12.bölüm

2.9K 123 4
                                    

Niye gülümsüyordum ki? 

Bu soruyla hemen kendimi geri çektim. Bana eğlenerek bakıyordu. Neden bu kadar yakışıklı olmak zorundaydı ki! 

"Sana gerekmedikçe bana dokunmamanı söylemiştim." Sesime sinirli bir ton katmayı da unutmamıştım.

"Bu kadar abartma alt tarafı bir sarılma."

Ona öldürmek ister gibi bakarken çocuklar araya girdi.  "Buğra o işi hallettim. Tahminlerin git gide doğrulanıyor. "

Buğra sadece başını sallayıp onların karşısına oturdu. Bende ayakta mal gibi kaldım. Onların konuşmalarını dinlemeye çalışıyordum ama o kadar üstü kapalı konuşuyorlardı ki hiç bir tahminde bulunamıyordum. Neden sonra Buğra benim orada dikildiğimi fark edip bana omzunun üstünden baktı.

"Orada öylece duracak mısın?  Yoksa eve mi gideceksin? "

Gel otur gibi bir teklif yoktu. Ya dur ya git. Aptal ya. Çantamı hızla masadan alıp masanın üstünden ona doğru eğildim. Sıcak çikolata gözlerine gözlerimi diktim.

İki parmağımla gözüm üzerinde hareketi yapıp onların kahkahalarını duymazdan gelerek dışarı çıktım.Hava Kararmıştı. Telefonumun saatine bakınca 6.35 olduğunu gördüm. Kışı bu yüzden sevmiyordum işte. Hava hemen kararıyordu. Şimdi buradan bir taksi bulmak için uğraşacaktım. 

İçeride 3tane öküzde oturmuş kahkaha atıyordu. Biride bu kız eve nasıl gidecek demiyordu. Hala Barın önünde duruyordum. Birden önümde bir taksi durdu. Kapının yanındaki koruma konuştu.

"Buyrun efendim taksiniz geldi. "

"Ben taksi çağırmadım yanlışlık var sanırım "

Koruma olumsuz bir şekilde başını salladı.  "Buğra bey çağırdı.  "

Ben bişey demeden taksiye doğru yürüdüm. Adamda günah kalmamıştı yani. Hergün saydırıyor  günahını alıyordum. Taksiciye adresi söyleyip geriye yasladım.

Bu dava işini daha unutmamıştım. Kaan ve Buğra'yı tanıştırmıstı. Ama içimde hala şüphe kol geziyordu. Tabiki onun katil olduğuna inanmıyordum artık ama bu yinede araştırmayacağım manasına gelmezdi demi?

Evin önüne gelince parasını verip taksiden indim. Eve girince bizimkileri sofrada buldum.

"Afiyet olsun şekerler "

Yerime geçip ölmüş gibi yemeye başladım.  Mine'yle göz göze geldik bana garip garip bakıyordu. Gözleri tabağıma kayınca bende baktım. İkinci tabağımdı ve onunda sonlarına gelmiştim. Onun tabağı ise öylece duruyordu. Kilo alırım korkusuyla yemek yemiyordu ve bende onun yerine çok yemek yiyordum. Fazla hareket sayesinde kilo almıyordum. Ona sırıttım. Ağzıma bir parça ekmek tıkıp yemeğime gömüldüm tekrar.

Sonunda doyunca ellerimi karnımın üstüne yerleştirip geriye yasladım. Babam yemeğini bitirmişti.  "Mina rehberlik hocan aradı beni... "

"Biliyorum annem söyledi " Ona  bakamıyordum.

"Ah Cihan biz onu hallettik Mina ile. " Annemin sesiyle gözlerimi kısarak ona döndüm. Bu ders işinden babamın haberi yoktu anlaşılan. Annemin aklında ne vardı acaba? 

Babam bu lafın üzerine konuyu üstelemedi. Bende fırsattan istifade odama kaçtım. Hemen laptopumu alıp açtım. Çalıkuşu'nun yayınlanan son bölümünü açıp yatağıma geçtim. Pijamalarımı  giyince dizimi başlattım. Diziyi izlerken sürekli gözlerimin dolması onların ileride uzun bir ayrılık yaşayacaklarını bildiğim içindi. İki saat sonra ağlayarak laptopumu kapattım. Yatağımın içine kayıp gözlerimi sildim. Gözlerimi kapatıp Kamran gibi bir erkekle olacağımı hayal ederek uykuya daldım.

AŞK MI BU?Where stories live. Discover now