Sıkıntıyla nefes verip önümdeki dosyalara bakmayı sürdürdüm. Parmaklarımı klavyede gezdirip -her ne kadar sıkılsam da- bazı askeri bilgileri güncelliyordum.
Dört gün önce havuzda yapılan test sonucu askeriyeden üç kişiyi evine geri yollamıştık. Neyse ki hiçbiri benim takımımdan değildi. Yine de buraya kadar gelip su altında kalmaya dayanamamak ve bu yüzden de askerlikten atılmak oldukça kötüydü.
Bilgisayardaki askeri listeleri düzenlerken penceremden ufak bir tıkırtı duymuş fakat kuş olduğunu düşünüp umursamadan işime devam etmiştim. Liste işleri bittiğinde asteğmen takımımın izin belgelerini kontrol etmeye başladım.
Askeriye gerçekten sıkı bir yerdi. Askerlerin izinlerde bile nereye gittikleri, kiminle oldukları kayıt altına alınıyordu. Tabii bu formları kafasına göre doldurup başka yere giden askerler de oluyordu, onlar için yapılacak bir şey yoktu maalesef. Sonuçta herkesin peşine asker takıp gerçekten nereye gittiklerini öğrenecek halimiz yoktu.
PCY-G7 İZİN DETAYLARI
Han Jisung, aile ziyareti
Çıkış saati, sabah 05.58
Dönüş saati, sabah 05.24Oh Sehun ve Kim Jongin, aile ziyareti
Çıkış saatleri, sabah 05.58
Dönüş saatleri, sabah 05.12Kim Taehyung, aile ziyareti
Çıkış saati, sabah 05.58
Dönüş saati, sabah 05.43Kim Dong-Young, serbest izin (şehir merkezi)
Çıkış saati, sabah 05.58
Dönüş saati, sabah 05.03Park Jinyoung, serbest izin (huzurevi)
Çıkış saati, sabah 05.59
Dönüş saati, sabah 05.27Byun Baekhyun, serbest izin (sinema)
Çıkış saati, sabah 06.31
Dönüş saati, sabah 05.42Elimdeki belgeye göz atarken kıkırdadım istemsizce. Baekhyun'u zorla evime götürdüğüm günü sinemaya gitmiş olarak mı göstermişti? Yüzümde hâlâ tatlı bir gülümseme olduğundan emin bir şekilde kafamı iki yana salladım. "Fazla yaramaz."
Kapımın çalmasıyla suratımdaki sırıtışı yok edip elimdeki kağıdı masaya bıraktım. Çoğu zaman suratımda bulunan ciddi ifademi yüzüme yerleştirdiğimde gözüm dijital saatime çarptı: "00.03"
Bu saatte odama kim gelirdi hiçbir fikrim yoktu. Yine de gece yarısı odama gelinmesi hoş değildi bence!
"Gel." derken önümdeki dosyalardan işi bitenleri kenara koyuyordum.
Duyduğum birkaç yalancı öksürük sesinden sonra -belli ki gelen kimse dikkatimi ona vermemi istiyordu- yüzümü kaldırıp gelen kişiye baktım. Baekhyun hazır ola geçmiş, gülerek bana bakıyordu. Bu saatte neden geldiğini anlamayarak suratına baktığımda, pencereme doğru ilerledi. Cebinden bir şey çıkarıp dışarı uzandığında göz devirdim.
"Byun! Ne yapıyorsun?"
Pencerenin dışındaki kollarını tekrar içeri soktuğunda ufak bir tabak üzerinde küçük, yuvarlak bir kek görmeyi beklemiyordum. Üstünde de bir mum vardı, sol elindeki çakmağa bakılırsa şimdi yakmıştı.
Gülerek bana yaklaştı ve masama gelene kadar sevinçle doğum günü şarkısı söyledi. "İyi ki doğdunuz Binbaşım, iyi ki doğdunuz Binbaşım. İyi ki doğdunuz, iyi ki doğdunuz, iyi ki doğdunuz Binbaşım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı: Bela •chanbaek•
Fanfiction"Bir şey olur diye korktum, askerliğim yanar diye korktum komutanım." Ağzımdan bir hıçkırık çıktığında beni kollarımdan tutup kaldırmış ve kucağına doğru çekerek sarılmıştı. Bir eliyle saçımı, diğeriyle belimi okşarken sessizce konuştu. "Çeneni kap...