-49-

271 14 6
                                    



Keyifli okumalar...

İki nefes alımlık bir süre sonunda omuzlarımı dikleştirdim ve geriye Buğra'ya döndüm. Bakışlarındaki beklenti ve aşk beni benden almıştı. Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyordum ama bu işin kaçınılmaz bir son olduğunu bildiğim için artık olsun ve üstümden stresin gitmesini istiyordum.

Cevap olarak birşeyler duymak isteyen Buğra'ya yaklaştım ve dudaklarını dudaklarıma mühürledim. Bu yeterince açık bir cevaptı. Oda anında karşılık vererek beni sorgulamadı.

İlk başlarda yavaş ve ürkek olan öpüşmemiz, Buğra'nın yönlendirmesiyle derinleşti ve daha önce hiç hissetmediğim bir ağrı karnıma yerleşti. Bunun korkuyla karışık heyecan olduğunu tahmin ediyordum. Elleri vücudumu karış karış gezerken istemsizce ne yaptığımı bile bilmeden boğazımdan bir inleme çıktı. Buğra dudakları mızı ayırırken ilk çeneme ordan da boynuma indi. Dudakları boynunda gezinirken ayaklarımda ki gücün çekildiğini hissettim. Buğra, durumu anladı ve hiç konuşmadan beni kucakladı ve yatağa bıraktı. Üzerimizdekiler yavaş yavaş otelin ahşap zeminindeki yerini alırken günlerdir kaçtığım olaya çok yakındım. Buğra'nın dudakları göğüslerime inerken gözlerimi kapattım ve kendimi olayın akışına bırakmaya karar verdim.

Buğra

Sessiz ve karanlık odada tek ışık camdan içeriye vuran ayın ve sokak lambalarının yansımasıydı.

Kollarımdaki meleğe bakmaktan kendimi alamıyordum. Çırılçıplak bir şekilde göğsümde uyuyordu. Açık sarı saçları yatağa dağılmış, kirpiklerinin gölgesi elmacık kemiklerine vuruyordu. Burnu küçük ve biçimliydi. Dolgun ve öpülmekten hırpalanmış dudaklarına bakınca iç geçirdim. Tekrar onu istememe neden oluyordu. Oysa yaptığı tek şey uyumaktı. Kendimde daha önce hiç hissetmediğim ve adını koyamadığım bir duyguydu bu.

Nefes almasıyla bile beni tahrik edebiliyordu. Gülüşü, bakışı, konuşması içimi titretiyordu adeta. Kokusuna sanki bir nefes gibi muhtaç hissediyordum. Ve bu melek gibi kadın benim karımdı. Kendimi inanılmaz şanslı hissediyordum.

Bana kendini sunmuş ve tamamen bana ait olmuştu. Ben bu düşüncelerin sarhoşluğunda onu izlerken minik burnu kırıştı ve biçimli kaşları çatıldı. Huysuz bir sesle birşeyler mırıldandı ve bana iyice sokuldu. Gülümsedim ve hayatımın en mutlu en güzel uykusuna kapattım gözlerimi.

Mina

Yüzüme vuran ışıkla gözlerimi açtım. Güneş en tepede odayı resmen kavuruyordu. Terlediğimi hissederek her zaman yaptığım gibi tek ayağımı dışarı attım ve o an saten yorganın direk vücuduma temas ettiğini hissederek duraksadım. Beyaz yorganı kaldırıp kaçamak bir şekilde içine bakınca gecenin bütün müstehcen anıları doldu zihnime. Vücudumdaki kanın yanaklarıma topladığını hissediyordum.

Olmuştu!

Korkudan öldüğüm şey olmuştu!

Tamam boşa korkmuştum onu anlamıştım. Daha çok zevkten çığlıklar attığım gecenin anıları karşısında cidden böyle bisey beklemediğimi hissettim. Sadece bir kez acıdan haykırmış sonrasında yine kendimi ılık ve tatlı bir zevke bırakmıştım.

Sonra birden aklıma Buğra geldi ve başımı çevirdim yatakta tek başımaydım. Kaşlarım çatılırken kötü düşünmemeye çalıştım ama biraz kendimi hassas hissediyor ve hemen en kötü olaylar zihnimde beliriyordu. Sanırım regl olmak gibi bir hassasiyet gelmişti üstüme.

Beni bırakıp gitmiş olacağını düşünmek istemesemde gözlerim doldu hemen. Tamamen çıplak bir şekilde yataktan kalktım ve o an çarşaf ve yorgandaki açık kırmızı lekeleri gördüm. Bunları yok etmeyi kafamin bir köşesine yazdım ve Buğra'nın banyoda olma ihtimalini düşünerek oraya ilerledim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 20, 2019 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

AŞK MI BU?Where stories live. Discover now