0.1

26.3K 986 1K
                                    

Emre:

Emre:

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**

Evimin olduğu sokağa yaklaştığımızda Emre ile birbirimizi tanımıyor gibi yapmaya başlamıştık. Çünkü eğer bir komşu görür de bunu aileme anlatmaya kalkarsa, duyacağım şeyleri kestiremiyordum bile. Onlar, bilirsiniz, fazla muhafazakarlardı. Ve değil Emre'nin gey olduğunu öğrenmek, erkek olan biriyle yakın arkadaş olduğumu öğrenirlerse kötü şeyler olurdu. Bu yüzden sokağımın başına geldiğimizde gözlerimizi iki saniye kadar buluşturup içimizden hoşçakal dedik ve yollarımızı ayırdık. Emre oturduğum sokağın üç sokak aşağısında oturuyordu, küçükken sokaklar arası kavga olurken tanışıp savaşmayıp arkadaş olmuştuk. Tabii bunu ailem duyunca erkeklerin asla arkadaş olamayacağı ile ilgili bir nutuk çekmişlerdi ama elbette bu bizi durdurmamıştı. Ne yapabilirdim? İnançlı biriydim ancak asla onlar gibi düşünmüyordum. Onların böyle düşünmesi her zaman garip gelmişti ve kendimi değiştirmeyi de düşünmüyordum.

Oturduğum binaya girdiğimde hızlıca merdivenleri tırmandım ve cebimden anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açtım. Annem mutfakta büyük ihtimalle kendi kendine konuşarak yemek yapıyordu ve babam da evde değildi. Babamın evde olmayışı istemsizce beni biraz mutlu ederken içeri girdim.

"Bu kursun neden bu kadar uzuyor senin?" Annemin sorusuyla gülümsemeye çalıştım. Yaz tatilindeydik ve normal şartlarda ailemden dolayı dışarı çıkmam imkansızdı. Ama kendime bir İngilizce kursu bulmuştum ve haftada üç gün olan kursun bahanesiyle her gün dışarı çıkıyordum. Aslında sadece dövmecinin karşısındaki kafeye gidip Mete'yi dikizliyordum.

Adını öğrenmiştim!

"Her zamanki saatte geldim." İşte bu doğruydu. Biraz garip bir durum ama her zamanki saatte gelsem bile sürekli geç kalmışım gibi davranıyorlardı. Ama bir süre sonra alışmıştım artık.

"Şu saçını başını topla yemeği hazırla." Başımla onayladım. Eve girerken saçımı toplamayı unutmak kesinlikle yapabileceğim en büyük yanlışlardan biriydi.

"Geliyorum."
🍭🍭🍭

Yemekten sonra ders çalışıyormuş gibi masama oturmuş, Emre ile durum kritiği yapıyordum.

Emre: Sana dövme yapmayı ısrarla reddetmesi de bir tür evlenme teklifi değil mi?

Nisan: Bwn de onu diyoruö iştw

Emre: Bak seneye oy verecek yaşa geldin düzgün yazmayı öğren artık ya

"Nisa!" Babamın sesi birden ürküttüğü için telefonu yatağımın üstüne fırlatıp ayağa kalktım.

Ve evet, adım Nisan değil, Nisa'ydı ama bu sadece ailemin gözünde öyleydi. Yani... Nisa ismini pek sevmiyordum bu yüzden liseye başladığımda kendimi farklı tanıtmaya başlamıştım. Biliyordum, ezikçeydi ama Nisan ismini seviyordum ve böyle devam edecektim.

Petty | Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin