0.9

16.8K 890 1.2K
                                    

*Medyada birrrrtanem AsilzadeOfWatpad 'in Petty için yaptığı video var. Tamam yapması için biraz yalvarmış olabilirim ama bu fan made olduğu gerçeğini değiştirmez, değil mi? Videoya bakmayı unutmayın, İyi okumalar!***

Adını bilmediğim ilacı pantolonumun yırtılan yerlerinden dizlerime sürüyor, bir yandan da canımı yaktığı için inliyordum.

Gerçekten pansuman yapmadan, arkasına bile bakmadan beni stüdyoda bırakıp gitmişti.

Ayrıca bu stüdyoda tahmin ettiğimden fazla vakit geçirmemeye başlamıştım.

Bu düşünceyle gülümseyip pamuğu son kez dizime bastırdım ve sonra üzerine üfledim. Çenemi dizlerimden önce temizlemiştim. Mete'nin abarttığı gibi görünmüyordu, yani derim parçalanmıştı ve kanarken gerçekten berbat görünüyordu ama temizledikten sonra kırık ya da çatlak olacak gibi durmuyordu. Yine de, TABİİ Kİ onun beni hastahaneye götürmesini istiyordum. Hem vakit geçirmemiz benim savaş vermem için gerekliydi. Çünkü Mete'ye bana davrandığı gibi davranmam için önce Mete'nin bana davranması gerekiyordu.

Kullandığım malzemeleri toparladım ve sızlamayı unursamayarak ayağa kalkıp çöpe attım.

Böyle kedi götünü görmüş yara sanmış durumu gibi göründüğünü biliyordum ama, dizlerimin üzerindeki deri gerçekten parçalanmıştı. Tabii şimdi sadece hafifçe acıyordu.

Stüdyodan çıkıp yüzümden 'beni hastahaneye götüreceğin için mutluyum çünkü sana umutsuzca aşığım' gülümsemesini silmeye çalıştım. Girişte Arslan oturmuş, bilgisayarda bir şeyi dikkatle izliyordu. Mete etrafta olmadığından Arslan'ın beni fark etmesi için boğazımı temizledim.

Umursamadı.

"Mete nerede?" Bir saniye umursamadan ekrana bakmaya devam edip, sonradan duymuş gibi kaşlarını kaldırarak bana baktı. Yüzünde dalga geçer tarzda bir gülüş vardı.

"Mete?" Kaşlarını havaya kaldırdığında neyle dalga geçtiğini anlamıştım. Mete'ye direkt Mete dediğim için, yani abi falan eklemediğim için gülüyordu. Ama tepki vermeden dövmeli suratına bakmaya devam ettim. "Bilmiyorum, çıkalı oldu biraz." Hayal kırıklığına uğramamış gibi gözükmek için mimik oynatmadım ve sadece başımla onayladım.

"Tamam, teşekkür ettiğimi söylersin." Çoktan üzerimden çektiği bakışlarıyla umursamazca kafasını salladığında gözlerimi devirip Cehennem'den çıktım. Ağlamamak için derin bir nefes aldım ve bakışlarımı kafeye çevirdim. Emre'nin orada beni beklediğini umuyordum. Yoksa telefonum yokken nasıl haberleşecektik bilmiyordum.

Direkt karşıya, kafeye doğru adımlamaya başladığımda burnuma gelen sigara kokusu kafamı çevirmeme neden oldu.

Dünya üzerindeki tek sigara içen kişinin Mete olmaması gerçeğini bünyem görmezden geliyordu. Ve doğru bir şey yapıyordu.

Mete ağzındaki sigarayla bana yaklaşırken kafasını ve kaşlarını kaldırarak selam verdiğinde mutluluktan kahkahalar atmamak için dişlerimi biraz garip bir şekilde alt dudağıma geçirdim.

Mete ağzındaki sigarayı parmaklarının arasına alırken yüzümün aldığı hâle her zamanki oyuncu gülüşüyle karşılık verdiğinde kendimi tutmak için hızlı nefesler alıyordum.

Hemen yanındaki motora yönelip üzerindeki iki kaskı da alıp, birini bana doğru uzattı. Elinden almak için ona doğru hamle yaptığım anda ise beni beklemeden kucağıma doğru fırlattı.

Şükürler olsun ki tutabilmiştim.

Bırakın motora binmeyi, hayatımda ilk kez kask takacaktım. Yani, daha önce hiç paten sürmek gibi basit bir şeyi bile yapmamıştım. Elbette küçükken istemiştim ama... Her neyse. Ailem bu tür "gereksiz" şeylere daima karşıydı.

Petty | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now