♥37.bölüm ♥

2.4K 117 38
                                    

İlk önce bu bölüm için mükemmel bir şarkı buldum :) Okurken kesinlikle dinlemenizi tavsiye ederim. Cuk oturdu çünkü.

Cem özkan ~Acaba

Bu arada bölümü Busracanoğlu'na ithaf ediyorum . O uzun uzun yorumlarını hiç eksik etme canım :)

Keyifli okumalar :)

Yaşananlar yaşandı,

Elimde sadece anılar kaldı.

Elde kalanlarla yaşamak çok zor hatta imkansız derler , 

Kapanmamış bir sürü yara,

Cevapsız sorular aklımda ,

Oturmuşum bir köşede merak ediyorum.

Acaba sende beni, benim seni düşündüğüm kadar düşünüyor musun?

Acaba sende beni, benim seni özlediğim kadar özlüyor musun ?

Hala...

Hala düşünüyor musun?

Hala özlüyor musun? 

Şarkı bitince oflayarak tekrara aldım ve kulaklığımı taktım. Kocaman bir kütüphanede ders çalışıyordum. Yada çalışmaya çalışıyordum mu demeliydim?

Şarkının sözleri, içimdeki bütün ders çalışma isteğini çekip götürürken yapmak istediğim köşeye kıvrılıp sabaha kadar bu şarkıyı dinlemekti.

Önümdeki insan hakları ve ihlali adlı kitabı karıştırmaya devam ettim. Fransa'da bu konuda yazılmış milyonlarca kitap vardı. Ve şimdiki yasalar insan hakları konusunda oldukça sertti. Sanırım insanlar geçmişteki olaylardan büyük ders çıkarmıştı.

Tuğla kalınlığında ki kitaptan başımı kaldırınca karşımda oturan kişiye baktım. Colin kitabın içine girebilecek gibi eğilmişti. Ve bütün konsantrasyonunu buna verdiği çok açıktı. Beni şaşırtmaya devam ediyordu.

O  sokak serserisi tipli çocuk gitmiş, beni kütüphaneye zorla götüren kemik gözlükleri olan tatlı çocuk gelmişti.  Tabi bunu yapmasında bu okulun onun son şansı olması büyük bir etkendi. Ailesine yük olmamak için hem çalışıyor hem okuyordu. Ona imreniyorum gerçekten hayatında belli amaçlar vardı. Gelecek hayalleri planları. Ama benim için pek bisey fark etmiyordu. Bu üniversiteye baya bir para yatırmıştım. Ama onun çabalarını gördükçe içimdeki bir taraf kendinden nefret ediyordu.

Eliyle gözlüğünü geri itip, diğer bir sayfaya geçti. Bu hareketine gülümsedim. Çok iyi bir insandı ve sanırım tek arkadaşımdı.

Birden başını kaldırınca göz göze geldik. Ona böyle yakalanmak yanlış anlamlara çekilmeye çok müsait olsa da umurumda değildi.

Bana dişlerini göstererek sırıtınca gözlerimi devirdim. Evet yanlış anlaşılmıştım bile. Devasa kütüphanedeki uzun ahşap masada bizden başka rahat on kişi daha vardı. Onları rahatsız etmemek için konuşmadan kitabıma döndüm.

Önüme ikiye katlanmış bir kağıt bırakınca ona bakmadan açtım.

Yakışıklılığıma aşık olduğunu itiraf et artık sarışın :)

Okuyunca alt dudağımı dişledim . Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Onun oyununa devam ederek kalemi elime aldım ve altına yazmaya başladım.

AŞK MI BU?Where stories live. Discover now