44

2.8K 112 19
                                    

                                                                            44

         3 gün sonra

Gün doğarken uyandım. Sola dönüp komodinin üzerindeki saate bakınca daha 7 olduğunu farkedip oflayarak doğruldum. 3 gündür uyku uyuyamıyordum. Telefonuma uzanıp alınca ekranını açtım. Ne bir mesaj ne bir arama vardı.

Sanırım terk edilmiştim.

Başımı sallayarak ayaklarımı yataktan sarkıttım. Banyoya doğru ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra sersem adımlarla mutfağa girdim. Daha kimse kalkmamıştı. Hanife teyze bana bakıp yüzünü buruşturdu.

“Çay mı kahve mi?”

Üç gündür bu halime bakıp yüzünü buruşturmakla yetiniyordu. İlk gün üstüme gelselerde şimdi rahat bırakmışlardı.

“Kahve”

Kahvem önüme bırakılınca beynimde tam gaz çalışmaya devam ediyordu. 3 gün içinde o kadar senaryo üretmiştim ki ihtimaller yüzünden delirecek gibi oluyordum. En son buluşmamız üzerinden 3 gün geçmişti ama Buğra beyden haber yoktu. Ne o aramıştı ne de  ben.

“Günaydın yine mi erkencisin?”

Mine’nin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. O yerine geçip oturunca başımı sallamakla yetindim ama onun pes etmeye niyeti yoktu.

“Kavga mı ettiniz?”

Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Herhangi bir art niyet , alay aradım. Ama onlara ait hiç bir ifade yoktu sadece merak ışılıyordu gözlerdinde.

Omuz silkmekle yetindim.

Kahvemden  bir yudum alırken gözlerini üzerimde hissederek rahatsızca kıpırdandım. En sonunda dayanamayıp kahvemi kenara bıraktım ve gözlerimi ona sabitledim.

“Ne istiyorsun Mine?”

“Sadece bu halinin sebebini merak ediyorum.”

Kaşlarımı kaldırdım. “Öğrenirsen çok mutlu olacak mısın?”

Başını iki yana salladı. “Hayır. Yardımcı olmak istiyorum.”

“Sen mi bana yardımcı olacaksın? Güldürme beni.”

Bana ben o eski Mine değilim tavrıyla baktı. “Sadece sen değişmedin Mina. Benimde oturup üstüne düşündüğüm çok şey oldu.”

Acaba doğru mu söylüyor şüpheleri içimde yeşerirken babam ve annem mutfağa giriş yaptılar. Bunun üzerine ikimizde sessiz kalıp kahvaltımıza devam ettik. Annem dernek işleri, babam ise şirkete toplantı için gidince evde tekrar ikimiz kaldık. Odama gitmek üzere kalktım. Mutfaktan çıkınca merdivenlerden çıkıp odama girdim. Bir harabeyi andıran odaya aldırmadan yatağıma uzandım. O sırada kapım çalındı ve içeri Mine elleri göğsünde bağlanmış bir şekilde girdi. Gerçekten onun bu hallerine alışkın değildim ve beni rahatsız ediyordu. Eskisi gibi beni neden görmezden gelmiyordu ki ?

Odaya girince kısa süreli bir şok geçirdi. Odanın bu kadar dağınık olması onuda şaşırtmıştı anlaşılan. Hemen toparlanıp bakışlarını bana çevirdi.

“Kalk hadi.”

Kaşlarımı kaldırarak açıklama bekleyince sabırsızca konuştu. “Bu depresyon hallerine daha fazla katlanamayacağım benim odama geç.”

“Odana geleceğimi kim söyledi.”

Gülümsedi. “İkizler bilir.” Arkasını döndü ve odadan çıktı.

AŞK MI BU?Where stories live. Discover now