2.1

12.4K 689 351
                                    

"Benim de sana bir haberim var." Kafasını bana çevirirken kaşlarımı çatıp ciddiyetle bekledim. Arslan'la az da olsa muhabbet ettiklerini biliyordum ama bu durum beni biraz şüphelendirmişti. "Ben de dövme yaptırdım." Sağ ayağını kaldırıp ayak bileğindeki bandajı araladı. Bir gökkuşağı. Sevimli görünüyordu. "Arslan yaptı. Ama yaptıktan sonra öğrendim, aynı dövme onun da omzunda varmış."
***

Arslan yanımızdan geçip bize başıyla selam verdiğinde şaşkınlıktan ağzımı bile açamamıştım. Vay be. Ben Mete'yi beğenmiştim, aramızds bir şeyler olsun diye aylardır çabalıyordum ve Emre sadece ana karakterin yakın arkadaşı kadrosundan diğer ana karakterin yakın arkadaşıyla olabiliyordu. Arslan kapıdan çıkıp Cehennem'e ilerlemeye başlayınca gözlerimi kısarak Emre'ye döndüm.

"Aranızda tam olarak ne geçti?" Emre kaşlarını çattı.

"Her bulduğum geyle işi pişirecek halim yok, sakin ol." Tek kaşımı kaldırdım.

"Yani işi pişirmedin?" Emre başnı iki yana sallayıp kahvesini yudumladı.

"Benim için fazla yaşlı. Mete'nin senin için yaşlı olması gibi." Gözlerimi devirip arkama yaslandım.

"İyi ya, evlatlık alır beni." Emre'ye göz ucuyla baktığımda iç geçirdiğini gördüm.

"Muhtemelen adını bile unutmuştur." Haklılık payı olması canımı sıksa da moralimi bunun için bozmamaya çalıştım. Daha önemli dertlerim vardı. Ya da önem sırasından emin değildim. "Şimdi ne yapacaksın?" Omuz silktim.

"Bir ayım var. Ve sonra başörtüsüz evden çıkamayacağım."

"Yani evden çıkmayacaksın?" Başımı olumlu anlamda salladım. Başka bir çıkış yolu yoktu. Kapana kısılmıştım.

"Hatta bugünden sonra da kursa diye çıkabileceğimden bile emin değilim. Gözlerine batıyorum."

"Okullar açılana kadar görüşemeyeceğiz." Okulların açılmasına bir haftadan az kalması daha da kötüydü tabii. Okuldan sonra oyalanamayacaktım ve okula nasıl birden başörtüyle gitmeye başlayacaktım? Kendime açıklayamazken bunu diğer insanlara nasıl anlatacaktım?

Ve Mete'yi çok uzun bir süre göremeyecektim.

Bu kalbime bir ağrı saplanmasına neden oldu. Gerçek bir ağrı. İnsanın nefes almasını zorlaştıran ve hareket etmesini engelleyen türden.

"Emre, senden bir iyilik isteyebilir miyim, lütfen?"
***

Cehennem'e doğru ilerlerken Emre gayet açık bir şekilde bütün soy ağacımı içine alan küfürler ediyordu ama yürümeye de devam ediyordu.

"Sana ya ben ya Mete dedim ve sen beni Mete'ye giden yol olarak kullanıyorsun!" Gülümseyip sıçrayıp yanağınu öptüm.

"Çünkü ben cehennemin dibine de gitsem sen yanımda olacaksın." Emre yüzünü buruşturdu.

"Mete o kadar çok sigara içiyor ki eminim cinsellikle ilgili sorunları başlamıştır. Ama sen hâlâ-" kendi sözünü yarıda kesip Cehennem'in cam kapısını ittirdi. Ardından girerken Mete'ye duyduğum özlem ve onu uzun bir süre için son kez göreceğim için heyecan bacaklarımı titretiyordu.

Gerçi ne zaman bu son desem, ertesi gün yine -tüm şartları zorlayarak- görüyordum ama bu sefer evden çıkamayacağımdan emindim. Yine de... Okuldan kaçıp Mete'ye gidebilirdim tabii. O da beni kapı dışarı ederdi çünkğ onu biraz taciz ettiğim söylenebilirdi.

"Arslan, selam." Emre, her zamanki masasında bilgisayar başında olan Arslan'a seslendiğinde Arslan başını kaldırmadan dinliyormuş gibi kafasını oynattı. "Dövmemle ilgili bir sorun var." Arslan sonunda başını kaldırdığında önce Emre'ye bakıp kaşlarını çattı ve sonra yanında beni görünce gülmesini engellemeye çalışıyor gibi dudaklarını birbirine bastırdı.

Petty | Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin