5.2

15.2K 843 1K
                                    

"Ne yapacağız burada?" Parka yürürken sordum. Mete elimi tutuyordu, güneş bacaklarımı ısıtıyordu çok hafif rüzgar kaküllerimi bozuyordu. Başımı kaldırıp cevap verecek mi diye Mete'ye baktım ama hiç de cevap verecek gibi bir hali yoktu. Göz ucuyla bana bakıp gülümsedikten sonra parkın girişinde durdu ve eliyle bir noktayı işaret etti. Tabii benim miyobumdan haberi olmamasına şaşırmamıştım. Gözlerimi kısıp neyi gösterdiğini anlamaya çalıştım. Flötr şapka ve güneş gözlüğüyle zaten dövmeyle ve sakalla kaplı olan yüzünü iyice kapatmış olsa da Arslan'ı görebiliyordum. Bu gerçekten şaşırtıcıydı. Ve birinin elini tutuyordu. Bir çocuğun elini...

"Eymen!" Mete'nin elini bırakıp parkım diğer ucuna koşmaya başladım. O kadar yüksek sesle bağırmıştım ki Eymen de bana dönmüştü. Eymen kocaman gözlerle bana bakarken yanlarına varıp onu kucaklamıştım bile. Biraz ağırlaşmıştı ama hala kaldırabiliyor gibi duruyordum. On saniye kadar. Eymen'i yere bırakıp dizlerimin üstüne çöktüm.

"Nisa?" Kaşlarımı çattığımda güldü. "Abla." Tekrar kollarımı omuzlarına sardığımda o da parmak uçlarında kalkıp omuzlarıma biner gibi sarıldı. "Seni özledim." Kafamı geri çekip yüzüne baktım. Aşağı yukarı aynı görünüyorduk: Aynı çekik gözler, aynı ten rengi, aynı dudak şekli, aynı kaşlar. Aynı aileye de sahiptik ama o asla benim yaşadıklarımı yaşamayacaktı. Kıskanmıyordum, hayır. Onun için mutluydum. Yine de onunla aynı evde ve aynı şartlar altında yaşamak isterdim.

"Ben de seni özledim."

"Mete abi!" Eymen, Mete'yi görür görmez benim kollarımdan kurtulup Mete'ye koştu. Mete gülerek Eymen'i kucağına aldıktan sonra omuzlarına oturmasını sağladı. Eymen kahkaha atarken diz çöktüğüm yerden kalkıp tenime yapışan küçük taş ve toprağı elimle temizledim. "Benim koluma da resim yapar mısın?" Eymen, Metenin onu tutan ellerine bakıyordu.

"Tabii ki! Gidip bir kalem ve dondurma alalım." Mete konuştuktan sonra göz kırptı ve bir eliyle zaten boynuna tutunan Eymen'i tutmaya devam edip, bir elini tutmam için bana uzattı. Gülümseyerek tutup yanına geçtim. Komik, böyle bakınca Mete çocuğunu yanına alsa da o kadar kötü olmazmış gibi görünüyordu.

"Siz el mi tutuşuyorsunuz?" Eymen kafasını Mete'nin kafasına yaslamıştı ve gözleri ellerimizin üzerindeydi.

"Evet. Bir sorun var mı?" Mete cevapladığında Eymen dudaklarını büzdü.

"Bence yok." Kafasını diğer tarafa çevirdi. Mete ise tuttuğu elimi daha sıkı tuttu.

***

Eymen dondurmasını yalayıp ağzının kenarlarını batırırken Mete az önce kırtasiyeden aldığı cilt için uygun kalemle Eymen'in koluna bir şeyler çiziyordu.

"Annemler Eymen'i nerede sanıyor?" Mete dudaklarını büzüp omuz silkti.

"Bilmem. Muhtemelen polise gitmişlerdir bile." Dondurmamı yalarken durup şok içinde Mete'ye baktığımda Mete bakışlarını kaldırıp sinsi bir sırıtışla yüzüme baktı. "Arslan, Eymen'i seni ablana götüreceğim diyerek sokaktan aldı."

"Eymen! Yabancılarla hiçbir yere gitme!" Eymen umursamazca bir Mete'ye bir bana baktı.

"Niye ki? Yüzünde resim vardı." Bıkkın bir şekilde Mete'ye baktım.

"Sizin yüzünüzden herkese inanacak çocuk."

"İnanmazsın değil mi abicim? Bir seferlikti. Yüzü dövmeli abin veya ben değilsem kimseyle gitmezsin değil mi?" Eymen hayranlıkla Mete'ye bakıp başını aşağı-yukarı salladı.

Mete'ye olan hayranlığımız genetik olabilirdi, annem ve babam olmasaydı.

"Evet." Mete gülümseyip Eymen'in saçlarını karıştırdı ve kalemin kapağını kapattı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 30 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Petty | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now