

"Çikolatalı bi' de karamelli." Görevli kadın gülümseyerek başıyla onayladığında Mete de bize yetişmişti.

"Siz?"

"Çilekli şeftalili." Kadın bu kez Mete'ye baktığında Mete iç geçirdi.

"Vanilya." Eh, şaşırmamıştım.

"Buyrun siz oturun." Başımla onaylayıp Mete'ye döndüğümde o çoktan arkasını dönmüş, masalardan birine ilerlemeye başlamıştı bile. Eymen'i çekiştirerek yanına gittim.

Petty | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now