17

1.3K 148 311
                                    

Karşımda oturan Kyungsoo sigarasını yaktıktan sonra dudakları arasından çekti ve gözlerini bana çevirdi. "Doğum günün kutlu olsun bu arada." Önümdeki kahveden biraz içip teşekkür ettim.

"Normalde pasta ve hediye falan istemediğin için bir şey yapmıyordum ama bu sefer çok beğeneceğin bir şey gördüm ve aldım. Odamda unuttum, sonra veririm sana."

Gülerek "Ne gerek vardı?" dedim. "Ne aldın bari?"

"Sıkı dur, söylüyorum." Heyecanla diyeceği şeyi bekliyordum. "Red Velvet imzalı bir kask."

Gözlerimi büyültüp ona yaklaştım, bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. "Yemin et!"

"Gerçekten!"

Sevinçle ellerimi yanaklarıma koydum. Red Velvet grubunu çok severdim, onlara bayılıyordum. Yıllar önce askeriyemize konser vermeye gelmişlerdi ve konser sonrasında sadece Irene'la da olsa konuşabilmiştim, imzasını da almıştım.  Diğerlerini de ilk kez o kadar yakından görmüştüm. Hepsi güzel yüzleriyle bana el sallamıştı.

Ah kalbim... 30 yaşında bekar olmamın tek sebebi 5 tane kıza büyük bir hayranlık duymamdı belki de.

"Hey, hey! Dünyaya dön Chanyeol. Azma." Kyungsoo'nun laflarıyla güldüm.

"Zaafımla oynuyorsun resmen Kyungsoo."

Sigarasından çektiği dumanı dışarı verirken kafeteryaya girip yanımıza gelen Baekhyun ve Taehyung'u gördüm. Taehyung sıradan bir asker selamı verirken Baekhyun önce Soo'ya karşı saygıyla eğildi. "Günaydın Yüzbaşım." dedikten sonra gülerek bana baktı. "Merhaba Binbaşım."

Kyungsoo başıyla ikisini de selamlayıp önüne döndüğünde ben gülerek Baek'e bakıyordum. Göz kırptıktan sonra önüme dönmüştüm ki Baekhyun elindeki bardaklardan birini masamıza koydu. "Kahveniz bitmiş gibi görünüyor Binbaşım, bunu içebilirsiniz."

Sanırım verdiği bardağı Taehyung için almış olacaklar ki ağzını açmıştı ama Baekhyun anında dirseğini ona batırıp konuşmasını engelledi. Gülümseyerek bana baktığında ben de gülümsedim ve başımı eğerek teşekkür ettim.

Saygıdan dolayı sigarasını masanın kenarına indiren Kyungsoo garip bakışlarını üzerimizde gezdiriyordu.

"Biz gidiyoruz o zaman." Gülerek söylediğinde cevap vermeden ona baktım. Bakışmamız devam ederken masanın altından ayağıma vuran Soo ile kendime gelip boğazımı temizledim. "Ahh... Git?"

Taehyung ve Baekhyun arkasını dönüp başka bir masaya doğru ilerlerken Kyungsoo az önce içtiği kahveyi püskürtmemek için kendini zor tutmuştu. Masada bana yaklaşıp kısık sesle konuştu ama bunun aksine büyük bir coşku vardı sözlerinde.

"Az önce flört mü ettiniz siz?!"

Hemen inkar moduna geçerek kafasına vurdum. "Ne alakası var be?!"

"Sana bakarken salak gibi sırıttı ve seni uyarmasam akşama kadar onun gülüşünü izleyecektin."

"Üf, saçmalama be!" dedikten sonra Baek'in getirdiği kahveyi dudaklarıma götürdüm ve içtiğim gibi yüzümü ekşitip cama dönmem bir olmuştu. Öksürük krizine girmemek için kendimi zor tutarken Soo'ya baktım. "Şekerli getirmiş amına koyayım."

Bu çocuğun tatlı sevdası beni öldürecekti. Yavaşça onların oturduğu yere baktığımda onun da bana döndüğünü fark ettim ve ayıp olmaması için beğenmiş gibi baş parmağımı kaldırıp gülmeye çalıştım. Tabi bunu yaparken az daha kusacaktım.

+++

"Üst dudak."

Karşımda dizilmiş dikkatle beni dinleyen askerlere bakıp devam ettim. "Çene, karın boşluğu," Elimle bahsettiğim yerleri gösteriyordum. "Cinsel organ. İnsan vücudunun zayıf noktaları. Düşmanı yere sermenin en kolay yolu buralara zarar vermektir. Silahınız varsa daha da şanslısınız."

Kod Adı: Bela •chanbaek•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin