10- Söz

122K 8.8K 2.4K
                                    

The Neighbourhood - Softcore

Kitabı genel olarak tekil ağızdan yazacağım ama bu bölümü ilahi bakış açısıyla yazmak istedim. Keyifli okumalar. ♥

"Hanginiz yaptı bunu? Söyleyin çabuk!" 

Yetimhane müdürü, kısıtlı imkânlarla yetimhaneye alınan ve herkesin heyecan içinde karşıladığı bilgisayarın yandan ayrılmış kasasını işaret ettiğinde karşısına dizdiği çocuklar korkudan soluklarını tutmuş, bu anın bir an evvel geçip bitmesini bekliyorlardı. 

Çocuklardan en büyüğü olan Rüzgar, hepsinden önde duruyor ve çaresizce zarar görmelerini engellemek istiyordu. Hepsi 6 yaşından küçüktü. Rüzgar, onlardan en aşağı 5 yaş büyüktü ve onların yaşındayken kendisi de bu yetimhanede kalıyordu. Belli bir yaşa geldikten sonra kız-erkek karışık kaldıkları bu yetimhaneden ayrılarak yalnızca erkeklerin kaldığı bir yurtta kalmaya başlamıştı.

Buraya Meltem'i ziyaret etmek için gelmişti. Yetimhaneden ayrılacağı gün bacağına sarılıp saatlerce ağlayan küçük kıza onu sık sık görmeye geleceğini söylemişti çünkü. İstediği sıklıkta olmasa da onu görebilmek için her fırsatı değerlendiriyordu.

"Konuşsanıza! Hatalarınızla yüzleşmeyi öğrenmeniz gerek."

Kimseden çıt çıkmamaya devam ediyordu. Herkes fazla sessizdi. Yanlış anlaşılmasından korktukları için çocuklar birbirlerinin yüzlerine dahi bakmıyorlardı.

Meltem'in olduğu yerde rahatsızca kıpırdanması Rüzgar'ın gözlerinden kaçmazken küçük kız kafasını kaldırmış, açık mavi gözlerindeki saf mahcubiyetle Rüzgar'a bakmıştı. Başı yeniden önüne eğilirken zayıf bir sesle "Osman Amca..." diyerek söze başladı ancak Rüzgar'ın araya giren kuvvetli tonlaması onun sesini bastırdı.

"Ben kırdım, Osman Amca." Müdürün bakışları Rüzgar'a döndüğünde Rüzgar, ellerini önünde birleştirmiş ve başını eğmişti. "Oyun oynarken oldu, istemeden kırdım."

Müdürün yüzüne net bir şaşkınlık yayılırken "Sen hiç böyle yaramazlıklar yapmazdın," dedi. "Hadi bu serseriler neyse de sen akıllı bir çocuksun, Rüzgar. Senden hiç beklemezdim."

Rüzgar'ın başı iyice önüne eğilmişti. "Özür dilerim," dedi. Hayatta öğrendiği ilk şey özür dilemekti. Kendi ailesi onu sevmeyip bıraktığı için, bu insanlara varlığıyla yük olduğu için özür diliyordu. Özür dilemek Rüzgar için çok kolaydı. Buna çok alışkındı.

"Öyle kuru bir özürle düzeldi mi şimdi? Başımıza ne kadar büyük bir masraf açıldı, biliyor musun?"  Bir hışımla Rüzgar'ın yakasını kavradığında çocuğu parmaklarının ucunda kalkmak zorunda bırakmıştı. "Kim ödeyecek şimdi bunu?! Sen mi ödeyeceksin?!"

Gür sesi odayı doldururken çocuklar korkudan çıtlarını dahi çıkarmıyorlardı. "Kim ödeyecek senin adına?" diyerek Rüzgar'ı annesizliğinden, babasızlığından vurduğunda küçük çocuğun kalbindeki hiç iyileşmeyen o yara yeniden deşilmişti. Bir kez daha, kimsesizliğinden utandı. Ağlamamak için kendisini sıkıyordu ancak duygularının önüne geçebilecek kadar büyük değildi. Yüzü kızarmaya başladı.

"Osman Amca!" Meltem hızlı adımlarla yanlarına varıp müdürün koluna sarılırken küçük yüzünü kaldırmış, mavi gözlerinden taşan yaşlarla yalvarırcasına müdüre bakmıştı.

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Место, где живут истории. Откройте их для себя