4.1

11K 734 558
                                    

Selamm medyada sstark13ün yaptığu aşşşşırı tatlı edit var.
Oy ve yorumları unutmayın
İyi okumalarrrr 🐣💛
***

Rüzgar saçlarımı savururken kendimi biraz daha geriye attım ve gözlerimi kapatıp derin nefesler aldım. Havalar iyice ısınmıştı ve güneşin yüzümü biraz kızartmasına izin verecektim. Sessizliğin içinde zihnimin içinden bir şarkı mırıldanmaya başladım.

"Ehm." Çok yakınımdan gelen ses karşısında gözlerimi açmamla üstümde Taha'yı görmem bir olmuştu. Arkamı dışarıya vererek kütüphane penceresinden sarkıyordum, tam olarak üstümde değildi tabii ama üstüme eğilmişti. "Devlet kütüphanesinde melankolik mi takılıyorsun?" Belimi tutup gövdemi kaldırdı ve kafam hafifçe omzuna çarptı.

"İzin verseydin evet." Geri çekilip pencereye tek omzuyla yaslandı. Saçları birbirine karışmıştı dudaklarını birbirine bastırıyordu. Birbirlerine hiç benzemeseler de bu duruş ve yüz ifadesi bana Mete'yi hatırlatmıştı. Bu yüzden gözlerimi Taha'dan kaçırdım ve sıkışıyor gibi hissettiğim kalbimi sakinleştirmek için derin nefesler aldım.

Mete gideli yedi aydan fazla olmuştu, sadece üç kere aramıştı ve hepsinde ikimiz de gergindik ve çok az konuşmuştuk. Şimdi sınavıma iki aydan az kalmıştı, zihnimi bununla meşgul ediyordum ama bazen en olmadık anda, en olmadık yerde yüzü gözlerimin önüne geliyordu. Zaten bunca ay içinde aklıma gelmediği bir günüm bile geçmemişti.

"İyi misin?" Gözlerimi kırpıştırıp başımı olumlu anlamda salladım ve tekrar Taha'ya döndüm.

"Yorgunum." Tutanacak bir şeye ihtiyaç duyup Taha'ya sarıldım. Elini sırtıma koyduğunda yukarıya bakarak gözyaşlarımı içerde tutmaya çalıştım. "Eve gitmek istiyorum." Gerçekten bir evim varmış gibi.

"Gidelim. Emre orada değil mi?" Geri çekilip başımı salladım.

"Oradaydı."

Taha elimi tutarak yürürken bu romantikten çok her an düşebilecek birini tutuyor gibiydi. Bu yüzden ben de sıkı tutunuyordum. O da gözlerimden geçen kara bulutları görmüş gibi konuşmaya zorlamıyordu. Zor zamanlarımda yanımdaydı, elimi tutup devam ediyordu.

Mete'ninse sadece hangi ülkede olduğunu biliyordum. Neden gitmişti, beni bırakmak zorunda mıydı? Yine de her aradığında hemen açıyordum. Yedi ayda üç kez aramış olmasına rağmen gözüm sürekli telefonumdaydı. Ya ararsa diye hep tetikdeydim. Bazen rüyamda görüyordum ama hep aynı şekilde. Karanlık bir sokakta nefesim kesilip yere yığılına kadar koşuyordum ve Mete gelip beni kaldırıyordu. Bu rüyayı o kadar çok görmüştüm ki neredeyse bir gece, bir sokakta nefesim kesilene kadar koşmaya başlayacatım.

Sokağımıza inerken eski sokağıma bir bakış atmamla Eymen'i görmem bir olmuştu. Eymen de beni görünce bana doğru koşmaya başladı. Ben daha bir adım bile atamadan o yanıma geldiğinde eğilip sarıldım. Evden gittiğimden beri onu görmemiştim. Küçük elleri kafama dolandığında gövdesini sıkıca sardım.

"Abla!" Gözyaşlarım tamamen akmaya başlamıştı. "Abla." Eymen'in de ağladığını hıçkırığından anlamıştım. "Seni çok özledim canım ablam." Geri çekilip yüzünü öptüm.

"Ben de seni çok özledim."

"Eve mi geldin?" Cevap vermemek için yanaklarını biraz daha öptüm.

"Eymen!" Annemin sesini duymamla Eymen'in benden uzağa sürüklenmesi bir olmuştu. Sinirli bir nefes verip yere tutunarak ayağa kalktım ve anneme baktım. Benden kısaydı, yani üstten bakıyor sayılırdım.

Petty | Daddy IssuesWhere stories live. Discover now