21.bölüm -Deli -

2.9K 110 4
                                    

(bir önceki bölüm herkes Buğra'nın üzerine gitmiş. Bence onun ağzından bir bölümle daha anlaşılır olur. )

buğra

Yağmur üzerimize hızla inerken,  daha onun kendine gelemediğini anlayıp kendimi geriye çektim.

"Islanmak istemiyorsan kalk "

Yeni bir dünyadan gelmiş gibi gözlerini kırpıştırdı. Bu hali fazlasıyla komikti. Gülümsemek istiyordum ama içimdeki garip bir taraf buna engel oluyordu. Öpmekten kızarmış dudaklarına bakıp derin bir nefes aldım. Onu öpmekten hoşlanıyordum. Tecrübesiz halleri ve şaşkın bakışları bana keyif veriyordu. Ama yaptığım yanlıştı. Bunu biliyordum. Mina'ya yaklaşamazdım. O benim için fazla masumdu.

Küçük çığlığıyla kendime geldim. Ayağa dikilmiş bana bakıyordu.

"Kalk Buğra!  Yağmurda ıslanmaktan nefret ederim ve ayaklarım ıslanmaya başladı. bana şort giydiren Ebru'yu bir buluyum öldüreceğim onu. "

Onun sızlanmalarını dinlemeden sepeti ona uzattım. Kilimi toplayıp çantasını da omzuma atıp "Hadi yürü " diye mırıldandım.

Saçlarım ıslanmış ve yüzüme damlıyordu . Arkamdan geldiğinden emindim ama yinede başımı çevirip baktım.  Yüzüme yayılan gülümsemeyi saklamak için önüme dönüp sırıttım. Saçları sırılsıklam olmuş ve yüzüne yapışmıştı. Arabaya yaklaşırken daha açık alanlara geldik ve yağmur tüm şiddetine daha fazla yüklendi. Kolumdan tutulunca durakladım.

"Yürüyemiyorum. " Ona iki saniye baktım. Ve gerçekten içler acısı bir durumdaydı.

"Neden ?"

Bana kaşlarını çatıp "Ayaklarım ıslandı. Ben yürüyemem öyle. " dedi sinirle.

"Gerçekten mi?  O zaman kendin için bir ilk yapıp yürü "

Söylediklerimle bana bir an boş boş bakıp sonra adeta öfkeden delirmiş gibi bakmaya başladı. Yanağımı ısırdım. Yoksa kahkaha atmama az kalmıştı. Ona bakmadan ileride görünen arabama yürüdüm. Geleceğini biliyordum.

Kilimi ve çantayı arka koltuğa atınca arkamı döndüm ve şaşkınlıkla kaldım. Onu bıraktığım yerde kollarını göğsünde çaprazlayıp ayakta dikiliyordu.

"Ne yapıyorsun?  Gel buraya "

Omuz silkti. Tanrım bir sıçana dönmüştü ama hala inat ediyordu.

"Yürüyemem "

"Mina çocuk gibi davranmayı kes ve buraya gel "

Hiç tavrını bozmadı. Yağmurda ıslanmaktan nefret ediyordu ama yinede sırf yürümemek için öylece dikilebiliyordu.

Ellerimi saçlarımda gezdirip fazla suyu atınca hızla ona yürüdüm. Tam önünde durunca kolundaki sepete bakıp boş verince eğilip kucağıma aldım.  Küçük bir çığlık attı.

"İnsan biraz yavaş olur ya. "

Onu dinlemeden yürümeye devam ederken saçlarımdan sular yüzüne damlıyordu. Kıkırdadı. Ona soran gözlerle bakınca omuz silkti. Yağmurdan nefret etmiyor muydu bu kız ne içindi şimdi bu neşe.

Kollarını boynuma dolayıp göğsüme kafasını yasladı. Arabanın önüne gelince "Kapıyı aç " dedim. Kapıyı açınca onu arabaya bırakıp koşarak öbür tarafa geçtim. arabaya binince hemen ısıtıcıları açtım. Arabayı kaldırıp son gaz sürerken bu oyunun daha yeni başladığını düşünüyordum. Üstelik bu yanımda oturan defolu işleri daha da zorlaştırıyordu.

AŞK MI BU?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin