1- Doğum Günü

347K 10.9K 3.9K
                                    

Pukka yayınları aracılığıyla, 10.05.2024 tarihinde kitap olduk. Kelime sayısı ve kitabı bölebileceğim yerler dolayısıyla 3 kitaplık bir seri olarak düşündüm. 3. Kitap çıkana kadar bölümler wattpad üstünde kalmaya devam edecek. Sonrasında kaldıracağım ancak bunu birden yapmayacağım. Belli bir tarih vereceğim. O tarihe kadar herkesin okuyabilmesi için burada kalacak.

Wattpaddeki halinin geliştirilip düzenlenmiş şekliyle basılmıştır. ❤️

Okumaya başladığınız tarih?

NOT: Kitabın ilk 10 bölümünü ilahi bakış açısıyla yazdım ancak sonraki bölümler karakter ağzından devam ediyor. İlk 9 bölümde mesajlaşma olsa da sonra tamamen düzyazı şeklinde devam ediyoruz.

Pes etmek, sanılanın aksine bir güçsüzlük göstergesi değildi.

İnsan, bir şeylerin uğruna savaşırdı. Savaşmalıydı. Ama vakti geldiğinde pes etmeliydi de. Eğer uğruna savaştığı şey için boşa çırpınıyorsa, kendi iyiliği için pes etmeliydi. Bu, güçsüzlük olmazdı. Aksine, kalan son güç kırıntılarını koruyabilmek için vazgeçmeye karar vermek, belki savaşmaktan da daha zordu.

Ama uğruna savaştığı şey, uğruna yaşadığı şey olunca... Pes etmek hiç kolay olmuyordu.

Rüzgar, dışarıya derin bir nefes verirken aklında dolanan pes etme düşüncelerini oradan hızlıca kovdu. Şimdi pes edemezdi. 15 yıl olmuştu, belki de pes etmesi gereken zaman dilimini çoktan geçmişti. Artık pes edemezdi. 26 yaşının sonlarındaydı ve ömrünün yarısından fazlasını onu arayarak geçirmişti.

Onu aramaktan ve onu beklemekten başka bir şey bilmiyordu. Pes edemezdi. Pes ederse ne yapacağını, nasıl devam edeceğini bilemezdi.

Rüzgar, çayını yudumlayıp elindeki telefondan araştırma yapmaya devam ederken dışından da mırıldanıyordu. "11 Şubat 2007, 12 Şubat 2007..."

O tarihteki haberleri okuyup çaresizce, ufacık bir ipucu bulmaya çalıştı. Çabası nafileydi. Daha önce yapmadığı bir şey değildi sonuçta. Yıllardır yapıyordu bunu. Ama belki, bir umut yeni bir haber çıkmıştı diye her seferinde araştırmaktan geri durmuyordu.

Pes et, dedi içindeki ses ona. Artık pes et. Kabullen.

Gittiğini kabullenmişti. Ama bunun temelli oluşunu kabullenmiyordu.

Pes et artık!

Rüzgar, elindeki telefonu mutfak masasının üstüne bırakıp dışarıya derin bir nefes verdi. Parmaklarıyla alnını sıvazlarken masanın üstündeki telefonunun titremesiyle dikkati dağıldı ve telefonunu eline aldı.

Hayatında iyi bir düzen kurmuştu. Diş hekimiydi, uzmanlığını cerrahi alanda yapmıştı. Diş hekimliği beş, uzmanlık dört yıl olmak üzere toplam dokuz yıl eğitim görmüştü. Eğitim hayatına bir sene önce başladığından henüz 27 yaşına girmeden uzmanlığını tamamlamıştı. Kendine ait bir kliniği vardı. Gün içinde hastalarının ona mesaj atmasına alışkındı. Telefonunu eline alırken de mesaj atan kişinin bir hastası olduğunu düşünerek bildirimden mesajı okudu.

Bilinmeyen Numara: Doğum günün kutlu olsun

Kaşları çatıldı. Bugünün tarihine hızlıca baktığında 12 Kasım olduğunu gördü. Doğum günü değildi ama kimliğinde yazan tarih buydu. Gerçek doğum günü başka bir gündü.

Bildirimin üstüne tıklayıp sanki tanıyabilecekmiş gibi, numaraya baktı. Hastalarını kaydederdi. Acaba tedavisini bitirdiği hastalardan biri miydi? Ama samimi bir dil kullanmıştı. Hastalarıyla sizli bizli konuşurdu hep.

Aklı karışmış bir şekilde mesajına yanıt verdi.

Rüzgar: Teşekkür ederim

Rüzgar: Kusura bakma, tanıyamadım

Rüzgar: Numaran kayıtlı değil de

Rüzgar: Kimsin?

Karşısındaki kişi senli benli konuştuğu için Rüzgar da öyle yazmakta bir sakınca görmemişti. Mesaj atan kişinin cevap yazdığını gördüğünde üniversiteden olup olmadığını düşündü. Ara sıra konuştuğu tanıdıkları vardı, genelde meslek hakkında konuşurlardı. Çok yakın olduğu kimse yoktu.

Bilinmeyen Numara: Kimse

Bilinmeyen Numara: Sadece doğum gününü kutlamak istedim

Rüzgar'ın kaşları iyice çatıldı. Aklındaki ihtimaller teker teker elenirken mesaj atan kişinin profiline girdi. Fotoğrafı zaten yoktu, onu görmüştü ama ismi de yoktu. Numarasının yanında yazan şey, 'kutlamak için'di.

Kutlamak için.

Numarasının saçma sapan bir yerde yayılıp yayılmadığını düşündü önce. Sonrasında buna kafa patlatmayı bırakıp direkt sormayı tercih etti.

Rüzgar: Numaramı nereden buldun?

Bilinmeyen Numara: Nice yaşlara

Rüzgar: Sorumun cevabı bu değil

Bilinmeyen Numara: Yeni yaşın sana bolca mutluluk getirsin

İçine kısa bir nefes çekti. Sorularını görmezden gelmesi, onu sinirlendirmeye başlamıştı.

Rüzgar: Amaç?

Bilinmeyen Numara: Amaç?

Bilinmeyen Numara: Amaç falan yok

Rüzgar: Tüm bu klişe doğum günü cümlelerini kurmak için mi aldın numaramı?

Rüzgar: Ayrıca madem konuşmaktan kaçacaksın, ne diye yazıyorsun?

Bilinmeyen Numara: Bu kadar sorgulayacağını düşünemedim

Rüzgar: Düşünmek için çok da çaba sarf etmişse benzemiyorsun

Bilinmeyen Numara: Gören de bok gibi doğum günü dilediğimi sanır

Bilinmeyen Numara: Senin düşmanın değilim

Rüzgar: Kimsin o halde?

Bilinmeyen Numara: Sadece doğum gününü kutlamak isteyen biriyim

Bilinmeyen Numara: Rahatsızlık verdiysem üzgünüm

(Görüldü.)

Uygulamadan çıkarak dışarıya derin bir nefes verdi. Kimse kim, diye düşündü. Pek de umursamayarak, az önce yarıda bıraktığı araştırmasına devam etti.

ig: darknesscrescent

tw: pirincingunlugu

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now