-45-

1.5K 97 50
                                    

                                                                     AŞK MI BU?

                                  ——


merhabalar efendimmmm  :) 


 çok uzun bir aradan sonra dayanamadım bu mesajlara yorumlara size bir bölüm yazdım. bak yazdıktan sonrada yorum yapmazsanız karışmam :D


şaka bir yana sizleri çok özledim. Mina ve Buğra'yı yazmayı da özlemişim ama biraz paslanmış olabilirim. Ara vermeme sayın bunu ve öyle okuyun lütfen :D



yorumlarınızı esirgemeyin ki bende böylelikle size sevinçle güzel güzel bölümler yazıyım... keyifli okumalar :)



                                  - 45 –

         


Parmağımdaki   yüzüğe  bakıp  gülümsedim. Son  günlerde en çok yaptığım şeylerden biriydi bu. Hala olayın şaşkınlığını üzerimden atamamıştım. Bu gece resmen nişanlı olacaktım.  Bütün bu kalabalık içinde biraz salakça bir durumda yüzüğüme bakıp gülümsediğimi gören Ebru ve Gözde beni dürtükleyince kendime geldim. Gözde Fransa'dan sırf bu gece için gelmişti.  Ertesi gün yine Fransa'ya uçacaktı. Bu habere hem bir o kadar şaşırmış hemde sevinmişti.

Şimdi ise kızkıza alışverişe çıkmıştık. Bu gece istemeye geleceklerdi. Ne kadar sosyeteden de olsak babamın  bazı kuralları vardı. Özelliklede adetlerine bağlı biri olarak  Buğra'nın evlenme teklifi formalite kalmıştı. Kız istemeye gelmeden kız vermem diye tutturmuştu. 

Büyük bir markanın mağazasına girince Ebru tarafından elbiseler bölümüne çekildim.

"Ebru baştan söylüyorum.  Abartı istemiyorum."

Ebru benim  söylediğime göz devirsede Gözde bana göz kırpararak destek verdi. Askılardaki kıyafetlere bakarken hiç bişey hayalimdeki elbiseye denk değildi. Ebru elinde su yeşili mini bir elbiseyle dikildi karşıma.

"BU!"

Başımı iki yana salladım. "Mini istemiyorum hatta uzun olsun istiyorum."

Ebru gözlerini sanki alnımda kocaman sivilce çıktı demişim gibi hayretle açtı. "Saçmalama  Mina yine son on yılın rüküşlüğünü yaşatacağım deme bana."

Omuz silktim. " Uzun elbisenin bana göre rüküş olduğunu söyleyemem."

Ebru kinayeli bir tavırla baktı. "İstersen eline de bir mikrofon vereyim pavyon şarkıcıları gibi gez."

Onun bu sözüne karşılık  veremeden Gözde girdi araya.   "Bence buna bakmalısınız."

Ebru ile olan konuşmamız bittiği için mutlulukla Gözde'nin arkasından yürüdüm. Görevli kızın elindeki elbiseyi görünce vuruldum. Hayalimdeki elbiseye en yakın olanı buydu.

Pudra pembesi elbise uzun ve sadeydi. Sadece belinden geçen belli belirsiz ışıltılı bir şerit vardı.

"Bunu giymek istiyorum." Diyerek atıldım.

Ebru'da ses çıkarmayınca elbiseyi almamla boş bir kabine dalmam bir oldu. Elbise üzerime tam oldu. Aynadan kendime gülümsedim. Açık saçlarımı elimle dağınık bir topuz yapıp yan durdum. Gözlerim yine parmağımdaki parıltıya takılmıştı. Hülyalara  dalmadan  kabinden çıktım.  Gözde ve Ebru ya umutla bakıp etrafımda döndüm.

AŞK MI BU?Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora