40.bölüm

2.1K 117 10
                                    

                                                              -40.BÖLÜM-

 

Bana aşıksın”

Kendinden emin ses tonuna karşılık yüzündeki garip ifadeye bakakaldım. Ne yani? Cidden ona aşık olduğumu söyleyeceğimi mi düşünüyordu? Aptal olabilirdim ama ekstra aptal da değildim.

Bakışlarımı ondan çekip Ebru’ya döndüm ve kahkahalarla gülmeye başladım. Sinirlerim bozulmuştu. Hepsi bana ‘delirdi’ bakışları ile bakarken gözlerimdeki yaşı sildim. Gülmekten gözlerimden yaş gelmişti. Ebru ile fatih bize iyice yaklaşırken , Buğra’ya döndüm.

“Ne dedin? Ben sana mı aşığım?”

Buğra ifadesiz bir yüzle bana bakarken birden sustum ve ona kaşlarımı kaldırdım .

“ O devasa egona zarar verdiğim için üzgünüm ama ne aşkından bahsediyorsun sen? “

Hiç bişey demeden bana dikkatle bakarken derin bir nefes alıp başımı çevirdim ve kendimi tutamayıp gülmeye başladım. Sıçmıştım. İnanmış mıydı acaba? Ben bir yandan gülüp tek gözümle de onun felç inmiş yüzün kontrol edilirken Ebru tarafından çekildim.

“Biz hemen geliyoruz “ dedikten sonra beni ileride ki bir banka götürdü. Yanlarından ayrılınca gülmeyi kesmiş , kaşlarımı çatmıştım.

“Ne oluyor Ebru? İnandı mı sence ?”

Ebru beni banka itince şaşkınlıkla ona döndüm. “Kızım sen aptal mısın? “

Banka oturup ona baktım. “yine ne yaptım ya? “

Ebru sabır dileyen bir nefes aldıktan sonra tepemde dikildi. “Çocuk duygularından emin olmaya çalışıyor ve sen karşısında dalga geçerek gülüyorsun aferin sana. “

“Bir kere öyleyse bile öküz gibi bana tepeden bakıp ‘bana aşıksın’ deme hakkını kim ona veriyor? İnsan gibi sorsun insan gibi cevap alsın”

Ebru’da başını salladı. “Bunda haklısın ama Buğra bu romantik sözler, bir demet çiçek felan beklenecek en son insan.”

Yani bu doğruydu ama yinede bende onun egoist tavırlarını çekecek köle değildim.

Banktan kalkıp omuzlarımı düşürdüm. “Sanırım artık beni sevme ihtimali sıfıra düştü. “

Ebru koluma girerek beni götürürken “Hiç belli olmaz. Eğer aşıksa peşinden koşmasını bilmeli.” Dedi.

Onların yanına ulaştığımızda Buğra’nın yüzüne bakamıyordum. Gerçekten benim duygularımı ı öğrenmeye çalışıyordu? Hiç sanmam Buğra Atamaz öyle işlerle uğraşacak bir insan değil ki.

Fatih ortamı yumuşatmak için “şanzelize caddesine gidelim. Ben çok acıktım. “ diyerek Ebru’nun elini tuttu.

Onlar hareket edince bende yürüdüm. Ama aklım tamamen bir çorba gibiydi. Yere bakarak yürürken birden kolumun tutulmasıyla irkildim. Buğra bana kaşlarını çatarak bakıyordu.

“Bu hızla gidersen akşama ancak ulaşırız. Hızlan biraz”

Başımı sallamama rağmen kolumu bırakmayıp beni yürütmeye başladı. Adımlarımı ona yetiştirmeye çalışırken nefes nefese kalmıştım. En sonunda pes ederek ayaklarımı durdurdum.

“Biraz durur musun?”

Kolumu bırakmadan bana dönüp “Bir kaplumbağadan farkın yok.” Dedi sinirle.

AŞK MI BU?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin