0.2

21.8K 916 634
                                    

-Medyada Nisan var, capon olmasını görmezden gelelim lütfen. Sonuçta Türk biri de çekik gözlü olabilir, üstümüze gelmeyin... Ama hayır bu daha uygun dediğiniz toplumsal güzellik standartlarına çok da uygun olmayan biri varsa yollayın, teşekkürler-
***

Büyük gün.

Cehennem'e gidip Mete ile görüşecektim. Gerçi, tamamen dövme yaptırmak içindi.

Umarım dövme yaptırmadan günü atlatırdım.

"Gerçekten sigara dövmesi mi yaptıracaksın, ciddi ciddi?" Gözlerimi Cehennem'den çekip çatık kaşlarla Emre'ye döndüm.

"Hayır!"

"Peki gidip ne yapmayı düşünüyorsun?" İç geçirdim.

"En yakın arkadaşım olduğunu düşünmüştüm." Emre bunu dememi bekliyormuş gibi gülümsedi ve cebinden telefonunu çıkardı.

"Bir şey söyle ve ben de onunla ilgili bir dövme bulup fotoğrafını sana atayım?" Durup gözlerini kısarak yüzüme baktı. "Japon balığı yaptırabilirsin, benziyorsunuz." Mükemmel fikrine karşılık gözlerimi devirdiğinde omuz silkti.

"İyi, gidip sigara dövmesi yaptır o zaman, keko." Kollarını göğsünün altında kenetleyip arkasına yaslandı ve başıyla karşımızdaki Cehennem'i işaret etti. "Gitmeyi düşünüyor musun artık, akşam olacak." Başımla onaylayıp oturduğum yerden kalktım ve sırt çantamı tek koluma taktım.

"Dua et." Dalga geçercesine başıyla onayladı.

"Hemen!" Gözlerimi devirip arkamı döndüm ve kafenin çıkışına ilerledim.

Birazdan dövme yaptıracağım, ailem fark edecek ve beni evden atacaklar. Evsiz, bitli ve dövmeli olacağım.

Hem de sigara dövmeli.

Kafamda ölüm seneryoları kurarken Cehennem'in önüne gelmiştim bile. Cam kapıyı itip yavaşça içeri girdiğimde, görünürde kimse yoktu. Bu yüzden gözlerimi içeriye, başka bir yere açılan kapıya dikip boğazımı temizledim. Ama içerde kim varsa, dikkatini çekebildiğimi sanmıyordum.

"Merhaba?" Biraz sesimi çıkarmaya çalıştığımda kapının ardında, yüzü dövmeli adam belirdi. "Sana dün dövme falan yapmaya-"

"Yarın gel dedi." Sözünü kestiğimde tek kaşını kaldırdı.

"Öyle mi?" Hevesle başımı aşağı yukarı salladığımda alayla güldü. "O zaman neden burada değil?" Yüzümdeki hafif tebessüm yok olurken aptal gibi hayal kırıklığı hissetmeye başlamıştım. Fazla ve gereksiz hayal kuruyordum. Her gün Mete'yi görmek gibi. Ve her seferinde çuvallamam garip değildi çünkü adamın adı ve mesleği dışında bir şey bilmiyordum.

"Ehm," saçlarımdan bir tutamı kulağımın arkasına sıkıştırdım. "Tamam, teşekkürler." Hızlıca dönüp kapıdan çıktım. Otomatik olarak ellerimle yüzümü kapattığımda kalp atışlarımın fazla hızlandığını duyabilecek kadar iyi hâle gelmiştim. Dünya üzerindeki en aptal insan falandım. Bu kadar heyecanlandığım şey, yaptırmak istemediğim keko işi bir dövmeydi.

"Geçebilir miyim?" Duyduğum ses ellerimi hızlıca yüzümden çekmemi sağlarken kalbimin ağzımda atmaya başlamasına neden olmuştu. Mete. Hiçbir şey söylemeden kenara çekildiğimde yüzüme hiç bakmadan kapıdan içeri bir adım attı, ama büyük ihtimalle ben çivilenmiş gibi öylece durduğumdan duraksadı. Bana baktığını hissediyordum, ama ona bakacak kadar cesur değildim. "Geleceğini düşünmemiştim."

Tanıdı.

Heyecanla ona döndüğümde ince sayılabilecek kaşlarını çatmış, yüzüme bakıyordu. Hemen sonra aralamış olduğu kapıyı iyice açarak içeri girmemi sağladı, ardımdan girdi.

Petty | Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin