47

1K 61 15
                                    

Eveeettt ben geldim . Bölüm çokkkk uzun bir aradan sonra geldi biliyorum. Hikayenin çoktan bırakmış olanlar vardır saygı duyuyorum . İki bölüm sonra bu uzun soluklu zaman aralıkları fazla olan ama wattpad'deki ilk göz agrıma veda ediyorum. Hala bırakmayıp okuyanlara sonsuzlarca kez teşekkürler iyiki varsınız. Bu acemi ve tecrübesiz kızın karaladığı şeyleri okuduğunuz için minnettarım.

Keyifli okumalar. Yorum ve votelerinizi esirgemeyin lutfen.



"Sizin benimle sorununuz mu var?" diye bağıran Mine tek elini geriye uzatarak saçlarını yapmak için aralıksız 2 saattir uğraşan kuaförü itti. Oturduğu tekerlekli sandelyeyle hışımla geri dönmüş ve çakmak çakmak olmuş mavi gözlerini kuaförüne dikti.

"Mine hanım..."diyerek açıklamaya çalışan adamı duymamıştı bile.

"Sizi biz boşuna mı tuttuk? Kucak dolusu paraları alırken sesiniz çıkmıyordu ama icraata gelince fos çıktınız bakıyorum da. Tam iki saattir kırık dalgalı fön çekmeyi beceremiyorsunuz!"

Adam çaresiz ve mahcup gözlerini bana çevirince adama başımı salladım. Özel olarak kapattırdığımız kuaförde iki saattir terör esiyordu resmen. Güya gelin bendim ama kimse beni dinlemiyor ben kaderime razı olmuş saçımın ve makyajımın bitmesini beklerken hiç durmadan bir tartışma çıkıyordu. İlk önce Gözde makyöz bir kızı dövmeye kalkışmış Ebru ve benim aralamamla olay sakinleşmişti. Gözde sade bir göz makyajı istemiş ama kız ona satanistler simsiyah gölgeli siyah bir göz makyajı yapınca olan olmuş kız canını zor kurtarmıştı. Bu kuaföre gelmek kimin fikriydi şuan bunu bile hatırlamıyordum. Tek istediğim bu karmaşanın bir an önce son bulmasıydı.

Derin bir nefes alarak adama "Lütfen kusura bakmayın biraz gergin kardeşim." diyerek açıklama yapmıştım.

"Ne? Kim gergin ben mi?" diye çığlık atan Mine'ye gözlerimi kısarak sus artık bence bakışı atınca yerine sindi. Bunların abartı tepkilerini çekecek havamda hiç değildim. Özelliklede bugün!

Adam tekrar baştan Mine'nin saçını yapmaya başlayınca yanımda duran makyöz sabırsızca kıpırdadı. "Lütfen pastel ve sade yapın makyajımı. Tahammülüm kalmadı"

Kız yüzüme yönelince gözlerimi kapattım. Karnıma giren kramplara bir yenisi eklenirken bugün evleniyor olmamın verdiği heyecan,korku, endişe gibi bir sürü duygu selinin içinde sürüklenmeye başladım tekrar. Evet evet bugün evleniyordum. İki gün okadar hızlı ve acele geçmişti ki ne yaşadığımı anlamamış ve iki günde iki kilo vermiş stresten tırnaklarımı köküne kadar kemirerek yaşamıştım.

Davetiyeler acele bir şekilde dağıtıldı dağıtılamayanlar telefonla arandı. Ve sosyeteye bomba etkisiyle 'Bu kız hamile yoksa neden apar topar evleniyorlar ki?' dedikodusu düştü. Annemin dedikodularla uğraştığı zaman ben ve Buğra düğünün yapılacağı yeri ve organizatör şirketlerini araştırmış kendimizi bir hengamenin tam ortasında bulmuştuk.

Herkes düğüne sponsor olmak istiyordu ama kimse iki gün içinde hazır olamayacaklarını belirterek düğünü ertelememizi istiyor Buğra'nın sert sözleri karşısında tek tek kayboluyorlardı. En sonunda bir yerle bir anlaşma yapmış ve düğün yeri olarak Esma sultan yalısını seçmiştik. Ben bu olaylara korkulu gözlerle bakarken nasıl bir işe kalkıştığımı yeni yeni fark ederek arkama bakmadan kaçma isteğiyle dolmuştum ama her seferinde bu düşüncelerimi uzaklaştıran Buğra'nın beni sakinleştirip büyüleyen sesi, bakışları ve dokunuşları olmuştu. Sanki birden bir sihirli değnek bana dokunmuş ve hayatımda en çok istediğim şeyin anında bu kadar hızlı olmasını sağlamıştı. Bu hız beni korkutmuş iki gece boyunca uykusuz gecelere arkadaş yapmıştı.

AŞK MI BU?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin