♡33.bölüm♡

2.1K 100 13
                                    

biraz değil bayağı bir duygusal bir bölüm. Tavsiyem hüzünlü bir şarkı eşliğinde okumanız. :)

Günler her şekilde geçiyordu. Babam teklifimi istemeye istemeye kabul etmiş annemle büyük bir tartışma yapmışlardı. Gitmeme en karşı isim annemdi. Çünkü o hissediyordu ne kadar kırgın olduğumu. Anneler hissederdi beni bırakmak istemiyordu ve gitmemem için beni ikna etmeye çalışan tek kişiydi. Anlatmamı ve bir çözüm bulacağımızdan bahsediyordu ama ona nasıl anlatabilirdim ki. Mine'yi ona mı şikayet edecektim. İki kızının arasında kalmasının ona vereceği acıyı ona yaşatmak istemediğim için susuyordum sürekli. Ağzımdan evet ve hayırdan başka bir kelime çok nadir çıkıyordu. 

Mine ise benden farksızdı. Evde ruh gibiydik. birbirimizi görünce yada göz göze geldiğimiz de içimde başlayan öfkeye  yenilmemek için onu görmezden gelmeye başlamıştım.

1hafta geçmişti. Koskoca yedi gün. Kalbimde bir boşlukla evde geçen yedi gün. Her gün genişleyen ve beni nefessiz bırakan bir delik. Okula gitmiyordum. Nakil işlemlerini ayarlayan babam,  gitmemi istese de bana onu hatırlatacak herşeyden uzak durmaya karar vermiştim.

Şimdi ise odamda oturmuş gözlerimi boşluğa dikerek herşeyi tekrar gözden geçiriyordum. Üç koca bavul yatağımın kenarında duruyordu. Odam boşaltılmış ve herşey toparlanmıştı. Uçağım kalkacaktı ve ben son kez gözlerimi odada gezdirdim.

Kapım tıklatılınca kendime gelip "Gir " diye seslendim. Giren gözleri şişmiş bir şekilde elinde mendille bana bakan Ebru'dan başkası değildi. Dağılmış görünüyordu . Onu gördükçe içimde sızlayan parçayı yok etmeye çalışıyordum.

Yavaş adımlarla yanıma geldi ve yatağıma  oturdu.

"Gitme demek için çok geç sanırım "

Başımı salladım. "Gideceğimi biliyorsun "

"Yanlız kalacağım. Sende o ülkede tek başına kalacaksın. Senin için endişeleniyorum. "

Sesi güçsüz ve korkmuş çıkıyordu. Mendili burnuna dayadı sümkürdü. Bu hareketine gülmek istesemde halim yoktu.

"Ebru ben iyiyim. Ve iyi olacağım.  Dünya batmadı. Hem üniversite için zaten yurt dışı düşünüyordum. sadece hızlandırdım süreci."

Bana beni yeme bakışı attıktan sonra dirseğini sol karnıma geçirdi. "Ya çok kötü bir yalancısın. "

Gülümsedim. Onu kendime çekip sarıldım. Kemiklerimi sıkacak gibi sarılınca derin bir nefes aldım. "Ebru ağlama artık. "

Omzumun üstünden burnunu çekip "Ne yapıyım engel olamıyorum. " diye sızlandı .

Onu kendimden uzaklaştırıp  "Geç kalacağım hadi çıkalım. "

Üzerime çiçekli bir elbise geçirmiştim. Rahat ve boldu. Genel olarak yeşil ve kırmızı renkleri barındıran bir elbiseydi. Saçlarımı düzleştirip sıkı bir at kuyruğu yapmıştım. Yandan askılı beyaz çantamı alıp odadan çıktık.

Aşağıda babam volta atıyor, annem kanepede oturmuş ayaklarını  ritmik bir şekilde yere vuruyordu. Mine ise televizyon izliyordu.

Şoförümüz yukarı çıkıp bavulları arabaya taşırken derin bir nefes alıp yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.

Merdivenlerin son basamaklarını da inip boğazımı temizledim. Hepsi bana döndü. 

"Evet vedalaşma zamanı geldi. "

Annem ayağa kalkıp koşarak yanıma  geldi ve beni bağrına bastı.  "Mina hala geç değil istemezsen burada kalabilirsin. Annecim lütfen böyle kendini kapatma. "

AŞK MI BU?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin