39

834 111 564
                                    

Byun Baekhyun

Sevgi ve adalet. Hangisinin kurulması daha zordu? Normal şartlarda büyük ihtimalle duygularımı ön plana alıp sevgi derdim ama bu askeriye koşulları beni öyle yormuştu ki bu soruya adalet cevabını vermekten hiç çekinmedim.

Bu aptal yerde rütbesi yüksek olan bir şekilde her olayı hallediyordu. Kimse olayın aslını, kimin haklı veya haksız olduğumu anlamak istemiyordu. Herkes kendi sevdiğini koruyordu ve adalet böylece yok oluyordu.

Yarbay Junmyeon'un dedikleri beni korkutmamıştı, sadece hayal kırıklığına uğratmıştı. En azından onun iyi, adaletli ve düşünceli bir komutan olduğunu düşünüyordum. Ama o da rütbesini kullanarak istediğini elde edenlerden farklı değildi.

"Harca." Tok çıkan sesimle komutana diklenir gibi konuştuğumda kapının önünde durmuş şaşkınca bana bakıyordu. "Hiçbirinizden korkmuyorum. Yanlış bir şey de yapmadık!"

Yüksek çıkan sesime karşılık Chanyeol'ü bırakıp karşıma gelmiş ve yumruk atmak için elini kaldırmıştı. Madem onlar askeriyede rütbesini kullanıp istediklerini yapabiliyorlardı, o zaman benim de sırf yaşım ondan küçük diye dayak yememe gerek yoktu. Artık ona saygı duymuyordum ve bu yüzden bana vurmasına izin vermek istememiştim.

Elini havada yakalayıp arkasına geçmiş, kolunu bükmüş ve nasıl yaptığıma bir mantık veremeden koca adamı sinirle itip duvara yapıştırmıştım. Nefeslerimi burnumdan alıp verdiğimi fark ettim, öfkeyle yarbaya bakıyordum. Chanyeol bana dokunmasınlar diye o kadar dayak yemişti ve bu adam bana vurabileceğini mi sanıyordu?

Chanyeol'e döndüm. "Bana vurmasına izin vereyim mi?" Kanlı suratını yerden kaldırıp bana çevirdi, baygın gözlerini gözlerimde gezdirdikten sonra başını yavaşça iki yana salladığında Junmyeon Komutan'ı bıraktım.

"Binbaşım dayak yememi istemiyor."

"Deli misin lan sen?" Yarbay Junmyeon öfkeyle konuşup bana tekrar bir atak yaptığında hiç korkmadan tuttum ellerini.

Gelen gülme sesiyle birden afalladım ve Chanyeol'e baktım. Aynı şekilde Junmyeon Komutan da ona döndüğünde ellerimi üzerinden çektim.

"Ben bile karşılık veremedim sana," dedi komutana bakarak. İçinde yaşadığı şeyleri daha fazla tutamayacakmış gibi derin bir nefes vererek ağlamaya başladı. Hüngür hüngür ağlamıyordu ama kırgın bakıyordu ikimize de. Biraz sinirli, biraz üzgün, biraz cansız... "Ne kadar cesur, görmüyor musun?" Burnunu çekti. "Bir asteğmen olarak yarbayına karşı çıkacak kadar deli cesareti olan birini tehdit etsen de işe yaramaz."

Junmyeon inanamaz gibi kafasını iki yana salladıktan sonra derin bir nefes aldı. "İkinizin de beyin taşıdığına şüpheliyim." dedikten sonra tekrar Chanyeol'ün yanına gidip kolundan tuttu ve kapı kulbunu açtı, çıkmadan önce bana baktı son kez. "Cesaretini takdir ettim ancak yine de harcarım seni. Çok büyük ümitler besleme. Bize kadar cesursun, Chanyeol'ü yakacak kadar değil."

Haklıydı, konu Chanyeol olduğunda ellerim kollarım bağlıydı. Onu kendi ellerimle ateşe atacak değildim ama onu ateşten kurtarayım derken kendimi cehennemin ortasına atmak da istemiyordum.

Çaresizce iki yanımdaki ellerimi yumruk yaptım, sessiz kalmıştım. Depodan çıktıklarında ayağımı sinirle yere vurdum. Resmen kibarca "Sevgilinin başına bir şey gelmesini istemiyorsan seni yok etmeme izin ver." demişti.

"Sikeyim hepinizi! Her birinizi! Teker teker sikeyim! Askeriyenizi ve kurallarınızı da! Sikik beyninizi de, geri kafalı düşüncelerinizi de! Odalarınızı ve masalarınızı! Silah tutan elinizi sikeyim!" Sinirle bağırdıktan sonra depodan çıkmış ve ana binaya gitmiştim.

Kod Adı: Bela •chanbaek•Where stories live. Discover now