37

883 121 481
                                    

"Bugün yalnız değilim." dedim gülümseyerek. "Baekhyun'u getirdim. Size Byun Baekhyun'u getirdim." İçten içe ne kadar üzgün hissetsem de bunu belli etmemeye çalışarak Baek'in elinden tuttum ve onu mezarlığın önüne çektim. "Bu; benim yakışıklı, sevimli, cesaretli ve yetenekli Baekhyun'um."

Baekhyun ailemin mezarının karşısında eğildi ve birkaç saniye öyle durduktan sonra doğruldu. "Merhaba, ben Asteğmen Byun Baekhyun. Chanyeol'ün biricik askeri." dedikten sonra bana sokuldu.

Saçlarından öptükten sonra yere eğildim, Baekhyun da yanıma çöktüğünde derin bir nefes aldım. Bir kolumu omzuna atıp onu iyice kendime çektim.

"Bana iyi gelen birini buldum, bana çok iyi gelen birini buldum. Anne, baba... Yokluğunuzu özellikle bu aralar, elim yaralandığı için, çok aradım ama bu çocuk bana sizi aratmamak için elinden gelen her şeyi yapıyor."

"Abartıyor." Baekhyun, sanki karşısında gerçekten ailem varmış gibi utanarak "Yok canım, daha neler?" der gibi bir el hareketi yaptı.

"Yoo, abartmıyorum." Gülerek ona döndüm.

Baekhyun gülümsedi, hemen sonra da dudaklarımızı birleştirdi. Gülerek geri çekildim. "Hey! Annemin önünde öpme beni!" Şakacı bir ses tonuyla söylerken kahkaha attım.

"Annen bana bir şey demez." Dudaklarıma minik bir öpücük daha bıraktı.

"Demez tabii. Sana kimse bir şey diyemez." Ayağa kalkıp elimi uzattım. "Gidelim mi?" Sargılı elime zarar vermek istememiş olacak ki önce bileğimden destek alıp ayağa kalkmış, sonra elimi gevşek bir şekilde tutmuştu.

Kimseciklerin olmadığı mezarlık yolunda yürürken "Teşekkür ederim." dedim. "İlk defa bir mezarlık ziyaretimde güldüm."

"Aferin! Ben varken her zaman gülmelisin." Önüme geçip ellerini omuzlarıma koydu ve ayaklarının ucunda kalkıp dudaklarını uzattı. "Öpücük?"

Öne doğru uzattığı pembe dudaklarından öptüm. İstediğini almış gibi zaferle güldü ve tekrar yanımdan yürümeye başladı.

"Nasıl asker olabildiğini bazen bana sorgulatıyorsun cidden."

"Niyeymiş?! Senin için 350 metreden uzakta olan hedefi bile vurdum!"

"6x dürbün kullanmıştın." dedim göz devirerek.

"Vurdum sonuçta!" Hafiften sinirlenerek söylediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum. Baek'in ani çıkışları çok komik ve tatlıydı.

"Hmhm, vurdun."

"Ya!" Mızıkçı bir çocuk gibi bağırıp yine önüme geçti ve ellerini omuzlarıma uzattı. "Gayet iyi bir askerim bir kere! Neden öyle dedin?"

"Asker olamayacak kadar tatlı, şebek ve sevimlisin çünkü. Bebek gibisin."

Ellerini kulaklarıma götürdü ve çekiştirmeye başladı. "Bebek gibi değilim! Çok cesur, erkeksi, yakışıklı ve mükemmellim! Sadece senin için bazen sevgi pıtırcığı olasım geliyor, anladın mı?"

"Anladım hayatım." Güldükten sonra yanağından öptüm. "Çok cesur, erkeksi, yakışıklı ve mükemmel olduğundan hiç şüphem yok."

"Aferin asker!"

Bacaklarımı birleştirip bir elimi alnıma doğru götürdüm. "Sağ olun komutanım!"

"Salak." Güldü ve koluma girip başını bana yasladı. Sessizce birkaç adım attık. "Sonraki izin günümüzde de benim annemin yanına gidelim mi?"

"Gidelim bir tanem."

"Bugün de babamla tanışacaksın. Çok iyi oldu böyle yapmamız."

"Bence de sevgilim."

Kod Adı: Bela •chanbaek•Where stories live. Discover now