34- Gerçek Evliler

226K 8.8K 7.4K
                                    

Sena Şener - Teni Tenime

Tüm bedenim tatlı bir yorgunlukla sızlıyordu.

Doğru düzgün var olamayan sınırlarımızın tamamen ortadan kalkışını belki biraz fazla kutlamıştık. Biraz da cozutmuştuk. Yüzümde hafif bir tebessüm yer edinirken yorgunluğumun tatlılığı hakkındaki yorumumun yanlış olabileceğini düşündüm. Çünkü pestilim çıkmış olmasına rağmen o anları düşündükçe bile bedenimi bir ateş basıyordu.

Bakışlarımı duş kabinine çevirdiğimde birazdan burada, Rüzgar'la duş alacak olmamızın aklıma gelişiyle aynı ateş harlanmış, beni yakmaya başlamıştı. Bu fikre alışmaya çalışmakla geçirdiğim birkaç başarısız saniyenin ardından banyonun kapısı açıldığında Rüzgar, içeriye girdi. İkimizin de üstünde sadece iç çamaşırlarımız vardı.

Rüzgar'ın koyu kahveleri, gözlerimle buluştuğunda kendimi utanamayacak kadar yorgun hissediyordum. Ona bayık bir şekilde baktım. Duş kabininden içeriye girip suyu açtı ve sıcağa dönmesini bekledi. Altındaki iç çamaşırını çıkarırken, "Hadi." diye mırıldanmıştı.

Kollarımı kaldırmak için uğraştım, büyük çaba sarf ettim ama hiçbir şeye halim yoktu. Rüzgar'ın ise benim halime gülebilecek kadar enerjisi vardı. Bana yaklaşıp kolunu belime doladı ve beni ayağa kaldırdı. Bedenimi bedenine yaslarken dudaklarını saçlarımın üstünde hissediyordum.

"Bunu her zaman senin için ben yapamam," dedi alayla. Beni hızlıca soydu ve tek kolunu belime sarıp kaldırarak duş kabininin içine soktu. Kendisi de peşimden girerken başımı direkt omzuna yaslamıştım.

"Şikâyetçi misin?" diye sordum. Tepemdeki duş başlığından akan sıcak su, saçlarımı ıslatırken gözlerimi açık tutmak için fazladan çaba harcıyordum.

"Hayır," derken eline şampuanımı almıştı. "Ama kendi kıyafetlerini çıkaramayacak kadar halsiz olmaman çok işime yarardı doğrusu."

Yaptığı imayla kıkırdadım. Başımı zorlukla omzundan kaldırıp geriye yatırırken çenemi onun göğsüne yaslamıştım. Avucuna döktüğü şampuanımı saçlarıma yaymaya başladı. Parmaklarını saç derimde hissetmek öyle rahatlatıcıydı ki gözlerim kapanmıştı. Rüzgar'ın dudaklarını dudaklarımın üstünde hissettim. Küçük bir öpücük bırakıp geri çekildi.

"Doğru," diye mırıldandım. Bir süre önce söylediklerine cevap verecek enerjiyi ancak şimdi bulabilmiştim. "Senin gördüğün o rüyada da duştaydık, değil mi?"

"Hm-hmm," diyerek tepki verdi yalnızca. Gözlerime, koyu kahverengi gözlerini kısarak bakmayı atlamamıştı. Ona rüyasını anlattırana kadar çıldırtışlarımı hatırlamış olmalıydı. Onu tam olarak ne kadar delirttiğimi bilmiyordum ama yatakta bana yaptıklarıyla hepsinin acısını çıkardığı aşikârdı. Dizlerimde öyle güç yoktu ki ayakta durmak bile benim için büyük başarıydı.

"Peki şu an, rüyandaki halimize benziyor mu?"

Duş başlığını eline alarak saçlarımı durularken parmakları, saçlarımın arasında geziniyordu. Dokunuşları öyle hassas, öyle rahatlatıcıydı ki gözlerim tekrardan kapandı.

"Pek sayılmaz," diyen sesini duydum. Saçlarımdaki tüm şampuanı durulamıştı. Kollarımı boynuna dolayarak başını bana doğru eğmesini sağladım. "Beni kucağına al," dediğimde duş başlığını tekrardan yerine takarak ellerini kalçalarıma sardı ve beni havalandırıp kucağına aldı. Bacaklarımı beline dolarken Rüzgar, bir adım atarak ikimizi de duş başlığının altına sokmuştu. Tepeden akan sıcak su ikimizin de teninde geziniyordu. Başımı eğerek dudaklarımızı birleştirdim.

Rüzgar'ın dudakları anında bana ayak uydurmuş, öpüşüme karşılık vermeye başlamıştı. Bedenimi banyonun soğuk fayans duvarına yaslamadan önce duş başlığını yerinden çıkarıp beni yaslayacağı duvarı sıcak suyla ısıtmış, ardından sırtımı ılık duvarla buluşturup kafasını sağa eğerek beni öpmeye devam etmişti.

KUTLU OLSUN (Kitap Oldu)Where stories live. Discover now