13

1.4K 160 584
                                    

Byun Baekhyun

Yatakhanedeki herkes tatlı bir telaş içinde hazırlanırken sadece benim boş boş yatağımda oturmam ne kadar garip dursa da umursamadım. Bugün izin günüydü ve yarın sabaha kadar geri gelmeleri gerektiği için hızlı hareket ediyorlardı.

Taehyung, krem rengi montunu giyerken büyük ve sevimli bir gülümseme vardı yüzünde. Onu öyle görünce ben de güldüm. "Jungkook'la mı buluşacaksın?"

Başını hayır anlamında salladı. "Götüm yemedi şehir dışına çıkmayı. Şimdi geç kalırım falan, binbaşı zaten kuralcı bir insan... Jeongguk için sonraki izinlerimi kullanırım diye düşünüyorum."

"Haklısın bir yandan." dedim. "Olsun ya. En azından evde rahatça onu arayıp konuşabilirsin. Onlar, kendi askeriyelerinde umumi telefonla on beş dakika falan konuşabiliyor diye biliyorum. Bizimki gibi dakika sınırı yok..."

Burası; Kore'nin en sıkı askeriyesi olduğu için mi böyleydi, bilmiyordum ama umumi telefonla görüşmek için haftada iki hakkımız oluyordu. Bir arama da en fazla iki dakika sürüyordu. Kişisel telefon zaten kullanamıyorduk, bu tüm askeriyelerde yasaktı. Bu yüzden bizim için birini aramak gerçekten zordu.

"Aynen öyle." dedi ve dolabındaki aynanın yanına ilerleyip kendine baktı Taehyung.

"Sen niye hazırlanmıyorsun?" Sehun, Jongin'le uğraşmayı bırakıp yanıma geldi ve sordu.

"Bir yere gitmeyeceğim."

Sadece Sehun değil, hepsi şaşkınca bana baktı. Jisung tepkisini sesli de vermişti. "Uzun süre içinde sadece bir gün izin veriyorlar ve dışarı çıkmıyor musun? Delirmişsin."

"Canım istemiyor." diye kestirip attım. İçimde neler olduğunu teker teker onlara anlatamazdım.

Sehun kaşlarını çatarak yatağıma oturdu, Jongin de önüme gelip yere çöktü ve mutsuzca gözlerime baktı. Biz üçümüz lisede de yakın olduğumuz için bazı şeyleri daha iyi biliyorlardı.

"Babanla görüşmek istemediğin için çıkmıyorsun değil mi?" Sehun kısık sesle sorduğunda derin bir nefes verip arkama yaslandım. Başımı onaylarcasına salladım.

Babamla aramızda bir sorun yoktu aslında. Sadece annemin ölümünden sonra hemen başka bir kadınla evlenmesini sindirememiştim. Bunu yapmasını doğru bulmamıştım. Belki gençlik kafasıyla ben yanlış düşünüyordum ama yine de yapacak bir şey yoktu. Benim annem mezara yeni girmişken, eve de başka bir kadın girmişti. Bu cidden mide bulandırıcıydı.

"Baekhyun, o zaman babana gitmezsin. Bu kadar." Jongin de sessizce konuştu. "İlla aile yanına git diye vermiyorlar bu izni. Olur mu hiç öyle şey?" Bir elimden tuttu ve ayağa kalktı. "Hadi kalk, hazırlan. Ben de Sehunlara gidecektim zaten. Sen de gel."

Sehun da onu onaylayan sesler çıkardı. "Evet Baek, böyle yalnız kalmak olur mu? Hazırlan hadi."

Ne kadar ısrar etseler de istemediğimi söylemiş ve onları diğerleriyle birlikte şakayla karışık odadan kovmuştum. Hepsi gülerek çıktığında tatlı bir şekilde el salladım.

Odada boş kalınca cam kenarına gittim ve çıkışı izlemeye başladım. Kapı güvenliği görevinde olan askerler, onların asker kimliklerindeki kodu okutuyor ve izni olduklarını görünce çıkmalarına izin veriyorlardı. Zaten bugün sadece bizim grubumuzun değil, çoğu askerin izin günüydü.

Jinyoung ve Doyoung beraber sola döndüğünde, Jisung karşı kaldırıma geçmiş ve ileriden sola dönmüştü. Taehyung, koşar adımlarla dümdüz ilerlerken Sehun ve Jongin de ona yetişti. Bir süre beraber yürüdüler ve sonra Taehyung sola dönerek gözden kayboldu. Sehun ve Jongin de sağa dönüp görüş açımdan çıkmadan hemen önce el ele tutuşmuşlardı.

Kod Adı: Bela •chanbaek•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin