14.bölüm bu duygu ne ?

2.8K 117 9
                                    

merhabalar :) yeni kapağımız nasıl olmuş? :) Daha bu kapak vs konularında kendimi geliştiremedim :) Bana yardımcı olmak isterseniz mesaj atmanız yeterli :) bu bölümü @per_sev'e ithaf ediyorum. Bölüm sonuna yorum yaparsanız her bölüm birine ithaf edeceğim :) Bol bol vote ve yorum bekliyorum sizi seviyorum :) 

Film ikinci yarıya girince ışıklar açıldı. Gözlerimi kırpıştırarak ışığa alışmaya çalıştım. Hala Buğra'nın kolunun altında olduğum için boynum ağrımaya başlamıştı. Biraz geri çekilip boynumu esnetirken bizimkilerle göz göze geldim. Fatih ve Tamer bize bakıp bakıp gülüyorlardı. Sağıma dönüp Buğra'ya baktım. Bana bakıyordu.

"Boynun mu ağrıdı?"

Başımı salladım. "Evet biraz" 

Ellerini uzatıp boynuma koyunca beni boğacak mı acaba diye gözlerimi kocaman açtım.Ama boynumu ovalamaya başlayınca başımı öne eğip ona kolaylık sağladım. Bu sırada Mine'nin sesini duydum.

"Kaan bak Buğra Mina'ya masaj yapıyor banada yap!"

Kıskanç ya bu kız. Kaan'da gülüp "Tamam aşkım kıskandın mı?" 

"Tabiki de kıskandım. Mina daha önce kimseyle doğru düzgün çıkmadı bile. Şimdi çıktığı kişiye baksana. Hala şaşkınım" 

Bu lafın üstüne bütün vücudum utançla yanmaya başladı. Daha önce pek kimseyle çıkmadığımı neden burda söylemek zorundaydı sanki. Başımı kaldırıp Buğra'nın ellerinden kurtuldum. Yani bu kadar ezik olduğum yüzüme vurulmuşken, daha sahte sevgilimle mutlu bir profil çizmeye devam mı etseydim?

"Ben içecek bişeyler alıp geliyorum" diyerek salondan dışarı attım kendimi. Terleyen ellerimi pantolonuma silip sinema salonunun hemen yanındaki büfeye ilerledim. Bütün bunlar o kadar gerçek gibiydi kki bazen aklım karışıyordu. Ama en sonunda bir adım ilerlemiştik. Mine bizi kıskanmıştı. ahh ne büyük bir gelişme nasıl mutlu oldum anlatamam.

İçimdeki Mina çok haklıydı valla. Büfeden bir meyve suyu alıp tekrar salona yöneldim. oyun oyun oyun. İçimden bunları tekrarlayarak kapıyı açtım ama ışıklar kapanmıştı. 

Etraf karanlıktı.Ekrandan yansıyan ışıklarla ilerlemeye çalışırken, hiç görmediğim bir basamağa takılıp yere doğru düşüşe geçtim. Yerle buluşmama iki santim kala bir kol belimi kavradı. Beni tekrar doğrultunca arkama dönüp beni rezil olmaktan kurtaran kişiye baktım. 

"Ata?" Sesim filmdeki çığlıklar arasında ne kadar duyulmuştu bilmiyordum ama Ata'nın duyduğuna emindim.

Belimdeki eli sıkılaştı ve beni kendine çekti. Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Ne olduğunu anlayamadan gözlerinin içini incelerken üzerime eğilmesiyle kurtulmak için kollarını kavradım. Bir anda yok oldu. Şaşkınlıkla ağzım  'o' şeklini alırken Ata'yı ensesinden kavramış Buğra'ya bakakaldım.

Buğra'nın ağzından (sonunda :) )

Ellerimle huzursuzca saçlarımı karıştırıp bakışlarımı kapıdan çektim. Mine ve Kaan'a dönen gözlerim ikisinin gerçekten birbirini sevdiğini anlayacak kadar sağlamdı. Çok mutlu görünüyorlardı.

Omuz silkip tekrar kapıya döndüm . Ve o anda durdum . Ne yapmıştım ?  Omuz silkmiştim !  Bu konuda omuz silkmiştim .

Şuan gidip Kaan'a o çok sevdiği kızın benimle öpüşüp koklaştığını söylememek için kendimi tutuyor olmalıydım ama sadece omuz silkmiştim . Ve pişman değildim .

Nefesimi dışarı verirken sıkıntıyla ofladım. Sanırım kafayı yiyorum.

Oynadığım oyunun ayağıma dolandığını daha fazla hissetmeye başlamıştım. Mina ve Mine gerçekten benziyorlardı. Ama ikiz gibi değildiler. Gerçekten Mine'nin görkemli ışıltısının yanında sönük kalıyordu. O tatlıydı. Sadece tatlı. Ama Mine'de daha fazlası vardı.

AŞK MI BU?Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt