41

2.1K 89 21
                                    

                                                                         -41-

multimedia'da düğünün olduğu mekan ve dans şarkısı var :) 

Düğün saatine yakın gelin odasında tam bir kaos baş göstermişti. Yeni gelin ortalığı birbirine katmıştı. Ben ve Ebru kızı durdurmaya çalışırken Tamer'de kapının kenarından korkulu gözlerle ona bakıyordu. Gelin uzanıp daha henüz giymediği topuklu ayakkabıları eline aldı. Biz daha ne olduğunu anlamadan Tamer'e fırlattı.

"Defol buradan! Yüzünü görmek istemiyorum. "

Tamer sakin olmaya çalışarak bir adım atınca öbür ayakkabıyı da fırlattı neyse ki hiç biri isabet etmiyordu.

"Aşkım bir dinle."

Kollarımızdan kurtulmaya çalışan kıza daha da sıkı sarıldık. "Neyini dinleyeceğim senin. Defol! Ben sana bekarlığa veda gecesi yapmayacaksın demedim mi? Üstüne üstelik birde dansözle resim mi çekindin? İptal et düğünü. Ben gidiyorum "

Bu sözlere karşılık Tamer'in yanında duran Fatih olaya karıştı. "hepsi bizim suçumuzdu yenge. Biz çağırdık.  Tamer'in haberi bile yoktu. "

Ebru alev almış gözlerini Fatih'e dikince gülmemek için kendimi zor tuttum. Olay çok büyüktü ama ben hala dalgasındaydım.

"Aşkım valla haberim yoktu. Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun. "

Gelin hanım bu sözlere karşı biraz yumuşadı ama hala direniyordu. "O fotoğraflar ne peki? "
Buğra "Hepsini biz zorla çektik. Hadi şimdi hazırlanın davetliler bizi bekliyor. "diye açıklama yapınca gelin biraz sakinleşti.

"Öyle mi aşkım? "

Tamer onun sakinleşmesini fırsat bilerek hemen yanına gitti. Biz de kızı tutmayı bırakıp kapıya doğru ilerledik. Tamer elinde ona fırlattığı ayakkabılarla yanına oturdu. Ayaklarına uzanıp ayakkabılarını giydirince biz artık çıkmamız gerektiğini anlayıp odayı boşalttık.

Odadan dışarı çıkınca Ebru, gözlerini kısarak Fatih'e baktı. "Demek siz hazırladınız bütün bunları Fatih bey? "

Sesindeki biraz sonra seni öldüreceğim tonuna karşılık Fatih, elini beline dolayıp kendine çekti.

"Düğünü kurtarmak için söyledim aşkım benim öyle şeylerle ne işim olur yoksa. "

Ebru hiç inanmamış bir şekilde ona baktı.  "Bunu sonra konuşacağız seninle. Şimdi davetlilerle ilgilenmemiz gerekiyor. "

Onlarında olayı kapanınca dışarı çıktık. Büyük alanda yapılan kır düğünü mükemmel bir fikirdi. Her yer beyaz pembe uyumuyla doluydu. Canlı gelen orkestra kafasına göre takılırken biz de gelenleri karşılamak için giriş kapısı olarak kullanılan ahşap kapının iki yanına dizilmiştik. Sağ tarafta Fatih ve Ebru sol tarafta ise Buğra ve ben dikiliyorduk. Gelen kişiler Türkiye'nin önde gelen isimleriydi. İlk karşılayan bizdik daha sonra ise aileler duruyordu.

Fatih ve Buğra takım elbiseleri içinde nefes kesici görünüyorlardı. Gelen kızların hatta evli kadınların bile gözleri beğeniyle onların üzerinde geziniyordu. Ebru bu duruma Fatih'in koluna girerek tepki gösterirken ben içimi yemekle yetiniyordum. Buğra simsiyah bir takım giyinmişti. Dar kesim takımı vücudu için özel dikilmiş gibiydi. Yanımda dururken arada burnuma gelen parfümünün kokusuyla kendimden geçecek gibi oluyordum.

Kapıda görünen ailemle birlikte düşüncelerimden sıyrıldım. Babam ve annem yine mükemmel çift görüntüsünü ortaya koymuşlardı. Mine ise değişmişti. Saçlarını koyu kumral yaparak yaşını yansıtıyordu fakat kıyafetleri hala aynıydı. Alev kırmızısı ultra mini kıyafeti ilk rüzgarda açılacak gibi duruyordu. Saçlarını dümdüz bir at kuyruğu yapmıştı. Annem ve babam bize gülümsedikten sonra içeri girerken Mine önümde durdu. Geldiğimde bana sımsıkı sarılmış ve beni çok özlediğini söyleyerek zaten şoka uğratmıştı.

"Çok güzel olmuşsun Mina " dedikten sonra göz kırpıp uzaklaştı. Tabi kaş göz ifadesiyle Buğra'yı da göstermişti. Ebru bana kaşlarını kaldırınca omuz silktim .

"ilk defa Mine ile ayrı fikirdeyim. "

Buğra'nın sesiyle ona döndüm. Gözleri garip bir ifadeyle parlıyordu. Kalbimi deli gibi attıran bir ifadeydi bu. Bu aralar sürekli aklıma gelen acaba beni seviyor mu? Sorusu tekrar zihnimde canlandı.

"Sende fena sayılmazsın " dedim ifadesiz bir şekilde. Bunun üzerine  Buğra boğuk bir şekilde güldü.

"Fena sayılmaz mı? Buradaki her kadın neredeyse içime düştü. "

Omuz silktim. "Onların sorunu o da. "

"Gerçekten inanılmazsın. "

Gülümsedim. "Bu aralar nedense bir iltifat etme isteği gelmiş üzerine. "

Omuz silkme sırası Buğra'daydı. "Doğrular sadece. "

Gelin ve damatın geleceği anons edilince yerimizden ayrılıp onların yanına gittik. Klasik düğün müziği eşliğinde yürürlerken herkes alkışlıyordu. 10 dakika önce ki kavgalarından eser kalmamıştı. O kadar mutlu duruyorlardı ki şimdi imrenmemek elde değildi.

Nikah masasına geçince şahitler Buğra ve Fatih yerlerini almışlardı. Büyük mutluluklar eşliğinde verilen evetlerden sonra damat gelini öptü ve alkış yükseldi. Ebru ile iç geçire geçire bir hal olmuştuk. En sonunda birbirlerinden ayrılınca nikah memuru evlilik cüzdanını geline verdi.

Ardından çifti ilk dansı yapmak üzere piste davet etti. Güzel bir müzik eşliğinde dans ederlerken herkes yavaş yavaş ayağa kalkmış onlara katılmışlardı. Ebru ile Fatih de onlara katılınca yanlız kalmıştım.

Onları imrenerek izlerken arkamdan bir el belime sarıldı. Parfümünün kokusundan kim olduğunu anlamıştım . Dudaklarını kulağımın arkasında hissedince bütün vücudum ürperdi.

"Arkanı dön. "

Ona uyarak döndüm ve çikolata kahvesi gözlerine bakakaldım. O kadar derin bakıyordu ki nefesim kesiliyordu. Buğra neden böyle davranıyordu? Yine beni mi kullanmak için bunları yapıyordu? Bütün bu sorular beynimi kemiriyorken Buğra ellerimi tutup omuzlarına yerleştirdi ve beni kendine çekti.

"Sana söylemem gereken birşey var. "

Gözlerimi açarak ona baktım. Yoksa o beklenen aşk itirafı mı geliyordu? Ayaklarımı ele geçiren titremeye karşılık ona daha sıkı tutundum.

"Neymiş o? "

Sesimin titrememesine şükreder bir halde ona baktım. Buğra bir süre zarfında gözlerime baktıktan sonra derin bir nefes aldı.

"Babam bugün benimle konuştu. Sizinle olan ortaklığımızı güçlendirmek istiyormuş baban. "

Ne duymak isterken ne duymuştum. Yaşadığım hayal kırıklığını belli etmemek için gözlerimi kaçırıp başımı salladım. Aslında neden bahsettiğini bile anlamıyordum.

"Bunu niye bana anlatıyorsun? "

Bir dakika sessizlikten sonra Buğra "Babanın işlerinin tam düzelme aşamasında olduğunu biliyorsun. Babam ortaklığı geri çekerse şirket iflas eder. Yani bize muhtaç. Ve bu ortalığın asla bozulmaması için.... "

Durunca birden başıma gelecekleri anladım ve bende durdum. Gözlerim kocaman açılmış bir şekilde ona bakarken sonraki kelimeleri duymak istemiyordum. Ama Buğra devam etti.

"Ya senle yada Mine ile evlenmemi istiyorlar. "

O sırada gözlerim uzakta tek başına oturmuş bizi izleyen Mine ile buluştu. O an anladım. Buğra tercihini yapmıştı.

"Benimle yeni bir oyuna başlamak zorundasın Mina Koçak."

*******
Sürpriz!  Ben geldim :) Size uzun bir aradan sonra yeni bölüm yazdım ama nasıl oldu diye sormayın valla aklım allak bullak yazdım. Senaryo zaten böyle gidecekti ama ben araya zaman koymayı düşünüyordum. Mina  okulunu bitirecekti mesela. Ama vazgeçtim çünkü hikayeye erken final yapacağım. :)

Buğra ve Mina'yı özlediniz mi?

Ve sizce bundan sonra neler olacak? 

Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum.  :)

AŞK MI BU?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin