-46-

1.2K 69 21
                                    

                                 AŞK MI BU?


MERHABA CANLARIM BENİM. CİDDEN HER YORUMUNUZ ÇOK DEĞERLİ OKUDUKÇA O KADAR MUTLU OLUYORUM Kİ ANLATAMAM. İYİKİ VARSINIZ. BU BÖLÜM BENDEN HEPİNİZE GELSİN :)  

FİNALE SON BİR KALDI. BUNDAN SONRAKİ BÖLÜM FİNAL OLARAK İKİ PART ŞEKLİNDE GELECEK. BUĞRA VE MİNA'YA VEDA VAKTİ GELDİ. :( BENİM İÇİN ÇOK ZOR OLACAK AMA YEP YENİ BİR HİKAYEYLE DÖNECEĞİM. POLİSİYE AŞKLA TEKRAR DÖNECEĞİM İÇİN BENİ TAKİBE ALIN LÜTFEN :) 

MULTİMEDİA DA MİNA'NIN GELİNLİĞİ VAR :) 

-46-

Arabanın içinde biraz oturduktan sonra eve geçmiştim ve şimdi yatağımda oturmuş kara kara düşünüyordum. Ne zaman evleneceğimiz bile tam belli değilken bana dokunmayacağını söylemişti hain. Ama bu oyunu bozardım ben. Görecekti buğra bey!

-

Sabah perdemin çekilmesiyle yüzüme vuran güneş ışığıyla gözlerimi kırpıştırarak açtım. Ellerini beline koyarak karşıma dikilen anneme karşı yüzümü buruşturdum. Lise anlarım gözümün önünde canlandı. Hergün erken kalkmam gereken günler geri dönmüştü. Çünkü buraya aldırdığımız nakil işlemleri sonucu yeni üniversiteme başlama zamanı gelmişti.

"Mina kalk hadi. Mine çoktan hazırlandı."

Evet duyduğunuz üzere Mine ile aynı üniversitede ama farklı bölümdeydim. Yine bir okul faciası olmaması umuduyla yatağımdan doğruldum ve ayaklarımı yataktan salladırıp terliklerimi giydim.

"Tamam anne on dakikaya inerim kahvaltıya."

Annem odadan çıkınca banyoya geçip yüzümü yıkadım saçlarım dünden kalma örgülüydü. Açınca kendiliğinden bukleli hale geldi ve bende fazla bişey yapmadım sadece mor bir bandana geçirip geriye çektim. Rimel ve gri renkli göz kalemimi çektikten sonra dudağıma şeftali tonlarında bir ruj sürdüm. Banyodan çıkıp dolabıma yöneldim. Bir tişört ve jean giydikten sonra kenarda duran yandan askılı çantamı aldım ve içine telefonumu attım. Masamdan da bir defteri alınca gitmeye hazırdım. Merdivenleri inip mutfağa girdiğimde Mine bütün ihtişamıyla karşımda duruyordu. Saçlarını sımsıkı bir at kuyruğu yapmıştı. Gözüne çektiği eyeliner ile gri gözleri muhteşemdi. Üzerinde ise yırtık jean ve kayık yaka bir bluz vardı. Bana dönüp gözlerini devirince omuz silktim. Okula giderkende rahat giyinme hakkına sahiptim değil mi?

Yerime geçince Hafize teyze çayımı koydu önüme. Ben yine tabaklara akın ettim. Bir ondan bir bundan yerken Mine'nin kahkahasıyla tabağa gömdüğüm kafamı kaldırdım ve flaş patladı. Mine resmimi çekmişti. Ağzımdakileri etrafa püskürterek kükredim.

"Mine! Ne yapıyorsun ya"

"Resmini çektim ne var. Enişteme göstercem. Nişanlısının bir fil kadar yemek yediğini görünce ne yapacak acaba?"

Mine'ye içimde patlayan bir volkanla baktım. Anında eski anılar gözümde canlanmıştı ve gözüm dönmüştü. Şimdi yine Buğra'yla iletişime geçme çabası neydi? Beni kötü çirkin defolu kendisini mükemmel mi gösterme peşindeydi? Ağzımdakileri yutunca hızla ona uzandım ve telefonunu aldım.

"Amacın ne Mine? Yine eski haline mi döndün? Buğra içinde ukte kaldı diye böyle mi yapacaksın? Ona ulaşmaya çalışmaktan hiç vazgeçmeyeceksin demi? İçindeki kötülük hiç bitmeyecek mi?!"

Mine ağzını açıp şaşkınlıkla bana baktı. Gözleri dolunca derin bir nefes aldı. Yüzümdeki kanın yavaş yavaş çekildiğini hissederken içime oturan pişmanlığı yok saymaya çalıştım. Mine'nin telefonuna bakınca fotoğrafı whatsappdan Gözde ve Ebru'ya atmaya çalıştığını fark ettim. Buğra'ya değil!

AŞK MI BU?Where stories live. Discover now