♥38.bölüm ♥

2.5K 113 16
                                    

Yüzümdeki şoka girmiş ifadeyi hemen değiştirip ağzımı kapattım. Gözlerimiz öylece birbirine takılı kalınca önümde duran kişi yüzünden görüş alanımdan çıktı. Başımı kaldırınca "Fatih? " diye şaşkınca konuştum.

Gülümsedi. "ta kendisi "

Uzanıp bana sarılınca bende kendime gelip ona sarıldım. Cidden onları çok özlemiştim. Geriye çekilip  kaşlarımı kaldırdım.

"Sizi hangi rüzgar attı buraya? "

Ebru Ellerini beline yerleştirdi. "İstemiyorsan geri gidelim biz "

"Saçmalama tabi ki istiyorum iyi ki geldiniz de niye habersiz geldiniz onu anlamadım. "

Ebru Fatih'in elini tutup "Hadi aşkım gidelim biz baksana sürpriz yapalım dedik pişman etti." Diye çekince hemen olaya el attım.

İçeri girip kapıyı sonuna kadar açtım. "Hadi gelin. Hiç bir yere gidemezsiniz "

Fatih ve Ebru girince Buğra'da dayandığı yerden doğruldu. Tam karşıma gelince sağ kolumu uzatıp kapının pervazına dayadım ve giriş yolunu kapattım.

"Sen gelmeyi düşünmüyorsun sanırım. "

Bana bakıp dudakları kıvrıldı. "Hayır. Elini çekersen içeri gireceğim "

Tam ona cevap verecekken arkamdan Gözde "Ne oluyor Mina? " dedi. Kolumu çekip Gözde'ye döndüm.

Aklıma gelen fikirle "Gözde, arkadaşa bu eve giremeyeceğini anlatır mısın? Ben içeri geçiyorum " dedim ve Buğra'ya dönüp zaferle gülümsedim.

İçeri geçerken emindim Gözde'nin Buğra'yı kovmaktan beter edeceğine. Salona geçince Ebru ve Fatih'in bir köşede fısır fısır konuştuğunu gördüm. Beni görünce sustular. Odanın hali pek iyi değildi. Yerde koca bir kase mısır, içecekler ve sayamayacağım çeşit abur cubur vardı. Onlara gülümseyip boş bir doritos paketini ayağımla itip yanlarına geçtim.

O sırada içeri giren Gözde ve Buğra'yı fark ettim. Gözde gülüyordu ve Buğra'da baya keyifli duruyordu. Ben ihanete uğramış hissiyle sarsılırken Gözde'nin kolumdan tutup Mutfağa sürüklediğini çok geç fark ettim.

Kendime gelince kapıyı kapatıp ona döndüm. "İnanmıyorum sana ya onu nasıl eve alırsın?"

Gözde sanki beni hiç duymamış gibi ısıtıcıya su koyup üst dolaptan 5 tane kupa çıkardı. Toz kahveleri bardaklara aktarınca artık dayanamadım.

"Sana diyorum "

En sonunda bana dönüp sırtını tezgaha dayadı. "Evime gelmiş birini nasıl dışarıda Bırakıyım. "

Hah! Farkında mısın o Buğra Atamaz yani bilmem kaç otelde suit oda tutabilir. diye bağırmak istesemde sesimi çıkarmadım. Çünkü burası onun evi ve istediği kişiyi buraya alırdı.

Derin bir nefes alıp kendimi toparlamaya çalışırken elime kahvelerle dolu bardağı tutuşturdu. Tepsiyi geri ona ittim ama almadı.

"Neden ben götürüyorum sen götür "

Bana lütfen aptal olma bakışlarını atıp "Çünkü senin arkadaşların " dedi ve önden gidip kapıyı açtı. Elimde tepsiyle içeri girdim.

Herkese kahvelerini verdikten sonra Buğra'ya gelince uzattım.

"Ben kahve içmem. Çay alabilirim ama. "

"Zıkkım iç " diye mırıldanırken kaşlarını kaldırdı.

"Bisey mi dedin? "

Gözlerimi kısıp gülümsedim. "Yok bisey demedim. "

AŞK MI BU?Where stories live. Discover now