16.bölüm

2.9K 121 4
                                    

İlk olarak hepinize çok teşekkür ederim. +800 okuyucuyu geçmişiz. :)
İyiki varsınız ve iyiki hikayemi okuyorsunuz. Sizi seviyorum :)

"Öp beni, şimdi "

Kulaklarımın yanlış duyduğuna inanarak ona boş boş bakmaya başladım. Kesinlikle beynim bana oyun oynuyordu. Onu burada görmeyi beklemeyen yanım kısa devre yaptığı için böyle şeyler duyduğumu düşünüyordum. Tek kaşını kaldırıp yüzümün biraz gerisine gitti.

"Mina, nefes al "

Nefes almadığımı anlayıp derin bir nefes alıp, ölen ciğerlerimi canlandırdım. Yüzüne manalı bir gülüş gelip yerleşince tekrar nefes al komutu verdim beynime.

"Hadi ama, öpmeden böyle olacaksan... " sözüne devam etmesini istemiyordum. Onu öpmemi istiyordu! 

"Saçmalama. " dedim bütün kızaran yüzümü saklamaya çalışarak. "Bize bakıyorlar "

Elini sıkılaştırıp "Bende onların görmesini istiyorum zaten " dedi.  İçimde ki çatırdama seslerini yok saydım.  Ah seni öpmeyı ancak bu durumda ister. Haline bak tam bir zavallısın.

İçimdeki sesin haklı olduğunu bilerek tekrar derin bir nefes aldım. Ama kokusu beni sarhoş ediyordu. Onun sanırım bu kadar yakışıklı olması fizik kurallarına aykırıdır diye düşünürken "Hadi " diye üsteledi.

Ona bakıp aklıma gelen fikirle gülümsememek için dudağımı ısırdım. Ve ona uzanıp yanağına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim. Yüzüme en güzel gülümsememi yerleştirdim.

"Hoşgeldin aşkım " Sondaki 'ı' sesini uzatarak söyleyince yüzünü buruşturdu.

"Ben bundan bahsetmiyorum." Ah bende biliyorum fakat ilk öpücüğümü böyle bir gösteriş  için yapmak istemiyorum.

Gözlerimi kırpıştırıp tamamıyle saf ayağına yattım.  "Ah neyden bahsediyorsun ki?"

Başını  iki yana sallayıp benden uzaklaştı. "Sen gerçekten cadısın"

Yüzümdeki gülümseme yayıldı. Sonuçta buradaydı. Ve ben çok akıllı bir hamleyle onu atlatmıştım. Oyun bitmemişti anlaşılan. Bana bakmayı bırakıp omzumun üstünden arkamızdaki çifte baktı. Bende arkamı dönüp onlara bakınca kıskançlık damarlarıma bir uyuşturucu gibi yayıldı.
tanrım bu kadar tatlı olmak zorundalar mı?

Mine camı silerken Kaan arkasından ona sarılmış kulağına biseyler fısıldıyordu. Arada kahkaha arada homurdanan Mine'nin sesleri boş binada yankılanıyordu.

Kaan "Bizim evimizi de böyle temizleyeceksin. Biraz pratik iyi oldu. " deyip onu boynundan öpünce gözlerim istemsiz bir şekilde arkama döndü. Buğra onları dikkatli izliyordu. Acaba kıskanıyor muydu?  Kaan'ın yerinde kendisinin olmasını mı istiyordu? Mine'ye gerçekten aşık mıydı?  sorular beynimde dolanırken gözlerini bana çevirdi. Göz göze gelince,  o gözlerden bir anlam çıkarmaya çalıştım. Ama o kadar ifadesizdi ki nefesimi kesmişti. Onu sevdiğini gerçekten çok iyi saklıyordu.

"Buraya bunu öpücük için mi geldin?"

"Hayır. Yani öpücük için fakat bu tarz da değildi. "

Yüzümün kızarmaya başlamasına aldırmadan omuz silktim.  "Üzgünüm eline onun ilgisini çekecek bir malzeme veremedim. Şimdi gidebilirsin "

Elimdeki malzemelerle onun yanından geçip merdivenin yanındaki kapının önüne geldim. Gerçekten bu oyun beni zorluyordu. Yani ben ki kimseyle -Oğuz hariç - yakınlaşmamışken onu öpmemi,  ona sarılmamı, elini tutmamı ve daha bir sürü sayamadığım sevgili zımbırtılarını yaptırıyordu bana.

AŞK MI BU?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin