40

903 117 630
                                    

Gözlerim, kulaklarıma gelen ama ne olduğu tam anlaşılmayan sesler yüzünden yavaşça aralandığında karşımda, masada oturan Yarbay Junmyeon'u görmeyi beklemiyordum elbette. Saniyeler içinde onun odasında olduğumu da fark edince önce afallamış, sonra hoparlörlerden gelen anons ve kelepçelenmiş bileklerimle her şeyi hatırlamıştım: Komutan Junmyeon beni depodan çıkartıp odasına getirmiş, Baek'i siktir etmem konusunda dakikalarca çene yormuştu. En sonunda onu ateşe atmayacağımı anlayıp silahının arkasıyla kafama vurduğunu hatırlıyorum. Büyük ihtimalle bayılmıştım, bu yüzden onun yatağında ellerim bağlı bir şekilde duruyordum.

Beni gerçekten kelepçelediğini fark ettiğim an vücudumda taşıdığım delilik, bütün hücrelerime hücum etmişti ama ellerimi bir daha böyle bir tehlikeye atamayacak kadar korkaktım. Sadece yatakta doğrulup biraz kollarımı oynattım ve ses çıkmasını sağladım.

"Aç şunları."

"Emirleri ben veriyorum." dedi Junmyeon hâlâ masadaki işiyle ilgilenirken. "Ve Baekhyun'a da özür metni okumasını emrettim. Daha doğrusu onaylama senin tarafından yapıldığı için okumak zorunda kaldı."

Şaşkınca ona bakarken dediklerini sindirmeye çalıştım bir süre. Benim onaylamamdan kastı neydi? Bu aptal yerde tam olarak ne oluyordu ve Tanrı aşkına, Baek'in başına ne işler açmıştı bu adam?!

Korkuyla derin bir nefes alıp mantıklı düşünmeye çalıştım. Baek'e özür yazısı okutuyorlarsa tüm suçu onun üstüne atmıştı! Hatta büyük ihtimalle suçu üstüne atmakla kalmayıp olayı tamamen kapatmak için abartıla abartıla yazılan bir metin okutuyorlardı!

"Ben hiçbir şey imzalamadım!" Avazım çıktığı kadar bağırdığımda başını işlerinden kaldırıp bana baktı ve güldü.

Gayet sakin bir şekilde "İmzaladığında uyuyordun, bak parmağına." deyince gözlerim hemen ellerimi bulmuştu. Sağ elimin baş parmağındaki sargının kesilmiş ve mürekkebe batırılmış olduğunu görünce gözlerim doldu. Ben artık parmak izine bile sahip çıkamayan beceriksiz bir asker olmanın yanı sıra, sevgilisine zorla ihanet eden aptalın tekiydim.

Dünyanın en yetersiz insanı gibi hissettiğim ilk andı, bu yüzden yaşların yavaşça yanaklarımdan süzülmesini engelleyemedim.

Kendimi savunabilseydim Junmyeon beni bayıltamazdı, bu kağıdı imzalayamazdı ve Baek'im tüm askerlerin içinde aptal bir şeyler söylüyor olmazdı.

Baekhyun... Kim bilir Baekhyun kağıdı gördüğünde ne tepki vermişti?..

Benim yapmadığımı düşünebilmiş miydi, yoksa hemen benden nefret etmeye mi başlamıştı?

"Neden bunu yapıyorsun?" Başımı kaldırıp ona baktım. "Beni bayıltıp parmak izimi alacak kadar alçak biri misin? Ben sana baba dedim, bana neden bunu yapıyorsun?!" Ciddi şekilde bağırdığım için oturduğu koltuktan kalktı ve sert bakışlarını üzerime dikti.

"Kapa çeneni Chanyeol! Ne yapsaydım? Tacizci damgası yemene izin mi verseydim?!"

"Ben yemeyeyim diye sevgilime yedirdin ama!" Yataktan kalkmak istemiş, bu yüzden kelepçeyi çekiştirmiştim. Göz yaşlarım artık fazlasıyla akmaya başlarken ellerimi işaret ettim ve sinirle konuştum. "Aç şunu! Böyle bir şey yaptığına inanmak bile istemiyorum."

"Aptal bir çocuk için hâlâ kendini parçaladığına inanmıyorum, Chanyeol."

"Aptal demeyi kes!" Junmyeon Komutan'a karşı ilk kez bu kadar güçlü ve kendimden emin bağırdığım için yüzündeki şaşkınlık ve kırgınlık, metrelerce uzaktan bile fark edilebilir cinstendi. "Sen istesen de istemesen de, ben, onu, seviyorum!" Sona doğru her kelimemi vurgulayarak söylemiştim. "Ve inan bana," deyip duraksadım. Çok ağır konuşmamak için uğraşıyordum ama beni buna zorlamıştı. Gözlerimi kapatıp dudaklarımı yaladım. "Şu yaptığın şeylerden sonra senin düşüncelerinin benim için hiçbir önemi yok."

Kod Adı: Bela •chanbaek•Where stories live. Discover now