12

1.4K 152 231
                                    

Boynuma sıkıca sarılan Baekhyun'un, kısa süre içinde düzenli nefesler aldığını ve ağlamayı kestiğini fark edince ona döndüm hafiften. Gözlerini kapadığını görünce bir bu eksikti diyerek kucağımda onunla ayağa kalktım ve yatağıma yatırdım. Yorgun hissettiğini zaten tahmin edebilmiştim.

Islanan formalarımızı deri koltuklara açık bir şekilde koydum. Uyuyan Baekhyun için odanın ışığını kapayıp masama geçtim, masa lambamı açıp dosyalarla meşgul olmak istemiştim ama dolu kafam buna bir türlü izin vermiyordu.

Baekhyun koca askeriyede nasıl bu kadar azmıştı? Kız görmesi imkansızdı, yemekhanedeki teyzelere azmıyorsa tabi. Erkeklerden etkileniyorsa bile nasıl o hale gelmişti? Sanki biri sevişirken seksi yarım bırakıp kaçmıştı. Kendi kendime göz devirdim. Benim grubum yatakhanede birbirine sokacak değildi. Böyle bir halt yemek yürek isterdi.

Başka ne olabilir diye düşünüyordum ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu. O tarz bir rüya gördüğünü varsaymıştım ama aslında, erkekler zaten rüyada uyurken boşalıyordu. Sorun, Baekhyun'un uzun süre boşalamaması ve o panikle, korkuyla, acıyla hareket etmesiydi.

Ne olduğunu gerçekten aklım almıyordu ama en azından hemen kızmak istememiştim. Her şeyden önce 18 yaşındaki bir gençti ve etrafı erkeklerle doluydu. Bu yüzden sıradan bir şeye çabucak azabilirdi. Sonuç olarak ergendi de, kendini kontrol etmesi zordu. 27 yaşında biri olsam da o günlerden ben de geçtiğim için onu anlıyordum, anlamaya çalışıyordum.

Zaten uyumadan önce utandığı ve korktuğu için o kadar ağlamıştı ki, Baekhyun suçlu olsa bile ona inanırdım sanki.

Elimdeki kalemi parmaklarım üzerinde çevirirken boş boş masaya bakıyordum. Ne zihnim, ne bedenim bu derin düşüncelerden ayrılmama izin veriyordu. Derin bir nefes alıp ellerimi saçlarından geçirdim ve dokuz yıllık askerlik hayatımda hiç yaşamadığım çaresizliği tadarak Baekhyun'a baktım.

"Şimdi tam olarak ne yapmam gerekiyor?" Kısık sesle kendi kendime söylendikten sonra yüzümü buruşturdum.

Tek sorun Baekhyun'un azması değildi, ikimizin banyoda yaptığı şeyi kendime yediremiyordum. Resmen bir binbaşı, askerine dayamıştı. Hatta onu parmaklamıştı. Ve onu rahatlatayım derken kendi yükselmişti.

Elimi alnıma koyup dayanamayacak gibi olduğumda cama ilerledim. Baekhyun'u bulduğumda saat gece birdi, şimdi ise üçe geliyordu. Hava iyice kararmıştı, güzel bir rüzgar vardı. Fakat şu durumda beni rüzgarlar bile iyi hissettirmiyordu.

Tanrı aşkına... Ben cidden ne yaptım..?

Gözlerim tekrar yatağımda yatan çocuğa kaydığında yanına gidip üstünü örttüm ve yatağın kenarına oturdum. Kendime inanamıyordum. Ona yaptığım iyi bir şey miydi, iğrenç bir şey miydi bilmiyordum. Bunu gerçekten istedi mi, yoksa o durumda olduğu için zorunda kalıp sesini mi çıkartamadı bilmiyordum.

Asıl soru, eskiden olsa bunu yapıp bir askere yardım eder miydim yoksa soğukkanlılığımı mı kaybetmiştim?

Aklımı kurcalayıp duran hiçbir şeye cevap bulamayacağımı bildiğim için, sandalyeme geçtim. Dosya işlerini yapacak kadar iyi de hissetmiyordum. Bu yüzden başımı geriye atıp gözlerimi kapadım ve uyumaya çalıştım. Ne yazık ki pek başarılı olamamış, dört buçuk gibi uyanmıştım.

Kapının yanındaki barfiks çubuğuna tutunup vücudumu yukarı çıkarmaya başladım. Dakikalarca devam ettikten sonra masama gidip biraz su içtim. Ter damlacıkları alnımdan akıyordu, kendime gelmek amacıyla lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım.

İçeri girerken saat 5 alarmım çalmıştı ve ben onu kapatırken Baekhyun biraz kıpırdanıp uyanmıştı. Yatakta oturur pozisyona geldiğinde sessizce "Günaydın komutanım." demişti.

Kod Adı: Bela •chanbaek•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin