AŞK MI BU?

7.bölüm

Koridorda sinirle yürürken birinin omzuma vurmasıyla döndüm. Karşımda Arda'yı görünce gözlerimi devirdim. Ağır bir ergenus..  O bir kazım.  Ne?  Kızlara kezban deniyorsa oda Kazım. ben uydurmuş olabilirim. El kol şakalarını ilk okulda yapıyorduk yazık valla acıdım.

"Naber? "

Omuz silkip yürümeye devam edecekken saçımın tutulmasıyla acıyla inledim.

"Sana bir soru sordum "

Elimi saçıma atıp ondan kurtuldum. "Ne var be? "

Bana doğru kendince tehlikeli bir şekilde yürüyordu. "Sen kimsin kızım? Sen bana karşı gelemezsin. "

Onun karşısında dimdik duruyordum. Ellerimi kollarımda çaprazlayıp gözlerimi ona diktim. Ve sözlerimle darbeyi indirdim. 

"Sen gerçekten çok aptalsın. Acıyorum sana. Yaptığın hareketlerle yaşadığın ergenlikle herkesi kendine güldürüyorsun. Tamam tipin iyi olabilir ama çok iticisin. " Bana kaşlarını çatmış bakıyordu. Sanırım bunları bağırarak söylemiştim. Çünkü etrafımızda kalabalık oluşmuştu. Bu sefer ben ona doğru yürüdüm. "Bir daha o hareketleri bana yaparsan.  Gerçek bir karşılık alırsın. " Onu önümden itip sınıfıma doğru yürümeye başladım. Arkamdan gelen tezahüratlara aldırmıyordum çünkü gerçekten sinirliydim. Ama sinirim Arda'ya değildi. Mendebur kılıklı aslında ama ayaklı nutella.

Hayır ona sinirliydim. Beni iki kere öpmüştü .Hemde bana sormadan.!  Üstelik okulun bahçesinde yaptığı o hareketlerin sebebini de anlamıştım. Mine'nin bizi izlediğini görünce öyle yapmasına şaşırmamak lazımdı. Ama yinede beni bu duruma düşürdüğü için ondan nefret ediyordum. Sınıfın kapısı açıktı. Ben sınıfa girince herkesten bir 'Ooo ' sesi gelince sırıttım. Sınıfımızın en yakışıklı çocuğu olan Ata gelip elini omzuma attı.

"Okulumuzun  yeni gelen kızına bakın.  İçinde bir panter yatıyormuş. "

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Herkes alkışlayınca bana fesat fesat bakan bir iki kızla göz göze geldim. Ata'nın karnına dirseğimle vurdum.

"Ya dalga geçme. " dedim fısıltıyla. Ama o bana bakıp eliyle omzunun altına iyice sıkıştırdı

"Bu kıza takılan artık bana takılmış demektir. "

Herkes tekrar 'Ooo ' diye bağırınca gözlerimi devirdim. Birden çok sevilen biri olmuştum. Sınıfa Ebru girince Ata'nın kolunun altından kurtuldum. Hemen ona yöneldim.

"Mina! " diye bağırınca onunda bu olaydan haberi olduğunu anlamıştım. "süpersin sen ya süpersin. İşte benim arkadaşım. O çocuğun ağzını yüzünü patlatmak lazımdı. "

Gerçekten bu sefer kahkaha attım. "Hadi hadi yeter bu kadar şamata.  Hoca gelecek birazdan " Onu kolundan tutup sıramıza doğru götürdüm. İkimizde sıraya oturunca bizim sınıftakiler biraz sakinleşmişlerdi .

Hoca sınıfa girince herkes yerine geçti. Ofladım. Ders matematikti ve ben hemen uyumalıydım. Kesinlikle Sayısal özürlü bir bünyeye sahip olduğum için kendimi sıraya bıraktım. Banane ya.  Ben tarih okuyacaktım ama eşit ağırlık bölümünü seçerseniz benim gibi oturup paşa paşa bu dersi çekerdiniz. Başımı sıraya iyice yerleştirip gözlerimi kapattım. Hocanın ve sınıfın sesi yavaş yavaş boğuklaşmaya başlamıştı.

Uyandığımda ders bitmişti. Teneffüsde herkes kendi halinde takılıyordu. Ebru bana dönüp "Hadi kantine inelim " deyince bende yerimden kalktım. Biraz dolaşmaya ihtiyacım vardı. Kantine inince bir kahve alıp uykumu açmak istedim. Kahvemi aldıktan sonra kantinciye teşekkür edip dönünce Biriyle çarpıştım. Bütün Kahve üstüne dökülürken ağır çekimde kahveye bakıyordum.