2.9

13K 780 718
                                    

...Hayatımda en son ne zaman bu kadar mutlu olduğumu bilmiyordum. Dudaklarındaki bana yabancı olması gereken tat sanki yıllarca aradığım bir şeydi ve ondan ayrılmamı engelliyordu.

Başım dönüyordu, zaman durmuştu ve bundan sonra evsiz kalsam da pek umrumda değildi. En azından istediğim bir şey gerçekleşiyordu. Bu, acınası hayatım için yeterli bir ödüldü.
***

Belki bir, belki beş dakikalık bir birliktelikten sonra dudaklarımızı ayırdığında ayaklarım yavaşça yere değdi. Gözlerime bakıyordu ama duygusunu anlamıyordum. Kafası karışmış? Rahatsız? Tutkulu? Tamamen belirsizdi.

"Hadi gidelim." Ensesini rahatsız bir şekilde kaşıyarak motora ilerlediğinde gözlerim yeniden doldu. Tamamen pişmandı. Beni öpmüştü ve hemen sonra pişman olmuştu. Bacağım bu kez gerçekten acıdığında ancak tırnaklarımı geçirdiğimi fark ederek elimi çektim ve Mete'nin yanına gidip motorun üstüne gelişigüzel bıraktığım  bez çantayı aldım. Ağlamamak için dişlerimi sıkıyordum ama en nihayetinde konuşmak zorundaydım.

"Teşekkür ederim. Her şey için. Ama gidecek bir yerim yok." Mete gerçekten şaşırmış gibi kaşlarını kaldırdı. Bu kez elimdeki bez çantayı sıkıyordum çünkü bacağımı bu kez fena acıtmıştım. Altımda etek olması etkili olmuştu.

"Ailenin seni reddetmesini sağlayıp," Duraksayıp saçlarını geriye attı. Bu kadar şaşırmasını beklemiyordum. "Sana kalacak yer vermeyeceğimi mi düşünüyorsun?" Ağlamamak için kendimi sıksam da göz kırptığım anda birkaç damla akmıştı bile.

"Seni suçlamıyorum. Sen hiçbir zaman bana umut vermedin." Yutkundum. Bunu söylemek zordu. "Hiçbir zaman. Ama tamamen bitik haldeyken beni öptün. Ben sandım ki-"

"Bunu daha sonra konuşalım. Çok sonra." İlk kez korkak görünüyordu. Kaşları havada, çatıktı. Çenesini sıkıyordu böylece yüz kemikleri belirginleşiyordu. Gözlerinin ne dediğini söyleyemiyordum.

O istemediği sürece gözlerinin ne anlatığını bilemiyordunuz. Ve o benim görmeme neredeyse hiç izin vermiyordu.

Elini motora binmem için uzattığında hayatımda ilk defa Mete'yi bir konuda reddettim ve elini tutmadım. Ama yine de motora bindim ve kaskı kafama geçirdim. Arkamı dönüp gideceğim bir yerim bile yoktu. Tavır bile alamıyordum. Şimdi de Mete'ye olan aşkımla mı hapis olacaktım?

Ailemden kaçıp ona sığınmıştım ve şimdi sonsuza kadar onun sevgisizliğiyle yaşayacaktım.

Ellerimi arkadaki tutamaca koyduğumda ilk kez motoruna bindiğim zamanki gibi hiç bana dönmeden kollarımı tuttu ve belini tutmamı sağladı. Karşı çıkmadım ve ceketine tutundum.

Motor çalıştığında sadece boş bir şekilde etrafı izliyordum. Mete merhametli gibi davranan vicdansız biriydi. Ya da tam tersi. Hangisinin kendisi olduğunu anlamak zordu. Yani en azından öpüştükten hemen sonra pişman olduğunu bu kadar belli etmesine gerek var mıydı? Oyuncu biriydi. Bunda da rol yapabilirdi. Ama yapmamıştı. Çünkü benim kırılmam onun için bir şey ifade etmiyordu. Gerçek anlamıyla, kalpsizdi. Belki de sadece önceden kızını kaybettiği için babamın bana vurmasına bu kadar sinirlenmişti. Belki de bunun kişisel bir önemi yoktu. Sadece yarası deşilmişti. Mete'yi gerçekten tanımıyordum. Nasıl biri olduğunu bile bilmiyordum.

Ama ona aşıktım, bunun adı aşktı, inkar edemezdim.

Eli, belindeki elime değdiğinde gözlerimi kırpıştırdım. Gelmiştik. Ayağa kalkıp kaskı çıkardım. Mete yüzüme bakmama konusunda özen gösteriyor gibiydi. Kaskı yerine koyduğumda arkama geçip omuzlarıma ellerini koydu ve beraber apartmana yürümemizi sağladı. Bu hareketi bile o pişman olmuş suratını unutmama yeterliydi. Ama o pişman olmasını mı yoksa öpüşmemizi mi unutmamı isterdi emin değildim.

Petty | Daddy IssuesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin