38

1K 127 854
                                    

Baekhyun'la beraber geçirdiğimiz iznin üstünden üç hafta geçmişti, bu süre zarfında birçok şey olmuştu.

Öncelikle Baek'le aramıza bir soğukluk girmişti. Ayrılmış veya küsmüş değildik ama ikimiz de birbirimize mesafeli davranıyorduk. Çünkü ben, onun istediği gibi bir ilişkiye sahip olmadığımızı biliyordum ama benimle beraber olduğundan pişmanlık duymaması için çok çabalıyordum. Fakat o, bazen ilişkimiz hakkında alttan alttan bana laf atıyor gibi görünüyordu.

Baekhyun gençti, enerjikti, sevecendi, cesurdu ve fazla güzeldi. Haklı olarak dışarıdaki insanlar gibi sevgi dolu bir ilişki istiyordu. Ama ben olduğumdan fazlası değildim ve askeriye sınırları içerisinde ona karşı olan duygularımı aşırı bir şekilde gösteremiyordum. Bana göre normali de buydu: İzin günlerinde tamamen onundum ve ne isterse yapardım ama üzerimde Güney Kore'nin asker üniforması varken benim için sıradan bir askerdi sadece. Fakat o bunu anlamıyordu.

Askeriye içinde göze batmamaya çalışmaya ne kadar alışmış olsak da Baekhyun bazen bunu umursamıyor ve canı istediğinde benimle vakit geçirebileceğini sanıyordu. Kibar bir şekilde -ki bu bile benim için zordu- onu uyarmaya çalıştığımda ise benim abarttığımı söylüyor, Sehun ve Jongin'in bu durumu hiç takmamalarına rağmen yakalanmadıklarını belirtiyordu. Ama Baekhyun; Sehun ve Jongin'in aynı yatakhanede olduğunu, orada istedikleri kadar kalsalar da hiçbir komutanın gözüne batmayacaklarını, hatta yatakhaneye biri girmezse sevişebileceklerini anlamak istemiyordu.

Ona göre sorun ben, rütbem ve zedeleyemediğim egomdu. Binbaşı olduğum için fazla kastığımı, komutanlar etrafımızda olsa bile o kadar dikkat çekmediğimizi söylüyor ve tekrar Sehunları örnek veriyordu. Artık bu konudaki ufak tartışmalar canımı o kadar sıkmıştı ki "Sehun kadar olamıyorsun!" diye kendime yüklenmeye ve Baekhyun için yetersizmişim gibi hissetmeye başlamıştım. Ve bunu "Bana dediklerin yüzünden kendimi Sehun'la bile kıyaslamaya başladım. Çocuk benden 10 yaş falan küçük, beni anlıyor musun?!" diye bağırarak dile getirdiğimde, günlerdir ikimizi birbirinden uzak tutan asıl tartışma başlamıştı. Çünkü Baekhyun da "Sana 'Sehun gibi ol' diye bir şey bile demedim! Asıl ne dersem diyeyim üstüne alınıp kendine pay çıkaran, sürekli kendini düşünen sensin." diyerek kalbimi parçalara ayırmış, ilk defa birinin karşısında bu kadar güçsüz kalmama sebep olmuştu.

Saniyelerce suratına bakıp "kendini düşünen" kısmını geri almasını, öyle demek istemediğini söylemesini bekledim ve bu süre boyunca yemin ederim yutkunamadım. Gözlerine bakmayı kestim ve bir elimle masamdan destek alırken "Senin için yetersizmişim gibi davranıyorsun çünkü..." dedim kırgın bir şekilde.

Geri adım atmaz tavrını korurken bir elini saçlarından geçirdi ve derin bir nefes aldı. "Seni öyle görsem neden sevgili olayım? Neden seni deli gibi sevdiğimi görmüyorsun da laflarımı farklı algılıyorsun? Sana olan hislerimi anlamıyor musun? Hiç mi sevgi görmedin Chanyeol?"

Hiç mi sevgi görmedin Chanyeol?

Önceki söyledikleri kalbimi çok kırmıştı ama beni mesafeli davranmaya iten asıl söz buydu. Ağlayacak gibi olmuş ama karşısında öyle görünmek istemediğim için ağlamamak adına çok uğraşmıştım. Kalbimi bu kadar yaralayan birinin benim Baek'im olup olmadığı konusunda kararsızdım.

Bir süre dediklerini hazmetmeye çalıştım ama o birkaç kelime hiç olmadığı kadar dokunmuştu bana. Hayatımı en iyi Baekhyun bilirken beni zayıf noktamdan vuran kişi nasıl o oluyordu? Hiç kimsemin olmadığını herkesten iyi bilen Baek, nasıl oluyordu da bana sevgi görmekten bahsediyordu? Baekhyun bana böyle bir şeyi nasıl diyebiliyordu?

Kod Adı: Bela •chanbaek•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin